Pazartesi 06.02.2017 00:00
Son Güncelleme: Pazartesi 06.02.2017 01:42

Usta yazarlar Beşiktaş- Fenerbahçe maçını yorumladı

SABAH'ın usta yazarları Ziraat Türkiye Kupası son 16 turunda oynanan ve Fenerbahçe'nin Van Persie'nin ayağından bulduğu golle 1-0 kazandığı Fenerbahçe-Beşiktaş maçını yorumladı. İşte o birbirinden can alıcı yorumlar!

Gürcan BİLGİÇ
Hollanda işi!

Büyük maçları, büyük oyuncularla kazanırsınız. Fenerbahçe sezonun finalini oynadı ve Galatasaray maçından sonra, Dolmabahçe'de de Hollandalılar ile zaferini ilan etti. 41. dakika elbette dönüm noktası. Fenerbahçe için maçın ezberi bu değildi. "Bekle, fırsat kolla" taktiği bir anda bitiverdi. Rakip taraftarla dolu bir statta, kendi oyununu kurmak zorunda kaldı. Ne yapacağını bilemez halde, eveleyip-gevelerken, günün ikinci artisti -ilki Van Persie- Cenk Tosun'un top yerine hakemle uğraşmasını, hızla hücuma çevirdiler. Ofsayt çizgisinde ince ince dolaşıp, golü buldular. Aynı şaşkınlık Beşiktaş için de geçerliydi. Koca sezonda sadece sekiz dakika (Konya maçının 82. dakikasında Necip atılmıştı) 10 kişi oynamışlardı. Beş rakibi eksik kalmıştı ama kendileri için yeni bir tecrübeydi bu. Şenol Hoca için de hamle kararı için "Orta sahadan mı, önden mi?" sorusuyla geçen dakikalarda, Atiba'nın yokluğunda orta saha rakibe geçince, Talisca'ya geldi kement. Yine kırmızı karta döndüğümüzde, o ana kadar oyunu tek kale haline getiren, üstünlüğü kuran ve akışa baktığınızda kazanmaya yakın takımdı Beşiktaş. Tosic'in, hakemin burnunun dibinde kafa atmaya çalışması, derbilerin aslında yıldız oyunculara mahsus olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Tüm hücum girişimlerini, Lens üstünden yapan Fenerbahçe için, Şenol Hoca'nın özel önlem almaması, belki takımına olan güveninin işareti. Ama maç boyunca kalesindeki tüm tehlikeleri yaşatanın bu futbolcu olması da ilginç. Meşhur sözdür; "Şımardıysan eğer, düşmana ihtiyacın yoktur..." Eğer rakibi küçümsersen, üstelik bir derbide bu havayı solursan, bedelini ödemekten başka çaren de kalmaz. Kadıköy'e "yenilmemek" üzerine gelip, yeni stadındaki ilk yenilgiyi yine Fenerbahçe'den almak da ayrı bir ironi Beşiktaş için. Ali Palabıyık'ın tartışılacak kararları her iki taraf için de var. Ama bir gün önceki Mete Kalkavan gibi yapmayıp, özellikle kırmızı için yorum hakkını kullanmadı. Göstermediği sarı kartlar olabilir. Fakat bunun bir derbi olduğu, oyuncuların gerginliği yaşadığı ve hakemin de empati yaptığını atlamayalım. İki taraf da şikayetçi olabilir kendisinden fakat mümkün olduğu kadar iyi niyetli ve kontrollü kaldı. Tebrik ederim.

