Cuma 27.09.2019

Ömer Üründül: Fikret Orman geri dönmeyecek

Tuncay Kurtuluş sordu, Ömer Üründül yanıtladı... "Efsane Başkan Süleyman Seba bile hakaretlere maruz kalmıştı… Fikret Orman da daha fazla dayanamayarak genel kurul kararı aldı. Artık geri döneceğini tahmini etmiyorum"

Beşiktaş'ta yönetim genel kurul kararı aldı. Kulübün borcu çok. Taraftar mutsuz. Üst üste iki şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi'nde önemli bir başarıdan bu hale nasıl gelindi. Bu süreç yeni krizler doğurur mu? Kan değişimi iyi midir?

Bizde büyük takımlar olayı var ve büyük takımların taraftarları kesinlikle başarı istiyor. Önceki başarılar, başarısız bir dönem geldiğinde unutuluyor ve protestolar başlıyor. Buna sosyal medyadan da tepkiler ekleniyor. Bu tepkilerin odak noktası da ya teknik direktör ya da yönetim oluyor. Öyle ki efsane Başkan Süleyman Seba bile hakaretlere maruz kalmıştı… Fikret Orman da daha fazla dayanamayarak genel kurul kararı aldı. Artık geri döneceğini tahmini etmiyorum. Taraftarın gösterdiği tepkiyi göze alırsak Fikret Orman bence doğru bir karar aldı.

Fikret Orman'a kal baskısı! İşte adaylarda son durum...

EN SIKINTILI KİŞİ; AVCI

Abdullah Avcı, şu ana kadar Beşiktaş'ta başarılı olamadı. Yönetim de görevi bırakma kararı aldığına göre Beşiktaş için şimdiden havlu attı diyebilir miyiz?

Beşiktaş'ta en büyük sıkıntıyı yaşayan kişi Abdullah Avcı'dır. Lige ve Avrupa maçlarına kötü başladı. Kendisine güvenen ve sınırsız destek veren Fikret Orman'ın da ayrılığı doğal olarak Abdullah Avcı'nın motivasyonunu olumsuz yönde etkileyecektir. Galatasaray'da Fatih Terim dönemlerindeki başkan ve yönetimleri en rahat profilleri çizerler. Bugün Mustafa Cengiz'in de çok kendinden emin, çok rahat hareket etmesi ve istediği demeçleri vermesinin altında Fatih Terim'in başarısı yatıyor… Teknik direktörler başarılı olup, takım iyi giderse yöneticiler rahat ediyor. Aksi takdirde her zaman ağır baskılar oluyor. Seyirci tepkileri oluyor. Beşiktaş, Bratislava ve Başakşehir maçlarını kazansa bugünkü durum olmayacaktı.

TRABZONSPOR BİR ADIM ÖNDE

Beşiktaş bu hafta kendisi gibi kazanmayı unutan ve sıkıntılı bir süreçte olan Trabzonspor'a konuk olacak. Nasıl bir mücadele bekliyorsunuz?

İki takımın da ciddi sıkıntıları var. Trabzonspor lige iyi başladı ancak kadro derinliği olmayan bir takımda kilit oyuncuların sakatlıklar yaşaması, takımı arızaya uğratır. Trabzonspor bunun örneğini yaşıyor. Önce Yusuf Yazıcı gitti. Bu kayıp; ilk etapta Ekuba'nın yüksek formu, Abdülkadir Ömür'ün varlığı ve Sörloth'un gelmesiyle hissedilmedi. Ancak A.Ömür'ün sakatlığına Ekuban da eklenince çok ciddi kadro sıkıntısı doğdu. Hem Sparta Prag, hem de AEK takımını 4 maç sonunda elemek kolay değildi. Takım yıprandı. Bilhassa çok kolay geçmesi beklenen AEK maçında 2-0 geriye düşmesi ve ondan sonra harcanan emek ve stres takımı yordu. Tüm bu olumsuzluklar Getafa ve Sivas mağlubiyetlerini beraberinde getirdi. Trabzonspor kendi sahasında önemli bir Beşiktaş galibiyetiyle moral kazanıp devam etmek istiyor. Beşiktaş'a baktığımızda transferler geç yapıldı. Santrfor sorunu giderilemedi. Burak lige sakat başladı. Transfer edilen kanat forvetlerin adaptasyon sağlayamamaları, Atiba'nın sakatlığı, bir de bunlara stoper Ruiz'in eklenmesi bu tabloyu beraberinde getirdi. Abdullah Avcı bir sistem hocası. Onun kafasının rahat olup, zamana ihtiyacı vardır. Ama bu zaman büyük takımlarda verilmez. Beşiktaş da Başakşehirspor'a benzemez… Avcı da zaten zaman bulamadı. Büyük maçlarda dengeler yakınsa saha ve seyirci avantajıyla, sahasında oynayan takım bir adım öndedir.

