LEVENT TÜZEMEN: Bu zemin Beşiktaş'ın hızını keser
Geçen sezon Türkiye'nin en iyi zemini Beşiktaş'a aitti... O zemin sayesinde Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nde evinde rakiplerine yenilmediği gibi çok etkili oynadı. Shakira konseriyle bozulan 'hibrit' çimle kaplı zemin acilen onarılmaz ise top tekniği ve pas yapabilme yüzdesi yüksek Beşiktaş her maç ciddi zorlanır. Beşiktaş'ın 1-0'lık galibiyetine bakıp, "LASK Linz güçlü rakip" demek doğru olmaz.
Avusturya ekibi geriye yaslanmadan hücumu düşünerek oynadı ve tüm oyuncular çok koşup, iyi mücadele etmeye çalıştı. Linz'li oyuncular zaman zaman önde yaptıkları baskıyla Beşiktaş'ın başını ağrıttı ve pozisyonlar buldular. Ancak Linz'in maç boyu girdiği pozisyonların hepsinde Beşiktaşlı oyuncuların kaptırdığı toplar etkili oldu. Oğuzhan'ın arka direğe kestiği topa dengeli ve isabetli bir kafa vuruşu yaparak golü atan Babel, Caner'in de desteğiyle soldan rakibi tüketen bindirmeler yaptı.
Beşiktaş daha farklı kazanabilirdi. Lens, Oğuzhan ve Larin gözü kapalı atacakları golleri vuruş beceriksizliği yüzünden harcadı. Tolgay'ın aşırtma denemesi ile maç biterken Love'un vuruşunda top direklere takıldı. Beşiktaşlı oyuncuların isabetli pas oynama alışkanlığına bozuk zemin adeta hançer gibi saplandı. Oğuzhan, Lens, Medel, Babel, Caner dikine top taşırken ve rakibe çalım atarken tarlaya dönen zeminde zorlandılar, hatta tökezlenip düştüler.
Beşiktaş kalitesiyle, tecrübesiyle turu geçecektir. Linz'li oyuncuların rövanşta en büyük silahları sert oyunları olacaktır. Linz bu sertliği Polonyalı hakemin izin vermesiyle Vodafone'da uyguladılar üstelik gerekli kartları görmediler.
Murat ÖZBOSTAN: Sancı var!
Baştan söyleyeyim, Beşiktaş bu turu deplasmanda da kazanır geçer, bunu yapacak kadroya sahip ama Galatasaray ve Fenerbahçe'den sonra Şenol Güneş'in de takımı bize aynı şeyi anlattı. Gol sıkıntısı çok ama çok büyük. Seviyesi belli bir Avusturya takımı karşısında Vodafone Park'a gelen taraftar, ekran başındaki Beşiktaşlılar bol gollü –evet iki top direkten döndü ama bir galibiyet bekliyordu. Atacağı bir gol rakibe rövanş için büyük umut verirdi. Yıllarca defansif organizasyonumuz bozuk diyorduk şimdi de hücum sancısı çekiyoruz...
ÖMER ÜRÜNDÜL: Oğuzhan böyle yıldız olamaz
Bu sene Vodafone Park'ta ilk defa maç izledim. Zeminin rezaletini görünce gözlerime inanamadım. Süper Kupa finalinde en beğendiğim statlardan biri olan Konya'da da benzer durum vardı. Bu nasıl bir vurdumduymazlıktır.
Maça gelince, LASK Linz öyle bir ilk beş dakika başlangıcı yaptı ki verdikleri mesaj netti. 'Rakibim güçlü, benim kapasitem sınırlı ama açık ve cesur bir futbol sergileyeceğim.' Bunu da 90 dakika sürdürdüler. Beşiktaş güzel bir arka direk golüyle çok erken bir skor avantajı yakaladı. Ama devre sonuna kadar saha içi görüntüleri olumsuzdu. Takım savunması vasat, kalecisi zayıf rakip karşısında üretkenlik sağlayamadıkları gibi üç tane de çok ciddi kale önü tehlikesi yaşadılar.
İkinci devrede Beşiktaş oyunu daha fazla domine etti. Tempoyu da biraz daha artırdı ama üretkenlikteki sıkıntılar devam etti. Fiziki yetersizlikleri nedeniyle deneyimli isimler Gökhan Gönül ve Lens'in kulvarı etkinlik gösteremedi. Ayrıca orta sahada Talisca'nın ayrılmasıyla da 10 numara eksikliği ofansif açıdan önemli bir handikap teşkil etti. Ne Oğuzhan ne de Tolgay bu yapıda bir oyuncu değiller. Oğuzhan'da yine alışılmış fiziki yetersizlik devam ediyor. Bu kondisyonla ve devamsızlıkla ne kadar yetenekli olursan ol yıldız futbolcu olamazsın.