Rıdvan DİLMEN
Van Persie de atılmalıydı

Fenerbahçeli futbolcular bu maçta bir reaksiyon vermeliydi, Beşiktaş'ın şanssızlığı bu oldu. "Formamız için, kulübümüz için gidelim, ligin liderini yenelim" diye konuşmuştur futbolcular... İlk 15 dakikada iyi başladı Fenerbahçe. 41'inci dakikada kırmızı karta kadar Beşiktaş ağırlık koydu ama sonra dengeler değişti. Sonuçta gergin bir ortam vardı. Uzatmalarla 99 dakika futbol oynanan ortamda hakemin yönetmekten ziyade idare ettiği, topun oyunda az kaldığı bir maç izledik. Fenerbahçe istediğini aldı. Kayseri'deki Fenerbahçe'yi Beşiktaş yakalasa yine 4'lük yapar. Fenerbahçeli oyuncuların dünkü maçı final gibi gördüğü net belliydi. Kartlık fauller, sertlik de dahil olmak üzere... Milyonlarca taraftara, "Biz aslında kötü takım değiliz" mesajı vermek istediler. 11'e 10'da Fenerbahçe'nin hükmettiği bir oyun izledik. Fiziksel ve taktiksel dengelerin değiştiği maçta çok ama çok önemli bir kazanım elde etti. Hem kupada son 7 eşleşmeyi kaybettiğin Beşiktaş'ı elemiş oldun. Hedefsiz maç olsa dahi çok çok önemli bir galibiyetti. Kupa, Fenerbahçe'nin kestirmeden gidebileceği bir hedef, birçok üst düzey rakibi de elendi. Tabii ben oynadıkları futbolu beğenmedim ama skor istedikleri skordu. Ozan'ın gol kaçırmasından çok Advocaat, geriye çabuk dönemedikleri için kızdı mesela.
YÜREKLİ AMA HATA YAPTI!..
Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi her zaman önemlidir. Fakat kimin daha çok ihtiyacı var diye soracak olursak cevabını Fenerbahçe olarak verirdik. 3 gün sonra kendine geldiği zaman insanlar sorsa, "Kupa da Fenerbahçe'nin elinden gitseydi" diye sorguladığımızda Fenerbahçe daha çok hasar almış olacaktı. Beşiktaşlıların üzülmesi doğaldır ama kaybı daha az. Çok sakin, kendine güvenli bir hakem görüntüsü verdi Ali Palabıyık. Büyük ihtimalle eve giderken "Bugün iyi maç yönettim" diye düşünmüştür ama televizyonu açtığında aslında öyle olmadığını görmüştür. Tüm hatalarına girecek olursam bu köşedeki yer yetmez. İki takım lehine de aleyhine de kararları var. Tosic'in pozisyonunda yardımcı net gördü. Van Persie ile ilgili bir sufle de verdi yan hakem. Biz neyin ne olduğunu devre arasında gördük. Hakem aynı anda durdurabilse, o görüntüye göre Van Persie kırmızı... Dolayısıyla durdurabilse Tosic atılmayacak. Şu hareketlerde bence ikisi de kırmızı olmalı. Sarılık çok pozisyonlar da vardı maçta. Fenerbahçe'nin attığı gol bence nizami... Ofsayt tartışılabilir olsa da değil. Fenerbahçe'nin attığı ikinci golü de bence vermeliydi. Hakem "Benim düdüğümü bekle" demedi. Madem öyle, Lens'e kart verirsin. Kayseri'deki maçın son golü de benzer şekildeydi. Üstelik gördüğüm kadarıyla düdüğü çaldı. Şener ikinci sarıdan kesin atılmalıydı. Bu maçın kahramanı olacakken kötüsü oldu Palabıyık. Hakimiyeti kuramadı, tak tak kartları başta verse olacaktı. Yürekli yönetti ama hata yaptı. Oyunun akışında yönetti ama durdurduğu pozisyonlarda kararları yanlıştı.
ADVOCAAT DOĞRU YAPMIŞ
Herkesin öz eleştiri yapması lazım, kendimiz de dahil olmak üzere... Devre arasında Van Persie ve Şener'i çıkarması gerektiğini düşünüyordum. Fakat Advocaat diğer yönde karar verdi, sonra gördük ki Van Persie'nin ilk yarıdaki agresifliği yoktu. Hollandalının golüyle de Fenerbahçe tur atladı. Her düşüncem doğru olacak diye bir şey yok neticede. Benim oyunculuğum döneminde sabah akşam yeniyordu Beşiktaş bizi. Arkadaşlarım dalga geçiyordu, üç ihtimal var, 2-0, 3-0, 4-0 diye... Aziz Bey'in Adanaspor maçı sonrası çıkışını da yanlış buluyorum. Oyuncuların büyük bölümü iyi niyetliydi. Marcelo ve Van Persie'yi ayrı tutuyorum. Oğuzhan idolü Van Persie ile atışır hale gelebiliyor maç içinde. Bunları normal karşılamak lazım.
Ömer ÜRÜNDÜL
Kartal tuzağa düştü

