Gürcan BİLGİÇ: FİNAL TADINDA
Maçtan önce ne olması gerektiği belliydi. Fenerbahçe skorun 2-2'nin üstüne çıkmasına izin vermeyecek, Başakşehir ise kazanmanın veya daha farklı beraberliğin peşine düşecek. Eğer, mecburiyetler içinde bir plan içindeysen, sahada da "gereğini yapacak" düzeni kurmak zorundasın.
Bu tablonun hitabında savunan bir Fenerbahçe görmemiz gerekirdi. Ancak ilk 45'in özetinde isteyen bir takım ve buna izin veren bir rakip gördük. Van Persie'nin üç pozisyonu ezmesinin peşinden, Emre Belözoğlu'nun kaleyi gördüğü anda denediği şut geldi. Başakşehir için istenen olmuş, attığı gole sevinmeyen Emre "gereğini" yapmıştı.
Kadıköy'ün boş koltuklarının, Fenerbahçe için gereken ateşlemeyi yapması çok mümkün gözükmüyordu. Fakat sahaya rakibinden beş dakika önce geldi sarı-lacivertli oyuncular.
Bu oyuncuların yeni bir hikayeye başladığını gösteriyor. Soyunma odasında konuşmuşlar, belki de birbirlerine sarılmışlardı.
Taraftarın eksikliğini, tek hedefin sıcaklığıyla gidermeye çalıştılar.
Rakibi kaleye yaklaştırmadan denemelerini sürdürmek istediler.
Böylesine geviş getiren oyunun bitime kadar üç gol daha üretmesi ise hiç birimizin beklemediğiydi.
Sahanın kötüleri Lens-Sow işbirliği Fenerbahçe'yi kupa kapısına tekrar getirdi.
Abdullah Avcı, gemileri yaktı, hamleleri yaptı; Holmen ile kapı tokmağına sarıldı. Bir dakika geçmeden Van Persie yine kötü vurdu, Ozan son anda dokundu; bu kez kapı yine sahipsiz kaldı.
Uzatmalara giden bir heyecanı, aslında final tadında izliyorduk. İki takım da istiyor, deniyor ve finali getirecek gol iki kalede kararsız dolaşıyordu. Oyun veya oyuncu kalitesinden şikayetçi olan olabilir, ama iki takımın da mücadelesi ve vazgeçmemesi, Süper Lig'i çok geride bırakıyordu. Alın teri ve emeğin kol kola koştuğu, şansın-şanssızlık ile köşe kapmaca oynadığı ender maçlardan birine şahit olduk. Kupa finalinin ikinci biletini ise penaltı atışları belirledi. 120 dakikada yaşanan heyecan ve mücadele, penaltı atışlarında da karşımıza çıktı. Atışların sonunda da Abdullah Avcı ve talebeleri, Kadıköy'den bileti alan taraf oldu.
Murat ?ÖZBOSTAN: HAYALLER VE GERÇEKLER
Öncelikle iki takımı da tebrik etmek lazım, bize böyle bir gece ve final tadında bir heyecan yaşattıkları için... Sahada daha iyi organize olan ve alışılmış hücum aksiyonlarını çok iyi uygulayan Başakşehir, maçın başından itibaren finali daha çok isteyen takım görüntüsündeydi. Savunma ağırlıklı bir oyun anlayışını benimseyen ve özellikle Lens'in bölgesinden kontra kovalayan Fenerbahçe deplasmanda, Başakşehir ise evinde gibi oynuyordu. Normal sürede maç 2-2 bitince, pili biten sarılacivertli takım, maç penaltılara gitsin diye adeta dua etti. Bu bölümde de Başakşehir pozisyonlara girdi ancak Volkan Demirel, yaptığı kritik kurtarışlarla takımını ayakta tutup mücadeleyi penaltılara taşıdı. 26 penaltı atışının ardından Başakşehir, tur biletini alırken, F.Bahçe'nin hayallerini bomboş bırakan ve Hollanda Milli Takımı'yla anlaşan Advocaat için de Amsterdam biletini şimdiden ayırttı. Fenerbahçe bir sezonu daha kupasız kapatırken, hem şampiyonluğu hem de Türkiye Kupası'nı kovalayan Abdullah Avcı ve öğrencileri her türlü takdiri hak ediyor.