Güneş ikinci gol gelmeyince Quaresma'dan başlayarak hamlelere girişti ama bu da neticeyi değiştirmedi. İkinci yarıda rakibe pozisyon vermeyen Beşiktaş, son dakikalarda az kalsın Tolga kurtarmasa bir de gol yiyordu. Bunun da nedeni berbat zeminde Caner'in düşmesiydi. Beşiktaş en net gol pozisyonunu son saniyede buldu ancak değerlendiremedi. Beşiktaş turu garantileyecek skoru alamadı ama yeri geldikçe her zaman vurguladığım gibi ikili maçlarda gol yemeden tek farkla da kazanmak önemli bir avantajdır.
TURGAY DEMİR: Bir attı, bin kaçırdı!
Avusturya temsilcisi Lask Linz enerjisi yüksek bir takım… Kaliteleri çok yüksek olmasa da birbirlerini tamamlayan, iyi anlaşan ve takım halinde hareket edebilen dinamik bir oyuncu topluluğu vardı Beşiktaş'ın karşısında.
Beşiktaş iyi top çeviren, yerine göre hızlı pas trafiğiyle rakibin dengesini bozan bir ekip. Beşiktaş karşısında direnmek için koşmaktan ötesini yapmak zorundasınız. Linz takımı da öyle yaptı. Hem çok koştular, alan daralttılar hem de fırsat buldukları anda topu kapıp hücuma kalktılar.
Bu görüntü içinde ilk yarıda iki, ikinci yarıda bir pozisyon bulabildiler. Ancak oyunun genelinde hakim olan ve attığından kat be kat fazlasını kaçıran takım Beşiktaş'tı…
AVUSTURYA'DA DA KAZANIR
Oğuzhan'ın boş kaleye gönderemediği bir top ve altı pastan dışarı gönderdiği ikincisi, Tolgay'ın direkten dönen vuruşu... Normal şartlarda daha farklı bir skor elde etmesi gereken Beşiktaş, biraz şanssızlık ama çokça rakibin her an, her yerde direnmesi ve mücadele etmesiyle istediği farkı yapamadı.
Peki tur için 1-0 yeter mi? Beşiktaş ile Linz arasında ciddi bir kalite farkı var ve Kartal bu rakibi deplasmanda da rahatlıkla yener.
Benim kafama takılan şu; işler istediğiniz gibi gitmiyorsa oyuncu değiştirmek için maç sonunu beklemek ne derece doğru bir harekettir! Şenol hocam bunu bir düşünmeli. Oğuzhan yorulmuş, Lens oyundan düşmüştü, değiştirmek için bu kadar beklenmemeliydi.
ERTEM ŞENER: Şampiyon olur
Beşiktaş açısından en olumlu noktalardan biri 1-0 öne geçtikten sonra 'aldım bu maçı, tamam' demedi.
Hep aradı daha fazlasını. Oyunun kontrolünü elinde tuttu.
Oğuzhan dün akşam gerçek anlamda sahadaydı.
Dünya kupasından gelen Pepe'nin ciddi ve prensipli oyun anlayışına hayran kaldım. Saha içinde ders veriyor adeta.
Tolgay gol konusunda daha istekli olmaz? Futbol genlerinde bu var. O kadar belli ki.
Geçen sezondan farksız olan Lens'i bırakın yedek kulübesini, takım otobüsüne almam.
ZEMİN HEMEN ONARILMALI
Larin, Lens ile değil Quaresma ile Töre ile gol bulabilir ancak. Lens ile başlanan 11'de Suarez, Benzema, Cavani, Lewandowski bile gol bulamaz. Şenol Güneş'i hep bu yüzden eleştiririm; Hamle yapmakta geç kalıyor. 'İnadım inat' diyor ama Beşiktaş'a zarar veriyor.
Lask Linz takımı öyle basit bir takım da değil. İyi takım. Beşiktaş beklemediği bir takımla oynadı.
Tempoyu düşürmediler, bir topa iki üç kişi bastılar.
İkinci yarıda sonlara doğru bile hep önde karşıladılar siyah beyazlı futbolcuları.
Beşiktaş keyif aldı rakibinden! Rövanş heyecan verici olacak.
Stoper transferi önemli değil. Kaleci, 10 numara ve santrfor muhakkak alınmalı.
Kalabalık defansta kaybolmayacak bir forvete ihtiyacı var Beşiktaş'ın.
Belirttiğim mevkilere alınacak üç kaliteli adamla Beşiktaş şampiyon olur.
Beşiktaş gibi pas yapan ve hızlı futbol oynayan bir takımın sahasının zemini acil onarılmalı.
SİNAN VARDAR: Transfer şart
Beşiktaş dün hazırlık maçı kıvamında bir maç yaptı. Avusturya ekibi Beşiktaş'a rakip olmaktan çok ama çok uzaktı. Tribünler rakibe bakmaksızın yine dolu, taraftarın futbol aşkı yine bambaşkaydı.
Doğrusu geçtiğimiz sezon bu takımın ligi 4. bitirmesini hala Beşiktaşlıların akıl mantığı almıyor. Eh böyle olunca da rakiplerin de Avrupa'nın sıra takımları oluyor!