Dün gece sahaya yansıyan yüksek gerilimin futbolun önüne geçtiği derbide Fenerbahçe turu geçen taraf oldu. Fenerbahçe'nin bu kritik kupa derbisinde Başakşehir maçının taktiğini uygulayacağı önceden belliydi. Takım halinde topun arkasına geçilip, alan daraltan savunma kurgusu temel stratejiydi. Alper, Souza ve Mehmet Topal ile de Beşiktaş orta sahasının organize olmasını ve forvetleri ile bağlantı kurmalarını engellemek de diğer bir taktik düşünceydi. Fenerbahçe ilk 20 dakika istediklerini fazlasıyla yaptı. Rakibi bozup kalesine yaklaştırmadığı gibi Lens ile de önemli bir pozisyon buldu. 20. dakikadan devre sonuna kadar da Beşiktaş oyunu kontrolüne aldı. 41. dakika öncesi bana göre görüntü bu şekilde devam edecekti ve Beşiktaş galibiyete daha yakın taraf olacaktı. Ancak Van Persie'nin topsuz alanda fair play dışı hareketle sinirlendirdiği Tosic, hakem olaya sonradan dahil olduğunda ve yakına geldiğinde yapmaması gerekeni yaptı ve takımını 10 kişi bıraktı. Bir derbide 10 kişi kalmak tabii ki büyük handikaptı. Ben teknik direktör olsaydım Van Persie'yi devrede mutlaka çıkarırdım. Ama Advocaat onun profesyonel zekasına inanmış ki çıkarmadı. Zaten Van Persie de ikinci yarı hiç suya sabuna dokunmadı! Beşiktaş doğal olarak ikinci yarıda takım halinde karşılama anlayışına geçti. Fenerbahçe'nin kadro yapısı itibarı ile zaten bilinen ciddi bir organizasyon sıkıntısı var. Kapalı savunmalara karşı set oyunu yetersiz. Böyle olunca da Beşiktaş bir kişi eksik de olsa takım savunmasında ciddi bir arıza göstermiyordu. Bir tek Lens sıfıra indi onda da Fabri başarılı idi. Zaten tek kurtarışı da buydu Fabri'nin. Ama en kritik dönemde Beşiktaş tuzağa düştü. Biraz takım halinde ileri çıkalım dediler ve geniş alanda yakalanınca Lens'in tam istediği ortam doğdu. En büyük özelliği bu tip topları sürüp başarılı ve zamanlı bir asist yapması. Bu şekilde Van Persie'ye de al da at dedi. Sonra Beşiktaş 10 kişi ile yüklenince Fenerbahçe'ye daha elverişli ortamlar doğdu. En net fırsatı da Ozan değerlendiremedi. Sonuçta gerilimle başlayan devre sonunda gerilimin üst seviyeye çıktığı ve 90. dakikada yine tavan yaptığı derbi Fenerbahçe'nin istediği sonuçla bitmiş oldu. Ben en çok Mehmet Topal ve Souza'yı beğendim Fenerbahçe'de. Zaten bu tür maçlar bu ikili için ilaç oluyor.
Erman TOROĞLU
Hakem dediğin kartıyla konuşur

