Pazar 06.11.2016 00:00
Son Güncelleme: Pazar 06.11.2016 01:37

Yazarlar Beşiktaş-Trabzonspor maçını yorumladı

Beşiktaş, Spor Toto Süper Lig'in 10. haftasında sahasında Trabzonspor'u 2-1 yendi. SABAH Spor yazarları bu zorlu karşılaşmayı değerlendirdi.

Metin TEKİN: Farklı senaryo...
Hafta içinde Salı günü Şampiyonlar Ligi'nde Napoli ile oynamışsın, zorlu ve yüksek tempoda bir mücadele sergilemişsin. Beşiktaş'a sorsalar "Senaryo nasıl olsun?" diye.... Siyah-beyazlı oyuncular, "İlk 20 dakikada gol veya goller atıp garantili bir skor alalım, ondan sonra oyunun kontrolünü sağlayalım" derlerdi. Beşiktaş için bu senaryo gerçekleşti ancak devamı gelmedi. Beşiktaş'ın bunu sorgulaması lazım. Oyunu 2-0'a getirdi ama ondan sonra oyuna hükmeden ve pozisyonlara giren takım Trabzonspor oldu.
Galatasaray maçında öne geçen taraf Trabzonspor'du... Ondan sonra bordomavili takım savunma ağırlıklı başka bir oyuna döndü. Dün ise tam tersi bir senaryo vardı sahada.. Trabzonspor'un farklı plan ve stratejisinin de olduğunu gördük. Mühim olan Trabzonspor'un oyuna ortak olma gücünü sahaya yansıtması. Beşiktaş ikinci yarıda fizik olarak düştü ama Trabzonspor'un dirilişini de görmemiz lazım.
Beşiktaş'ın muhakkak geniş bir kadrosu var ama Caner ve Talisca'nın yokluğu büyük eksikliktir. Teknik direktör Şenol Güneş'in geçen seneden farkı bu sene çok fazla Olcay ve Oğuzhan gibi kenar oyuncularını kullanmıyor. Kimi kullanıyor, Ömer ve Cenk gibi santrfor özelliği olan oyuncularını kullanıyor. Şenol Hoca için bu son derece radikal bir karardır. Getiren ve tutanla değil, atanla kullanıyor Şenol Hoca kenarları...
Beşiktaş'ta en beğendiğim oyuncu Atiba'ydı. Hem savunmada hem hücumda güçlü bir performans gösterdi, 90 dakika boyunca oyunun içindeydi. Quaresma belki penaltıyı yaptırdı ama çok daha iyi oyunları vardı. Oğuzhan'ın da fiziksel yetersizliği Beşiktaş'ın oyununa olumsuz yansıdı. Penaltı pozisyonunda ise Bero, kendini öne doğru atmasa hakem penaltıyı vermezdi. Bero o pozisyonda Quaresma'ya kalçayla darbesi var ve penaltı kararı doğru. Atiba'nın, ceza sahası içinde N'Doye'ye yaptığı hareket de bana göre penaltıydı.
İskender GÜNEN: Hakem kararıyla...
Her sezon aynı film... Aslında oynanan futbol değil orta oyunu! Yıllardır hakemler hakkında herkes bir şeyler yazıyor, söylüyor. Ama değişen hiçbir şey yok. İşte dün Mete Kalkavan, oyunun baş aktörü olarak ortaya çıktı. Önce Bero'nun Quaresma'ya yaptığı hareketine verdiği penaltı bana göre absürt... Ardından Beşiktaş 2-1 önde, fiziksel anlamda Napoli maçının yorgunluğu tam anlamıyla ortaya çıkmış ve pozisyonlar bulan bir Trabzonspor var. İkinci yarının başında kullanılan bir serbest vuruşta Beşiktaş ceza alanı içinde N'Doye'un yaka paça indirildiği pozisyon nasıl penaltı olmaz!
