Fatih Terim, "Türkiye Ligi çok güçlendi. Anadolu futbolunun başkaldırısıdır bu. Fobi falan değil o. Onların transfer ettiği bazı oyuncular bizde yok" diyerek yeni bir gündem oluşturdu. Bu tespite katılır mısınız?
Adaletten şikâyet ediyorlar!
Hem Anadolu takımları doğru transferler yapıyorlar, bütçelerini öyle ayarlıyorlar hem de büyükler yıllarca sorumsuz işler yaptılar. Bunun yanında çok paralar kayboldu. Bunun dışında ikinci önemli bir şık daha var. Büyük takımların başkanları kendi ağızlarıyla yakalanmaya başladılar. Hangi konuda? VAR'da... Dikkat edin, Beşiktaş da Galatasaray da VAR'dan şikâyetçi. Ben onların yerinde olsam 4 kere düşünür 1 kere konuşurdum ya da hiç konuşmazdım. Diyorlar ki "VAR'dan dolayı biz 1 tane puan kazanmadık, VAR hep aleyhimizde." Peki soruyorum şimdi onlara… VAR olmasaydı demek ki o pozisyonlar kabul edilecekti, yani ofsayttan gol atacaklardı, aleyhlerine penaltı verilmeyecekti. VAR ne yapıyor? Adalet dağıtıyor. Yani Galatasaray Başkanı da Beşiktaş Başkanı da adalet dağıtımından şikâyetçiler… İnanılır gibi değil. VAR'la beraber, şapkalar düştü, keller göründü. Bakınız, geçtiğimiz yıllara dönün, çok uzağa gitmeden… Nerede idareciler ve teknik adamlar başarısız olacaklarını hissediyorlar, ilk sığındıkları liman hakemler. Sorarım Fatih'e, geçen sene Muslera Alanya maçında atılsaydı, penaltı verilseydi şampiyon olabilirler miydi? Son maçta tacı, korneri söylüyorlar ama şunu ya kasıtlı söylüyorlar ya da bilmiyorlar. Taca kornere VAR karışmıyor beyler. Kamuoyunu yanlış yönlendirmeyin. Kendi futbolcuna bak. Orada da korner yanlış verildi, ona ne diyeceğiz peki? Sevgili Spor Bakanı ve 5 yıldır uyuyan Futbol Federasyonu… "Hakemler soyunma odasına girmeden teknik adamlar yeşil çime basamazlar" cümlesini 5 yıl evvel yoktan yere kaldırdınız. Bu cümleyi tekrar geri koyun acil. Bu yönetmeliği yerli yerine oturtunuz. Teknik adamlar yönetmeliği çok iyi biliyorlar da sahaya giriyorlar. Mahmut Özgener federasyonunun yaptığı hatayı düzeltin, olayların yüzde 80'ini düzeltmiş olursunuz. Ey federasyon… Daha bu basit yönetmeliklerin farkında değilsiniz, lütfen düzeltin. Spor bakanımız da futbol federasyonunu bu konuda ikaz ederse bence çok doğru bir iş yapmış olur.
Dar kadrolar avantaj yarattı
Bu sene Anadolu takımları öncelikle ellerindeki kısıtlı kadrolarla günümüz futbolunun istediği basit oyun modellerini uygulamaya çalışıyorlar. Kadrolar dar olduğundan kadro istikrarı sağlanması da uyum sürecini beraberinde getirmiş oluyor. Zaten günümüzde iyi çalışırsan, sahada çok mücadele edersen, hücumu ve takım savunmasını mümkün olduğunca iyi yaparsan o zaman başarılı sonuçlar alırsın. Büyük takımlardaki, kimsenin beklemediği üst düzey saha içi rahatsızlıkları da Anadolu takımlarının işine yarıyor.