Uzun süre konuşulacak bir derbi oldu... Sonunda lig maçlarına da tesir edeceği kesin. Bir düşünün bu olaylar nereden geliyor? Başkanların verdiği sorumsuz beyanatları hatırlayın. Buna, bu tarz işler yapan tüm başkanlar dahil. Beyanatlar veriliyor, hedefler gösteriliyor. Maçtan önce Fenerbahçe taraftarını getiren otobüsler parçalanmış. Bu gerginliğin sebebi hep o açıklamalar. Sonra maça geliyoruz... Van Persie ile Tosic birbirine dalıyorlar. İkili pozisyonlar var... Yani kazanın altına odun atılmaya başlandı. Fokur fokur kaynıyor ortalık! Ama şunu söylemeliyim. Van Persie'nin Tosic'le girdiği pozisyondan önce atılması lazım. Oğuzhan'la diyaloğa giriyor, tükürerek konuşuyor hafiften. İtişiyor, dalaşıyor. Sonra dönüyor tribünlere dil çıkarıyor. Araştırın bakalım tribünlere dil çıkarmanın manası nedir Hollanda'da, Almanya'da... Son derece kötü bir anlam taşır o hareket. Araştırıp bakın! Sonra dönüyoruz Tosic atılıyor. Tosic'in yaptığı hareket kesinlikle kabul edilemez. Sen kalk hakeme itirazını yap, kartını iste. Ama adama gidip kafa atarsan, kızarırsın. Ondan önceki pozisyonlarda kart görmesi gereken Persie, o olay öncesi yaptığı hareket nedeniyle de kırmızı kart görmeliydi. Van Persie'nin Tosic'e gelişi, hareketi de kırmızı kart. Eğer Ali Palabıyık, Tosic ile Persie'ye kırmızı kart gösterse o an, maç pırıl pırıl devam edecekti . Adil olacaksan ikisine de göstereceksin! İkisini atsan adaleti sağlarsın. Ama o pozisyonda bir tarafı atarsan terazi bozulur. Ama Ali Palabıyık'ın beğendiğim bir tarafı var. Tek hatada kaldı. Yani yaptığı ilk hatanın etkisinde kalmadı. Maçın özeti şu: Profesyonel Robin Van Persie, amatör Tosic'i oyundan attırdı. Fenerbahçeli oyuncular, bu karttan sonra oyunu çomaklamaktan vazgeçti. Yani rakibi istedikleri kıvama getirdiler. 10 kişi kalan Beşiktaş üstlerine gelemedi, bir poziyon bulup, golü de buldular. Sonra Persie gidip golü atıyor, maçı bitiriyor. Bakınız! Tosic atılıyor... Devre arası oluyor. İki takım oyuncuları soyunma odasına giriyor. Çıkışta herkes sakin. Tribünden seyirci sahaya atlıyor. Bozuk paralar, su bardakları atılıyor. Bu gerginliği tırmandıran kim? Bazı başkanlar... Onlara sözüm... Yazık değil mi Türk futboluna. Size soruyorum! Hakem nerede hata yaptı? Bir kere hakem sahaya futbolcularla konuşmak için çıkmaz. Kartlarıyla konuşur, kararlarıyla konuşur. Ne oldu maçta? Gerginlikler yaşandı, oyuncular tartıştı. Hakem ne yaptı? Futbolcuların arasına girip konuştu da konuştu... O kadar konuşursan, kartlarını kullanmazsan herkes seni konuşur. Ali Palabıyık müsaade etti böyle şeylere... Kartını gösterseydi, bu tarz olaylar olmazdı. Tosic'i atarken, Van Persie'yi de atması gerekirdi. Beşiktaş'ın penaltı beklediği pozisyon? Öyle penaltı olmaz! Lens'in iptal edilen golünden önce düdük çaldı mı? Bir hareket var. Ama topa yakın oyunculara "Açılın" mı diyor, yoksa "Oyna" mı diyor. Belli değil. Fenerbahçe'ye galibiyeti getiren golün kahramanı bence Cenk Tosun. Rakip ceza sahasının önünde, takım halinde çıkmışsın. Orada gereksiz yere yerde yatarak takımını ateşe attın. Gol öncesinde kesinlikle faul yok. Cenk orada kendisini yere bıraktı. Golde ofsayt var mı? Yani şimdi ben bu pozisyonlarda varsa 5 santim, yoksa 5 santime bakmam. Tartışmam bunu! Hakemin durduğu yere bakıyorum. Pozisyonda hakem doğru yerde duruyor. İki pasta da ofsayt yok. Hakemin devam ettirmesi, golü vermesi doğru. Ofsayt yok, temiz bir gol.
Metin TEKİN
Büyük gerginlik

İki takım da neden bu kadar gergindi? Enterasandı hakikaten... Bunun bir kupa maçı belki de tek maçlı olması bu gerginliği yaratmış olabilir ama sonuçta bir kupa maçıydı. Ligin atmosferinin dışında bir maçtı ama çok belli ki iddia anlamında iki takım da ideal 11'leriyle çıkmıştı sahaya. Olur böyle maçlar. Demek ki iki takım da normal olarak çok kazanmak istemiş. Tabii gerginliğin getirdiği esas nokta Tosiç'in kırmızı kartı oldu. İlk yarının sonlarına doğru olmasına rağmen bu gerilim Beşiktaş'ın oyuna 11'e 10 devam etmesine neden oldu. Kartın doğruluğu tartışılılır tabii, ki tartışılacaktır. Esasında, evet Fenerbahçe belki maçı 1-0 kazandı ama bunu çok hissettirerek oynamadı Beşiktaş'a karşı. Yani ben senden 1 fazlayımı hissetiremedi sahada...Tosiç'in hamlesi vardı ama bunu süsleyen abartan ve kırmızıya çeviren Van Persie oldu. Oyunu bu kırmızı kart mı belirledi? Evet... Bunun tabii çok önemli bir etkisi oldu ve Beşiktaş, ligin en önemli favorisi kupadan elenmiş oldu.
Talisca'nın çıkması doğru muydu? Açıkçası Talisca çıkınca 'Niye?' diye sordum kendi kendime. Savunma güvenliği tamam, alınabilir ama dedim ya 11'e 10'u hissetiren bir Fenerbahçe yoktu sahada. O anlamda gereksiz olarak değerlendirebiliriz Talisca'nın kenara alınışını... Bütüne bakınca ben bir artısını görmedim, hissetmedim Fenerbahçe'nin. O yüzden sorunun cevabı olarak 'Talisca çıkmamalıydı' diyebirim. Çünkü hakikaten böylesine yetenekler sonlarda ortaya çıkar ve sonucu değiştirir.
Maçın en iyisi ve kötüsü kimdi? Açıkçası öne çıkan ve fark yaratan bir oyuncu yoktu. Ama en önemli oyuncusu Robin van Persie diyebiliriz. Tosiç'e kırmızı kartı çıkarttı... Golün sahibi de kendisi oldu. Bu iki faktörle maçın en önemli ismi idi. En kötüsüne baktığmızda ise; ben Oğuzhan'dan açıkçası çok daha iyi bir perfonmans beklerdim. Çok kötü demesek de bekleneni veremeyen bir Oğuzhan vardı dün gece sahada...
Ali Palabıyık'ın kararlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ali Palabıyık benim hakikaten beğendiğim bir hakemdir. Ama kırmızı kararında çok yakın olmasına rağmen, bu kadar rahat ve emin kartını çıkarması benim için soru işaretiydi.

