Galatasaray yoluna doludizgin devam ediyor. Puan farkı açıldı hatta şampiyonluk yarışında "Fenerbahçe'yi yenerse artık kimse tutamaz" yorumları yapılıyor. Galatasaray, sizce 8. hafta sonunda bu ligin açık ara favorisi mi?
LEVENT TÜZEMEN
'Galatasaray kazanırsa lig biter' söylemi, tamamen bir takımı rehavete sürüklemenin tuzağıdır. Üç puanlı ligde aralar açılır da kapanır da. Galatasaraylı oyuncuların tıpkı şampiyon olan Beşiktaş gibi takımdaşlık örneği sergilediğini söyleyebilirim. Özellikle Florya'daki ortam tam bir aile ortamı. Bu arkadaşlık ilişkileri, oyuncuların birbirleriyle uyum sorunu yaşamaması, oyun karakterlerinin ve iş ahlaklarının üst düzeyde olması Galatasaray'ı haklı olarak zirveye taşıdı. Bu oyuncular, ciddiyetsizliği ve şımarıklığı sadece Karabük'e karşı gösterdiler ama Konya maçında akıllarını başlarına alarak disiplini ön planda tutarak oynadılar. Galatasaray, şampiyonluk yarışının favorisidir ama 'rüya takım' söylemleri, oyuncuları asla bir havanın içine sokmaz. Çünkü çoğu yabancı olan oyuncular hem başarıya açlar hem de taraftardan ciddi sevgi görüyorlar. Ama en büyük pay yönetimin. Neden mi? Ödemelerde geç kaldığınız zaman yerli oyuncuları idare edebilirsiniz ama yabancıların isyanına engel olamazsınız. Başkan Dursun Özbek, tüm oyuncuların ödemelerini geciktirmeden zamanında yapıyor. Yani oyuncular parayı değil sadece futbolu düşünüyor. Bu zihniyet de başarıyı getiriyor.
İSKENDER GÜNEN
Galatasaray yeni bir takım ama buna rağmen, Süper Lig'e mükemmel bir başlangıç yaptı. 8 haftada alınan 22 puan var. Fakat bu hafta önünde kendisi için çok önemli Fenerbahçe maçı var. Bu maç bir yönden kendileri için test maçı. Çünkü bugüne kadar büyük bir maçta kendilerini görmedik. Her iki takımın son durumlarını göz önüne getirdiğimizde Galatasaray, Fenerbahçe'ye göre daha avantajlı. Fakat bir başka gerçek var ki yıllardır Fenerbahçe büyük maçlarda ortaya koyduğu direnç ve skoru lehine çeviren bir yapıya sahip.
AHMET ÇAKAR
Galatasaray bu sene çok iyi bir kadro kurdu. Coşkuyla oynuyorlar ve de özellikle Gomis sezonun çeyreğinde tarih yazdı. Hem çok gol attı hem de kırk yıllık ultrAslan gibi mücadele ediyor. Tabii ki diğer takım arkadaşları da ona benzer bir performans sergiliyorlar. Ama şurası bir gerçek ki Galatasaray müthiş bir fikstür avantajıyla lige başladı. Fikstürü Tudor'a yaptırsalar aynısını yapardı. Galatasaray bugüne kadar derbi oynamadı, Trabzon'la oynamadı, Başakşehir'le oynamadı. Asıl zorlu dönem bu hafta sonundan itibaren başlıyor. Art arda güç ve kalite olarak kendisine yakın takımlarla maçlar oynayacak. İlk 8 haftada Galatasaray açık ara favoridir demek doğru değil. Ama mutlak favorilerden biridir. Fenerbahçe'yi yenerlerse şampiyonluk için öne çıkmazlar ama Fenerbahçe şampiyonluk yarışında hem puan olarak geride kaldığı gibi hem de ciddi bir moral bozukluğu yaşar.