Kesinlikle sözlere katılıyorum
Terim'in bu sözlerine kesinlikle katılıyorum. Anadolu takımları özellikle aldıkları bazı yabancı oyuncularda çok başarılı oldular. Aslında bazı Anadolu kulüp başkanları, menajerlerle birlikte kendi kulüplerini soymayacak olsalar, daha da güçlü hale gelirler. Mesela, Kasımpaşa ve Göztepe. Onlar şirket takımları. Aldıkları oyunculara bakıyoruz, sıra dışı ve çok etkili. Örneğin, Trezeguet… Süper Lig'de her takımımızda oynar. Üstelik sezon başı G.Saray, Trezeguet'yi almak için çok uğraştı. Göztepe kalecisi Beto. Kim ne derse desin, Türkiye Ligi'nin şu anda en formda kalecisi. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. BeIN Sports sayesinde Süper Lig takımlarımız, iyi paralar alıyorlar. Akıllı kullanırlarsa çok çok iş yaparlar. Bir örnek de Başakşehir… Şu anda çok etkileyici bir kadroları var. Üstelik şampiyonluğun en büyük favorisi. Bakın bakalım, son iki sene içinde ne kadar bonservis bedeli ödemişler. İddia ediyorum, son iki sene içinde ödedikleri bonservis miktarı, 3 büyüklerin birkaç yabancı oyuncu için ödedikleri bonservis miktarından fazla değildir.
VAR ile hakları çiğnenmiyor
Yabancı kuralını doğru analiz eden Anadolu kulüpleri, düşük ücretlere akıllı transferler yaptı. Geçmişte futbolu bırakma noktasına gelen yabancılar, büyük kulüplerde tutunamadıklarında soluğu Anadolu kulüplerinde alıyorlardı. Maliyetli ve futbolunun sonuna gelmiş oyunculara, Anadolu kapıları kapandı. Malatya'nın İtalya'dan aldığı Guilherme; bugün G.Saray, F.Bahçe ve Beşiktaş'ın orta sahasında oyun liderliği yapar. Sivas'ta Robinho, Kone ve Douglas doğru ve akıllı transferler olarak parlıyor. Eğer Robinho ve Kone ikilisi G.Saray'da oynasaydı gol sorunu çözülürdü. Yine Malatya'dan savunmadaki Mina ile Aleksic büyük takımlarda birçok oyuncudan daha faydalı olur. Göztepe'deki Poko gibi çok koşan bir oyuncu, Karabük'te diye alınmadı. Büyük düşünmek, pahalı düşünmek değildir. Ayrıca VAR sisteminin devreye girmesiyle Anadolu kulüplerinin de hakları çiğnenmemeye başladı. Sadece hakemlerin verdikleri faullerle gösterdikleri kartlar tartışılabilir.
Geriye düşen 'hakem' diyor
Bu sözlere katılmamak mümkün değil. Büyük takımlar keyfi yönetimler ve maddi problemler nedeniyle güç kaybederken, Anadolu takımları doğru stratejiler ve transferlerle aradaki farkı minimuma indirdiler. Geçen sene F.Bahçe kadrosunda Janssen, Giuliano ve Josef de Souza çıkartıldığında değeri 35 milyon Euro'ydu. Yani Sivasspor ile aynı. 14 yabancı kontenjanını akıllı değerlendirip kalitelerini yükselten Anadolu ekipleri geçen sezon ve şu anda istediklerini alıyorlar. Bu rekabette geriye düşen büyükler ise dikkat edin, hep hakemlerden şikâyet ediyor. Çünkü bu gelişme ile ancak hakemlerin takdir hakları yanlarında olursa galip çıkabileceklerini biliyorlar.
Transfer yanlışlarının sonucu
Önce şunu söylemek gerek, bu sezon görünen o ki takımlar arasında çok büyük farklılıklar yok. Bir de VAR'ın gelmesiyle birlikte hakem hatalarının asgaridüzeye indiği bir gerçek. Yalnız şampiyonluk yarışında yıllardır olan takımların bugün geldiği noktanın, Anadolu kulüplerinin gücünü artırmasından değil, transferde yaptıkları yanlışlıklar sonucunda ortaya çıktığını düşünüyorum. Bunun da en önemli nedenlerinden birisi, Finansal Fair-Play kurallarının geçerli olması ve yıllardır şampiyonluğu domine eden kulüplerin, transferde istenilen oyuncuları kadrolarına katamadıkları gerçeği yatsınmamalı.