Murat ÖZBOSTAN
Kaybedince süt mü oldu!

Maçın tartışmasız adamı Van Persie.. Beşiktaşlı oyuncuları sinirlendirdi, Tosic'i attırdı, golü attı ve Fenerbahçe'yi tura taşıdı. İşte gecenin özeti budur... Maç o kadar gergin bir havada başladı ki oyunun büyük bölümünde futbolu değil, ne yazık ki iki takım futbolcularının itirazları ve kavgalarını izledik. İşin ilginci futbolcuları sakinleştirmesi gereken yedek kulübeleri de fitili ateşleyen hareketler yapınca, iş çığrından çıktı. Hakem Ali Palabıyık da kontrolü kaybetti. Oyunun başında sarı kartlarını tansiyonu düşürmek adına doğru zamanda çıkarabilse, iki takım da gerginliği bu kadar üst seviyeye taşımayacaktı. Oğuzhan kaptan olarak sahaya çıkmış... Arkadaşlarını sakinleştireceği yerde Beşiktaş'ı ve tribünleri geriyor... Van Persie müthiş bir profesyonel kim ne derse desin.. Tosic'in sinirlerini allak bullak etti. Sana kim ne yaparsa yapsın, senin gidip kafa atman mı lazım! Ne oldu, takımı 10 kişi bıraktın.. Bu turun gitmesinin Beşiktaş adına bir numaralı faktörü Tosic... Filmi kopardı. Diğer faktör de Ali Palabıyık.. Tosic gibi Van Persie'yi de atmalıydın.. Sonrasında 10 kişi kalan Beşiktaş'ta doğru hamleler de yapılamadı. Tosic'in atılması sonrası aklı olaylarda kalan Şenol Güneş, Talisca'yı çıkardı. Bu büyük bir yanlıştı, çıkacak adam bence Babel olmalıydı.. Talisca ilk yarıda gole en yakın adamdı. Babel ikinci yarıda ortalıktan kayboldu. Aslında bu bir anlamda başkanların derbisiydi.. Bir yanda Aziz Yıldırım bir yanda Fikret Orman.. Eto'o transferiyle başlayan, Mehmet Ekici ile devam eden, Quaresma ile tavan yapan gerilim.. Son olarak Beşiktaş Başkanı Fikret Orman maçın siniriyle olduğunu tahmin ettiğim, talihsiz açıklamalar yaptı. Yenilip elenince, neymiş, Süt Kupası'ymış… Tarihiyle, şanıyla prestiji ortada olan Türkiye Kupası'na elenince, laf etmek yakışmadı Beşiktaş Başkanı'na.. Madem öyle, neden tribünler uzun süre sonra ilk defa ağzına kadar doluydu, neden tam kadro çıktın derler adama? Niye süt kupasının bilet fiyatları ateş pahasıydı. Yenince şanlı olan kupa yenilince mi Süt Kupası oldu? Yöneticiler sorumluluklarını unutmamalı ve ona göre davranmalı. Kupayı milyonların ekranlarına getirmek için yüzlerce kişi emek veriyor.. Hadi onu da geçtim. 6 maçtır karda kışta sahaya çıkan kendi futbolcularının emeğine de mi saygı yok. O futbolcular Beşiktaş armasını temsil etti. Biraz saygı lütfen..

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.