GÜRCAN BİLGİÇ
Süper Lig'de 8'de 7 ciddi bir başarı ve zorlu maçlar öncesinde Galatasaray'a müthiş kredi verdi. Onların ligi asıl şimdi başlıyor. Çünkü üst sıralarla oynamadılar. Fenerbahçe derbisiyle kırılgan olabilecek bir döneme girecekler. Benim merak ettiğim, sezonu çok erken açan, erken form tutan bir takım bu istikrarını dişe diş maçlarda da korumayı başaracak mı? Çünkü Tudor'un yüksek nabızlı yüklemeleri sonuç verdi. Kulağımıza gelen halen de bu tip antrenmanların devam ettiği. Patlayıcı gücü çoğaltmayı amaçlayan zıplamalı antrenmanların yoğunluğunun, oyuncu grubunda bağ noktalarında problemler yaşattığı ve sürece baktığımızda böyle bir dönem yaşayan bir takımın düşüşe geçmesi bu haftaya denk geliyor. Yani hepimiz yüksek tempolu, agresif, istekli Galatasaray seyretmeye alıştık. Eğer buna yakın bir oyun Pazar günü gerçekleşmezse sürpriz olmayacak. Kulübesi olmayan bir takımın da şampiyonluğun tek favorisi olması mümkün değil. İlk 11 dışında Galatasaray'ın dengeyi sağlayacak oyuncuları yok. Buradan bir eksilme olduğunda sıkıntılı maçlar olacaktır. Dolayısıyla lig sonuna kadar puan kayıpları olur, köprünün altından daha çok sular akar.
Aykut Kocaman, "Arena'dan istediğimizi alıp, döneceğiz" dedi. Bu iddialı açıklaması için yorumunuz nedir?
AHMET ÇAKAR
Bunlar yüz yıldır hocaların yaptığı açıklamalardır. Hiç kimse yoğurdum ekşi demez. Derbilerin favorisi olmaz. Kağıt üzerinde önde olan takımın kaybettiğini çok görürüz. Dolayısıyla Seyrantepe'deki derbi, her ne kadar Galatasaray favori görünse de her türlü sonuca açıktır.
GÜRCAN BİLGİÇ
Aykut hoca, Beşiktaş maçı öncesinde de benzer beyanlarda bulundu. O, maçı kafasında oynamış, çoktan planını yapmıştır. F.Bahçe'nin iki sezondur ilginç bir özelliği var, rakiplerine ilkleri tattırıyor. Geçen sezon Başakşehir dolu dizgin giderken, ilk yenilgiyi Kadıköy'de aldı. Beşiktaş, Vodafone Park'ta ilk mağlubiyeti F.Bahçe kupa maçında tattı. Bu sene Beşiktaş'ı ilk yenen takım da Fenerbahçe oldu ve şimdi karşısına 12 maçtır yenilmeyen bir Galatasaray çıktı. Böyle bir durum totemleri sevenler için ilginç bir yaklaşım olabilir.
LEVENT TÜZEMEN
Aykut hoca takımının bazı oyuncularının yetersiz olduğunu biliyor ama iddialı söylemlerle onları ayakta tutmaya çalışıyor. Derbilerde favori olmuyor. Geçen sene Fenerbahçe'nin TT Arena'da tek pozisyonu bile yoktu ama Josef'in kafa golüyle maçı kazandılar. Aykut hoca Fenerbahçe'nin bu şansına güveniyor ancak Galatasaray'ın geçen seneki Galatasaray olmadığını da bilmelidir.
Fenerbahçe, Malatya karşısında 28 dakikada işi bitirdi ve galip geldi. Bu futbol derbi için yeterli mi? Eksikleri neler?
GÜRCAN BİLGİÇ
Derbileri lig performansıyla değerlendirmek kadar yanlış bir şey yok. Yeni Malatya karşısında oyun 7. dakikada bitti. Kalan süreyi zorlamadan, risk almadan 3 puanı garantiye alarak geçirmek istediler. Yine de sezonun en etkili, en akıllı performanslarından biriydi. Derbinin elbette taktik planları olacak. Önlemler alınacak, duran top planları yapılacak veya maçın kendi dinamikleri içinde (kırmızı kart, penaltı) farklı hikayeler de yaşanacak. Ama Fenerbahçe-Galatasaray maçı önce kafalarda sonra yüreklerde kazanılır. Daha akıllı olan ve isteğini daha çok sahaya koyan maçı da kendi istediği gibi şekillendirir.