70. dakika oynanırken Quaresma'nın Yusuf'un bileğine, hem de Mete Kalkavan'ın gözü önünde yaptığı hareket var ki; direkt kırmızı göstermesi gereken bir pozisyon... Ama Kalkavan zorla sarı kartına başvurdu! İnsan gerçekten üzülmeden edemiyor. Bir maçın kaderi ile nasıl bu kadar oynanır? Yazık!
Gelelim maça... Böylesi bir karşılaşmaya üçüncü dakikada kornerden gelen topta yenilen golle başlanması Trabzonspor için şanssızlıktı. Yalnız yenilen golde Rhodolfo topa vurduğu anda üç Beşiktaşlı oyuncu da nasıl böyle boş bırakılır anlamak zor. Ardından Mete Kalkavan'ın yarattığı penaltıdan sonra ise Trabzonspor doğaldır ki riskleri almaya başladı. Önde baskı kurdu, rakibi rahatsız etmeye çalıştı.
Orta alanda Onazi-Mehmet Ekici-Okay'ın aralarındaki pas bağlantısını bir türlü kuramadığını gördük. Hücum organizasyonlarında ise yine her maçtaki görüntüler ortaya çıktı. Yani üçüncü bölgeye kadar gelişen ataklar vardı ama ya final pası eksikliği ya da rakibe kaptırdıkları toplarla bunlardan sonuç alınamadı. Burada Trabzonspor forvetlerinin eksikleri de ortaya çıktı. Bu yüzden Beşiktaş'ın Trabzon savunmasının arkasına attığı toplarda gollük pozisyonlar da izledik. Aboubakar'ın kaçırdığı golden sonra ise Beşiktaş defansının çıkarken kaptırdığı topta Yusuf ile kazanılan gol ümitlerin başlangıcı oldu. İkinci yarı ise rakip alanda daha fazla gözükmelerine rağmen hakemin yanlış kararlarının, Trabzon'un sonucu değiştirememesinin en büyük nedeni olduğunu düşünüyorum.
Murat ÖZBOSTAN: Galiptir bu yolda mağlup!
Öncelikle şunu söylemek gerekir, hem Beşiktaş hem de Trabzonspor, Süper Lig'e yakışır, futbolseverleri ekran başına kilitleyecek, stadyumdakilere keyif verecek bir maç izlettiler bizlere… Mücadele temposu bir an bile düşmedi, iki takım da sınırlarını sonuna kadar zorladı. Beşiktaş kısa sürede 2-0 öne geçince, Trabzonspor'un bu skoru kabulleneceğini düşünenler yanıldılar, son saniyeye kadar siyahbeyazlıların üzerine baskı kuran bir çaba vardı sahada. Trabzonspor yakın dönemde yine puan kayıpları yapıyor ancak mücadele ve iştah olarak sezon başına göre çok daha iyi durumdalar. Belki de en önemli özellikleri bu ve son dönemde Trabzon yönetiminin ve kaptan Onur'un çabaları bu bakımdan işe yaramış görünüyor. Açıkçası maçtan en azından 1 puanla ayrılmayı hak ettiler fakat bu iyi oyunun puanla taçlanmamasının bir sebebi vardı, Mete Kalkavan… Hakem yorumlamayı hiçbir zaman sevmedim, oyunu ve oyunun güzelliklerini konuşmayı hep tercih ettim ama hakemden bahsedilmeyecek gibi değil…
BİZ BİLE HÜZÜNLENDİK
Kalkavan'ın Beşiktaş'a çaldığı penaltı tartışmalı görünüyordu, üstelik ardından Trabzonspor'un net bir penaltısı da verilmedi. Hadi bunlar her hakemin başına gelebilecek hatalı kararlar diyelim ancak Quaresma'nın Yusuf Erdoğan'ın kaval kemiğine tabanla basmasına nasıl sarı kart çıkarabilir ki bir hakem? Yusuf'un gözyaşlarına boğulduğu anlarda biz bile hüzünlendik ama pozisyonu gördüğünü iddia eden bir hakemin 'yaralayıcı hareket' kapsamına giren bu pozisyonda sarı kart göstermesi maçın gidişatını değiştirdi. Pozisyonu hiç görmeyip faul çalmasa dahi daha anlaşılır ama bu darbeyi görüp de sarı kart vermek mümkün değil. Elbette Beşiktaş da birçok kontratak yakalayıp pozisyonlar üretti, oyuncuların emeklerine saygı duyuyoruz. Bu ayrı ancak hakemin maçın skoruna etki ettiği de bir gerçek… Trabzonsporlu oyuncuların çabası ve gösterdiği gelişim ise şunu söyletiyor insana: "Galiptir bu yolda mağlup."