3. HAFTA UÇUŞ
Beşiktaş'ta özellikle ilk 45 dakikada rakibini isabetli pas yüzdesiyle bunalttı. Şenol Güneş takıma kondisyon ve güç depolatmış. Özellikle Oğuzhan ve Tolgay arasındaki uyum güzeldi. Ancak bu paslaşmalar daha üretken olmalıydı.
Şenol Hoca belli ki takımını hazırlık kampında kondisyon ve güç bakımından çok iyi hazırlamış. Usta teknik direktör ligin 3. haftasından sonra Kartal'ı uçuşa hale getirmeyi planlamış.
OĞUZHAN GELİYOR
Dün özellikle Oğuzhan Özyakup'u çok beğendim. Oğuzhan eskiye göre daha çok koşuyor, mücadele ediyor ve her şeyden önce maçın her anını yaşıyor. Sanki artık olgunlaşmış. Zaten Oğuzhan'ın kalitesi belli. Bu sezon ondan çok ümitliyim.
Necip bir dinamo gibi çalışırken Ryan Babel kalitesiyle Beşiktaş'ın bu sezon da en büyük güçlerinden biri olacak. Attğı gol çok klastı. Gerçek şu ki; Babel bu takımın olmazsa olmazı...
Beşiktaş'ın transferde iyi bir 10 numaraya ve bitirici golcüye ihtiyacı var. Dünkü mücadele çok farklı bitmesi gerekirken tek farklı skorla kazanılması zaten gerekli mesajı veriyor.
OKTAY DERELİOĞLU: İstanbul'da bitmeliydi
Beşiktaş kendisine göre kadro kalitesi hayli düşük olan LASK Linz takımı karşısında etkili ayakları ile maça iyi başladı. Taraftarının da desteğini arkasına alan Kartal, Babel'in 5. dakikada gelen golü ile rakibini çözdü. Topun kontrolünü tamamen elinde bulunduran Siyah-Beyazlılar'da Oğuzhan'ın yakın mesafeden kaçırdığı pozisyon ve Tolgay'ın direkten dönen topu gol olsa maç ilk devre bitebilirdi. Beşiktaş'ta geçen sezona göre Lens'i çok daha iyi gördüm. Belli ki Hollandalı iyi bir kamp dönemi geçirmiş.
Forvette Larin'e şans veren Şenol hoca Negredo ve Love'a "Sizi takımda düşünmüyorum" mesajını da net bir şekilde yolladı.
GARANTİ DEĞİL
İkinci yarıda baskı kursa da farkı açmayı başaramadı. Tek farklı galibiyetle sahadan ayrılan Beşiktaş, evinde çok daha net bir skor elde etmeliydi. İlk maçta alınan galibiyet bir avantaj olsa da tur garanti değil. Geçmişte takımlarımız bu tarz rakiplere karşı birçok kaza yaşadı.
Geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi'nin tozunu attıran Beşiktaş'ın o seviyeden buraya düşmesini bir asansörün 30. kattan 5. kata bir anda düşmesi gibi bir şey. Avusturya'nın orta sınıf bir takımını sahasında tek golle geçen Beşiktaş'ta futbolcular ve Şenol hoca kendisini sorgulamalı diye düşünüyorum.
MAÇIN iYiSi BABEL: Güzel bir gol attı. Çok dinamikti.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ HOLLAND: LASK'lı futbocu basit hatalar yaptı.
HAYRİ ÜLGEN: Babel'in gecesi
Beşiktaş, Avusturyalı rakibi karşısında farklı kazanacak zannediliyordu. Linz takımı sert, diri ve disiplinli.. Adeta küçük bir Alman takımı gibi. Beşiktaş ilk 45 dakika içersinde kopuk bir film gibi oynadı. Babel'in golü bile Beşiktaş'a istediği futbolu oynatamadı. Babel akıllı bir gol attı. Eğer Oğuzhan yakalamış olduğu pozisyonu gole çevirseydi ilk yarıda maç kopardı. İkinci yarıda ise Beşiktaş yine istediği futbolu oynayamadı. Nedeni ise Linz takımının çok iyi pres yapması, alan kapatması ve Şenol Güneş'in de geç oyuncu değişikliği.
LARIN AĞIR KALDI
Caner ile Pepe defansta iyi oynadılar. Görevlerini de yaptılar. Babel çok gayretliydi. Bu güzel oyununu da golle süslemesini bilerek takımına umut getirdi. Gökhan Gönül zaman zaman etkili bindirmeler yaptı. Ortalar da yaptı ama Larin'in ağır kalışı ve zamanlaması geç olunca eriyip gitti. 84. dakikada Tolga Beşiktaş'ı ipten aldı. Muhteşem bir top çıkardı.
Şenol Güneş, ikinci maçta orta sahayı güçlü tutmazsa, koşan adamları oynatmazsa ve iki kanadı da kullanamazsa işi zor. Ama her şeye rağmen 1-0'lik skor tur için Beşiktaş'a yetecektir.
MAÇIN EN iYİSi BABEL: Hollandalı oyuncu şık bir gol attı.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ OĞUZHAN: Beşiktaş'ın yıldızı dün gece kötüydü.