AHMET ÇAKAR
Fenerbahçe'de kadro kalitesi Galatasaray ve Beşiktaş'ın altında. Mesela şimdi tüm Galatasaraylı ya da Beşiktaşlılar'a soruyorum, kendi takımızda Fenerbahçe'den hangi oyuncuyu ilk 11'de görmek istersiniz? Mesela bir takımda Cenk, diğerinde Gomis varken, kim Soldado'yu ya da Janssen'i ister. Dolayısıyla kadro kalitesi farkı çok açık ortada. Üstelik Fenerbahçe'nin daha golcüsü belli değil. Takım savunmaları SOS veriyor. Defans oyuncuları bireysel olarak da iyi değiller. Üstelik hücum opsiyonları çok kısıtlı. Şablon aynı; ya sağdan Isla girecek bir şeyler yapacak ya da soldan Valbuena kişisel becerisiyle bir şeyler üretmeye çalışacak. Dolayısıyla Fenerbahçeliler için sıkıntılı günler devam ediyor.
İSKENDER GÜNEN
Malatyaspor maçında 28. dakikada ortaya çıkan 3-0'lık sonuç var. 28'den sonra ise ortaya konan oyun herhalde kimseyi memnun etmedi. Savunma zaafları var ama bu maçı Galatasaray maçı için ölçü almamak gerek. Çünkü Galatasaray maçının atmosferi çok farklı. Aralarındaki rekabet ve şu anki oluşan puan farkı Fenerbahçe'nin daha farklı bir yapıyla sahaya çıkma olasılığını yükseltiyor.
LEVENT TÜZEMEN
Fenerbahçe'nin galibiyetinin şifresini Aykut hoca şöyle açıkladı: "Malatya bize karşı açık oynamasaydı zorlanabilirdik." Malatya, Fenerbahçe'ye Erol Bulut'un maceracı taktiği nedeniyle kaybetti. Yıllardır Türkiye'de kompakt futbolu en iyi oynayan Başakşehir'in yardımcı hocalığını yapan Erol Bulut'un Fenerbahçe gibi hücuma hızlı çıkan bir taktıma karşı açık oynaması intiharla eşdeğerdi ve kaybetti. Fenerbahçe'nin oynadığı oyun derbiye yetmez.
Beşiktaş'ta bir düşüş var. Bugün Monaco maçına çıkacak. Bu düşüş, Şampiyonlar Ligi'ne yansır mı? Bu düşüşün sorumlusu kim?
Bu düşüş kaçınılmaz. Art arda zor maçlar oynadılar. Caner ile Talisca'nın kavgası huzuru etkiledi. Üstelik Şenol hoca Negredo ya da Lens'i kazanmak için oynatmak zorunda kalıyor. Dünyanın parası verildi, G.Birliği gibi mütevazi bir takım karşısında oynamayacaklarsa hangi maçta oynayacaklar. Ama Beşiktaş kadro kalitesi ve hoca deneyimi ile bu sıkıntılı günleri aşar.
LEVENT TÜZEMEN
Beşiktaş'ta 'takımdaşlık' felsefesi kaybolmuş. Yabancıların kadroya girememesi sıkıntı. Ayrıca Oğuzhan ve Cenk'e gelen teklifler konsantrasyonu bozuyor. Şenol Güneş'in, TFF ile yaptığı Milli Takım Teknik Direktörlüğü görüşmesinin artçılarını Beşiktaş yaşıyor. Bugün TFF, Güneş'e tekrar teklif yapsa, kabul eder. Çünkü Güneş ile yönetim arasında görüş ayrılıkları var. Bu olumsuzluklar Şampiyonlar Ligi'ne neden yansımıyor? Özellikle yabancılar Devler Ligi'ni vitrin olarak görüyor ve iyi motive oluyor. Kulübede oturanlar da ilk 11 oyuncusu olduğundan takım sıkıntı yaşıyor. Monaco maçı sıkıntıların devam edip etmediğini gösterecek bir maç olacak.
