AHMET ÇAKAR: "ASLAN VURA VURA GELİYOR"
Galatasaray çok ama çok tuhaf bir takım olmuş. Mükemmel mi oynuyorlar? Tabii ki hayır. Hata yapıyorlar mı? Tabii ki evet. Ama bu seviyede böylesine kariyer sahibi oyuncular, futbola yeni başlamışçasına büyük bir özveri ve mücadele içinde oynuyorlar. Hata yapsalar da yardımlaşma ve konsantrasyon maksimum seviyede. Üstelik takımdaki bu anlayış bazı oyuncuların seviyesini korkunç yükseltmiş. Bunların başında da Tolga Ciğerci geliyor.
Biz onu geçen sene de seyrettik. 'Eh işte' dedik. Bu yıl bambaşka bir mevkide, bambaşka bir anlayışla oynuyor ama seviyesini çok yukarı çekmiş ve art arda goller atıyor. Sonra Rodrigues... O da geçen sezon bu takımdaydı. 'Nereden çıktı bu çocuk?' diyorduk ama inanılmaz tempolu, inanılmaz çabuk bir oyuncu. Yalnız hala futbolu olgun değil, eksikleri var. Sonra Linnes... 'Asla Galatasaray'ın oyuncusu değil' derken, o da iyi niyetle sol bekte fena işler yapmıyor. Mesela Tolga'ya attırdığı ikinci gol Linnes'in eseri. Soldan girdi, içeri çekti, ortaya çıkarttı, Tolga da ceza alanı dışından uzak köşeye vurdu. Ve Belhanda... Hücum organizasyonlarının kilit ismi. Şut çekiyor, araya oynuyor, top kapıyor ama zaman zaman kopuk kopuk oynuyor. Fakat şu bir gerçek ki Galatasaray dosta güven, düşmana korku veren bir görüntüde.
Özellikle ilk yarıda çabuk oynamakla telaşlı oynamayı birbirine karıştırdılar. Top rakipteyken korkunç bir baskı uyguluyorlar. Bu esnada da iki risk alıyorlar. Oyunculardan biri manasız faul yapınca baskı boşa çıkıyor. Ayrıca zaman zaman bu baskıyı şuursuzca yaptıklarında rakip oyuncu o hengameden çıktığında birçok oyuncu boşta kalabiliyorlar. Özellikle bu zaafları ilk yarı zaman zaman gördük. Ama sonuçta Galatasaray vura vura geliyor. Seyirci inandı, futbolcular inandı. Sivasspor'un en iyi transferi forvet Kone. İlk yarıda iyi de oynadılar. Ama ikinci yarıda performanslarını hiç beğenmedim. Gelelim hakem Ali Palabıyık'a. Geçen hafta F.Bahçe-Trabzon maçını mükemmel yönetti. Dün gece de öyle. Sadece verdiği kararların doğruluğu değil, sükuneti, vücut dili ve oyunculara yaklaşımı kusursuzdu.
LEVENT TÜZEMEN: "COŞKU VE KEYİF"
Hafta başından itibaren 50 bin seyircinin geleceğinin haberlerinin yapılması Galatasaraylı oyuncular üzerinde ciddi baskı oluşturmuş. Tribünlerin müthiş desteği ve coşkusu Galatasaraylı futbolcuları, "Bir an önce golü atalım" düşüncesine soktu. Bu anlayış, akıllı oyunu devre dışı bıraktı, G.Saray'ı takım halinde telaşlı bir oyunun içine itti ve kontrolsüz bir güç oluştu. Sivas hep oyunun temposunu düşürmeye çalıştı. Ancak Galatasaraylı oyuncular doğru pozisyon almamalarına rağmen coşkulu oyundan geri adım atmadılar ve mesafe gözetmeden sürekli önde baskı yaptılar. Top Sivaslı oyunculara geçtiğinde Galatasaraylı oyuncular topu kazanmak için ikili, üçlü sıkıştırmalar yaptı. 50 bin taraftarın ırkçılığa karşı yüzlerindeki maskeyle. "Hepimiz Gomis'iz" diye haykırdığı gecede Fransız golcü heyecanlı olmasa ve dikkat edip ofsayta düşmese inanılmaz goller atacaktı.
11. dakikada Rodrigues'in kaleciden dönen şutunda topu Tolga gol yapsaydı Sivas'ın direnci düşecekti. Bir atasözü, "Bu sıcağa kar dayanmaz" der... Baskılı oyundan vazgeçmeyen Galatasaray gol için her türlü girişimi yapsa da tribünlerin beklentisi 41. dakikada gerçekleşti. Belhanda'nın kornerinden gelen kavisli topu önce Serdar Aziz kafayla aşırttı ardından da Gomis'in kafayla "Al da at" dercesine indirdiği topu "Nöbetçi golcü" Tolga ağlara yolladı.
Galatasaray oyun temposunu ikinci yarının başında düşürünce, Sivasspor çok adamla gol girişiminde bulundu. Ancak Gomis'in sayılmayan golü ve ardından Belhanda'nın kaçırdığı gol sonrası Galatasaray, oyunun direksiyonunu yeniden ele alıp "İkinci golü mutlaka bulmalıyız" düşüncesiyle Sivasspor'u bunalttı. Geçen sezon bol bol eleştirdiğimiz Tolga Ciğerci, Tudor'un prensi, Galatasaray'ın da ciğeri olmaya devam etti... Tolga'nın serbest oynaması, gücüne ve koşu kalitesine özgürlük getirdiği gibi golcülüğünü de ön plana çıkardı. Tolga ikinci golde topa ayak içiyle mükemmel vururken, kaliteli bir koşuyla pozisyonu hazırlayan Linnes de yönetime, "Sol bek arıyorsunuz ama bana güvenin" mesajını yolladı. Üçte üç yapan yeni Galatasaray, direnci, presi, koşu kalitesi, tekniği ve hızlı futboluyla izleyenlere coşku ve keyif veriyor.
Bu arada penaltıyı Selçuk'un Gomis'e bırakması anlamlı ve doğruydu.