Erman TOROĞLU: Yüreksiz hakemler
Lig yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Ama ligi şekillendiren teknik direktörler, futbolcular değil! Kesinlikle hakemler. Birilerine penaltı çalmayıp diğerine penaltı çalıp. Birilerinin futbolcularını atmayıp, birilerini atıp yukarıyı büyüklerin işgali altına alıyorlar. Kim bunlar? Hakemler. Bakınız siz bunlara istediğiniz kadar oyun kurallarını öğretin, ders verin, istediğiniz kadar konuşun. Türk hakemlerine yapacağınız bir tane iş var: Mezbahaya gideceksiniz, kesilen mandalardan birer yürek alacaksınız. Bunlara yürek nakli yapacaksınız. Kalp nakli yapacaksınız. Bunların çoğunda yürek yok, cesaret yok, çalamıyorlar. Ama bazılarının aleyhine hep çalıyorlar. Dün gece her şeyi bırakın penaltıydı itti kalktı hepsi bir kenara; Quaresma atılır mı atılmaz mı? İşin daha tuhaf yanı gösterdiği sarı kart. Hiç kart göstermesen diyeceğim ki öyle gördün. Ama sarıyı gösteriyorsan "Hadi git işine ya" derim. Sonra İngiliz hakem geliyor, hepimiz hayran kalıyoruz. İki takım da sahada tebrik ediyor Beşiktaş-Napoli maçında. Ama İngiliz'in verdiği penaltıyı Konya'da Bülent Yıldırım veremiyor veya geçen haftaki Fırat Aydınus rezaleti. Yahu kardeşim bırakın da maçı futbolcular, teknik direktörler neticelendirsin. Bu işi adam gibi yapın ya da çekin gidin. 25-30 bin aylık alacağız diye milleti rezil etmeyin. Türkiye Ligi'nin de içine etmeyin. Bakınız şu ana kadar hakem yazdık, biraz da maçtan bahsedelim: 3 yıldır Trabzonspor'u ilk defa bu kadar takım olarak gördüm. Dün hakem sayesinde yenildiler tamam. Zaten yeni değil, Trabzon'un üzerine 3 senedir oynuyorlar. İlk defa kişilikli, takım olarak Beşiktaş gibi bir takıma karşı kafa tuttu. Kadrolara baktığınız zaman Trabzon'un kadrosu Beşiktaş'a göre çok zayıf. Bir de buna Beşiktaş kalecisi Fabri'nin çok iyi oyununu ekleyin. Maç hakem yardımıyla 2-0 olmuş. Aboubakar yüzde 100 atması gereken pozisyonu atamayınca golü yediler. Ondan sonra maç zaten Beşiktaş açısından zora girdi. Bu kadar hakem yardımı olup da Beşiktaş'ın bu kadar zorlandığını ilk defa görüyorum. Demek ki siyah-beyazlıların da Şenol Güneş'in de bazı kararlar vermesi gerekir. Zemin bir harika, Türkiye'nin en iyisi, hava süper, tribünler süper. Aslında maçtaki mücadele de güzel. Ah o sarı formalı da olmasa ortada düzgün bir sarı formalı olsa dün geceki maç tadından yenmezdi. Ama dedim ya Türkiye'deki futbolun bazı hakemler içine ediyorlar. Dün gecenin özeti yazık oldu gene Trabzon'a yine de bir hakem kararıyla nakavt oldu. Yaptığı mücadele, takım olma yolundaki görüntüsü güzeldi. Beşiktaş şu anda keseden yiyor. Böyle giderlerse çok kayıp verirler. Kalitesi yüksek olmayan heyecanlı bir maç izledik. Türkiye'nin futbol şartlarında bu da bize yetti.