İSKENDER GÜNEN
İki ayrı Beşiktaş'tan söz etmek olası. Süper Lig'deki Beşiktaş ile Şampiyonlar Ligi'ndeki Beşiktaş arasında fark var. Bu düşüşün en büyük nedenleri ise, rotasyonlar ve takımın yükünü çeken oyunculardaki performansların yetersizliği.
GÜRCAN BİLGİÇ
Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nde farklı, Süper Lig'de ise daha özensiz bir konsantrasyonla oynuyor. Buna kızmamak lazım. Avrupa'nın devleri arasında kendini göstermek istiyorlar. Ama unutmayın ki Şampiyonlar Ligi'ne gitmek için ligde başarılı olmak zorundasınız.
Trabzonspor'da Yanal ile yollar ayrıldı. Bordo-mavili camia bu duruma nasıl geldi?
İSKENDER GÜNEN
Genelde ülke futbolu, özelde Trabzonspor'un sorunları aynı. Sorun, yönetici yetersizliği. Yöneticiler yetki sahipleri ama yetkinlikleri yok. Bilgileri yetersiz, kurumsallaşmayı benimsememiş, kulübün gerçeğine uygun kararlar vermemiş, profesyonel yöneticilerden yararlanmamış, mali disiplini kabullenmemiş bir yapıyla karşı karşıyayız. Yani yıllardır aynı senaryo aynı film. Sezon başı Trabzonspor Başkanı, 50. yılda hayali bir söylem olan şampiyonluk parolasıyla yola çıktı. Sansasyonel ve kendileri için çok lüks olabilecek, yaşları göz önüne getirmeden oyuncular transfer edildi. Ama istenilen mevkilere değil! Geçen sezonun son 6 haftasından hiçbir ders alınmamış ne yazık ki! Çünkü en büyük yetersizliğin savunmada olduğu görülür ve buna göre öncelikle savunma oyuncularının transferleri gerçekleştirilir. Şu an ligin 8. haftası bittiğinde aldıkları puan 9! Bugün yine her zaman olduğu gibi başa dönüldü. Yani teknik adam! Herkesin bilmesi gereken aslında ormanın yandığı. Orman yanarken ağaçları kurtarmak nafile bir çabadır. Popülist davranmayı bir kenara bırakmak öncelikli koşul. Ondan sonra ise mali portreyi düzeltmek, sistemi kurmak ve de arzulanan şampiyonluğu uzun vadede düşünmek gerekiyor.
AHMET ÇAKAR
Trabzonspor'da başkan Muharrem Usta'yı asıl şimdi zor bir dönem bekliyor. Duyduğumuz kadarıyla oyuncular içinde gruplaşma ve nifakçılık var. Öyle bir hoca getirilmeli ki kimse kımıldayamasın.
LEVENT TÜZEMEN
Yanal, Trabzon'a zorunlu olarak gitti. Çünkü geçmişten bir alacağı vardı. Ama ne yerel basın ne de Trabzon taraftarları geçmişten bu yana Yanal'a destek vermedi. Yanal da özellikle oyuncularla ciddi bir çatışmaya girdi. Rodallega'yı kazanmak için çaba harcamadı, Mas'a kızdı, stoper Hubocan'dan sol bek yapmaya çalıştı, Okay'ı da hiç oynamadığı stopere koydu. Ama genelde ben Yanal'ın bu ayrılığının altında özel yaşamının etkin olduğunu düşünüyorum. Trabzon, Türkiye'yi bilen bir yabancı hoca getirmezse, takım üzerinde ağırlığı olacak bir yerli teknik direktörü tercih etmeli.