TARTIDA G.SARAY FAVORİ

G.Saray-F.Bahçe maçı ligin başı olmasına rağmen 'ölüm kalım derbisine' çevrildi. Bu maça dair yorumunuz nedir? Ersun Yanal mı iyi Fatih Terim mi?

Derbi öncesi gerçekten yüksek tansiyon var. Fair-Play'e uymayan yönetici ve teknik adam beyanatları gergin toplumu iyice geriyor. Büyük de bir fanatizm var. Tabii ki bu maç çok gergin olacak. Bu yüzden teknik analizi yaparken önce buradan girdik konuya. İki takımın durumlarına bakarsak Galatasaray'ın güçlü bir kadrosu var ama henüz istenilen futbolu oynayamıyor. Fenerbahçe seyircisi futboldan memnun ama saha içinde çok ciddi eksikler var… Mesela nedir? 4 forvetli oynadığın için Kruse'yle birlikte orta sahada Emre'yi düşündüğümüz yanında Tolga veyahut Ozan bir de hücum ağırlıklı oynadığın zaman, kendi alanlarından iyi çıkan takımlar çok rahat Fenerbahçe'ye pozisyonlar buluyorlar. Bunun örneklerini Ankaragücü ve Alanya maçında yaşadık. Hatta çok iyi oynadıkları Trabzon maçında bile. Trabzonspor'un atığı gol dışında kaçırdığı 4 net gol pozisyonu var. Gustavo ve Tolga olarak 3'lü orta saha yapması ve oyunu tutması lazım. Rodrigues yok, Kruse'yi kanatta görevlendirmeli, oradan içe kat ederek pozisyonlar bulup Vedat'a da hamle şansı yaratmalı. Galatasaray kendi sahasında yine baskılı seyircisiyle bütünleşip agresif bir futbol oynayacak. Oyunu karşı tarafa yıkacak ama Fatih Terim de zor bir derbi olduğunu düşünerek takım savunmasında daha dikkatli olacaktır. Anadolu takımlarıyla oynadığı maçlar kadar riskli oynayacağını düşünmüyorum. Galatasaray'ın seyirci avantajı, 2 takımın genel durumunu tartıya koyduğunda bir adım öne çıkarıyor.

ÇAKIR DÜNYA ÇAPINDA

Bu haftaki maçlara hakemlerin etki edeceğini düşünmüyorum. Büyüklerin aralarındaki maçlarda her ne kadar baskıda olsa hakemler daha objektif maç yönetmeye çalışıyorlar. Cüneyt Çakır dünya çapında bir hakem. G.Saray-Fenerbahçe maçını iyi yönetecektir. Bu büyüklerin taraftar, yönetim, futbolcu ve medya baskısıyla, hakemlerin sağlıklı maç yönetmeleri mümkün değil. Ancak çok cesur olur, hiç ödün vermeyen bir karakter yapısına sahip olursan bir yere kadar. Büyüklerin maçında hakemin sahaya çıkarken düşündüğü ilk şey 'Aman ben büyüğün aleyhine bir hata yapmayım, yoksa başım ağrır.' Suat Arslanboğa hiç güvenmediğim hakem tiplerinden. Beşiktaş-Başakşehir maçında Ljajic'in kırmızı kartı çok net. Üstelik Douglas'ın pozisyonunda ters karar verip, VAR'ı devreden çıkarmak için maçı bitirme cinliği çok tehlikeli….

MHK HEPSİNİN BAŞINI AĞRITTI

Kulüpler mutlu değil. TFF'nin icraatlarını başarılı buluyor musunuz?
Bugüne kadarki bütün federasyonların en fazla başını ağrıtan, onları zora sokan kurulların başında MHK gelir. Düşünün 20'şer milyon taraftarı olan büyük kulüpler, medyada da taraftarları doğal olarak var… Ve bunların çoğu objektif bakamıyor. Böyle bir tablo olunca hakemler de çok olumsuz maçlar yönetiyor. Bu tabloyla birlikte her federasyonun başını ağrıyor. Bu ne şimdiki federasyonun ne de bundan evvelki federasyon için geçerli değil. Ve bundan sonra bir değişiklik olmaz… Kurullarda da Disiplin Kurulu'nun verdiği cezalarda bazı çifte standartlar oluyor. Tahkim Kurulu ile Disiplin Kurulu arasında bazen çok büyük farklar oluyor. Cezalar da standart tutmayınca federasyonun başı ağrıyor. Hakemler bu kadar eleştiriliyorsa federasyonun tabi ki sorumluluğu var.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.