Rıdvan DİLMEN: Usta sonuna kadar haklı
Trabzonspor takımı büyük maçlara konsantrasyonu yüksek bir takım. Beşiktaş- Trabzon maçları da uzun yıllardır iyi geçer, gollü geçer. 96-97 dakika top oynandı, müthiş tempolu maç oldu. Ersun Yanal bir maça hedeflenmiş. Trabzon gerçekten büyük kulüp... İyi takım mı, değil. Rakipleri de saygı duymak zorunda kalıyor. Bana göre Trabzon'un durumunu gösteren oyuncular santrforları... İyi oynayan N'Doye buysa iş zor.
Diğer tarafta ise 7 gün içinde 3 maça hazırlanan ve hafta içindeki Napoli gibi yıpratıcı bir takıma karşı oynayan bir Beşiktaş vardı. Napoli maçını oynamak çok zordur. Devamlı topun peşinde koşuyorsunuz. Taktik olarak da çok etkili bir takımlar. Kolaylaştırmak için üçüncüyü bulmanız lazım. Golü yerseniz psikolojik problemler geliyor. Uzun süredir oynamayan Oğuzhan'ı oynattı. Tolgay maçı bitiremedi. Adriano'yu dinlendirmek için sol öne almak zorunda kaldı. Saha içinde Beşiktaş fizik olarak düştü ama bir tane kahraman vardı: Atiba. Bu kadar koşulmaz yani! Çalım atan oyunculara birçok hünerli oyuncular deriz ama Atiba sanki Napoli maçında hiç oynamamış gibi koştu. Kazandığı zaman da bam diye vurmuyor, yanındakine verebiliyor. Atiba'nın performansı bende iz bıraktı. Aboubakar yavaş yavaş geliyor. Gol vuruşu temiz değil ama bazen Ibrahimovic çalımı atıyor. Bazen de yanındakine pas atamıyor. Dün müthiş yumuşak işler yapıyor. Aboubakar'da yalnızca iki plan var ama, üçüncüsü yok. Çalım atmasını biliyor, vuruşu düşünüyor ama pas tercihlerini düşünemiyor. Cenk de aynı, C ve D planları yok.
Beşiktaş'ta kanat oyuncusu olarak Quaresma var. Quaresma çok çizgide kalıyor, eveliyor geveliyor. Daha ciddi oynadığı zaman önemli meziyetleri var. Olcay'ı düşünmüyor, Kerim'i hiç düşünmüyor. Cenk'i 4-2- 1-3'ün solunda başladı. Sol taraf oyuncusunun sağ bekle gelmesi lazım, orta sahaya kat etmesi lazım. Bu özellikler onda yok. Ömer için de aynı... Hem Aboubakar, hem Cenk ya da Ömer olduğu zaman çift santrfor görüntüsü olmuyor. Hücuma da çok şey katmıyor. Quaresma da savunmayı çok önemsemiyor. Olcay ya da Kerim orada oynamayı biliyorlar. Normalde Olcay daha uygun bir oyuncu oraya... Olcay'ın idman performansını bilmiyoruz tabii ki ama Beşiktaş sisteminin dışına çıkıyor bu şekilde.
Tartışmalı pozisyonlara gelecek olursak... Quaresma, yapma Allah aşkına... Kontrolsüz de girmemiş bu pozisyonda, basmış. Tartışması bile yok pozisyonun, net kırmızı kart. N'Doye'un pozisyonu da penaltıydı. Trabzon'da başkan Muharrem Usta hakem mağduriyeti ve süreç nedeniyle yerden göğe kadar haklı...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.