Şampiyonluğun kilidi ara transferde

MURAT ÖZBOSTAN: Süper Lig'de 14 hafta geride kaldı. Artık sormak istiyorum, şu tabloya bakarsak, kim şampiyon olur? Var mı böyle bir ipucu?
BÜLENT TİMURLENK: Alınabilecek 60 puanın olduğu yarışta İstanbul'un 3 Büyükleri'nden biri diğerlerine çift haneli puan farkı atmadığına göre bu yarış sonuna kadar açık, öne çıkan bir şampiyonluk adayı yok. Geçen sezon Başakşehir bir stoperini sattı, diğeri sakatlandı. G.Saray iki stoper, bir santrfor takviyesiyle 8 puan geriden geldi. Bazen bir sakatlık bile tüm sezonu etkileyebilir. Her takım da geride kalan 14 haftada kilit eksikler yüzünden puan kayıpları yaşadı. Rakibi iyi analiz eden ve hepsinden önemlisi oyunu okuyup, kenardan tabelayı çeviren teknik adamın takımı yarışta avantajlı olur.
LEVENT TÜZEMEN: Zirvede ilk kez 6 takım yarış halinde. Şampiyonluk yarışında sıkışık bir ortam var. Durum ikinci yarı belli olur. Ocak'ta nokta transfer yapacak kulüp şampiyonluk şansını yukarı çeker. Eğer Galatasaray, Onyekuru'yu alır, Falcao da sürekli oynar hale gelirse şampiyonluğu göğüsleyecek şansı yakalar.
FATİH DOĞAN: Asansör gibi bir lig. Her an her takım aşağı inip yukarı çıkabilir. Bunun en büyük örneği, Sivasspor ve Beşiktaş'ın bugün ilk ikiyi paylaşması. Bu tablodan çıkartılacak mesaj, maç ya da puan kaybeden değil, asıl yarışta olamayacağını düşünen kaybeder. Bu yüzden daha bu köprünün altından çok sular akar. Lig yarışı daha çok değişir.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Şu anda böyle bir ipucu kesinlikle yok. Zaten bunun en önemli göstergesi de puan tablosu. Büyüklerden 1 tanesi sezona iyi başlayıp, iyi puanlar toplasaydı, bugünden şampiyon belli diyebilirdik (İngiltere'de Liverpool örneği).
GÜRCAN BİLGİÇ: Klasik NBA sözüdür; hücum maç kazandırır, savunma şampiyon yapar. Bu noktada zirveye oynayan takımların değerlendirmesini yaptığımızda, büyüklerin problemlerinin de büyük olduğunu görürüz. Sivasspor lider; çünkü oyunun iki tarafında da dengeli. Galatasaray ve Trabzonspor'un kahramanı kalecisi. Beşiktaş kazanıyor ama hep ipin ucunda oynayarak. Fenerbahçe'nin kalesine gelen ilk top gol oluyor. Kadro kalitesine bakıp bir değerlendirme yaparsak, Başakşehir daha istikrarlı gidecek gibi görünüyor. Sivasspor devre arasında en önemli iki oyuncusunu kaybedebilir. Bu noktada, Fenerbahçe eğer defansif dengesini sağlarsa, Başakşehir ile birlikte şampiyonluğun favorisidir.

VAR HAKEMLERİ SİLDİ
MURAT ÖZBOSTAN: SABAH Spor'un ısrarlı haberciliği ile hakemler artık sık sık VAR'a gitmeye başladı. Bu konuda biraz düzelme var mı?
FATİH DOĞAN: SABAH'ın uyarılarının da etkisi var. Hakemler VAR'a gitme konusunda biraz dengeyi yakalamış durumdalar. İstenen de buydu. Ama hâlâ hatalar devam ediyor. Hâlâ kararlarda çifte standartlar var. Bunlar düzelmeden de VAR'ı ve MHK'yi alkışlamamız zor gözüküyor.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Biraz düzelme var. Ama benim bu durumda bir tespitim var; yardımcı hakemler bana göre çok rahat gösterecekleri ofsaytlara başıma iş gelmesin diye müdahalede bulunmuyorlar. Bu yüzden de gereksiz duraklamalar oluyor.
GÜRCAN BİLGİÇ: En azından artık yorum hatalarını konuşmaya başladık. Kasımpaşa'nın gördüğü kırmızı karttaki gibi. Ancak o kadar çok VAR'a takıldık ki sahadaki hakemlerin artık geçerliliği kalmadı. Özellikle de yardımcı hakemlerin. Mesela Trabzonspor'un ikinci golü öncesindeki Obi Mikel'in koluyla müdahalesi kaçırılacak gibi değildi. O top korner oldu ve gol geldi.
LEVENT TÜZEMEN: VAR konusunda hâlâ istikrarlı bir düzelme yok. Galatasaray-Alanya maçında tüm Türkiye'nin Adem'e yapılan hareket için penaltı yorumuna karşılık VAR'da görev yapan Cüneyt Çakır, Halil Umut Meler'i nedense uyarmadı. VAR'da görev yapan hakemleri ikiye ayırıyorum, 1-Cesaretle kuralları uygulayanlar 2-Suya sabuna dokunmayanlar. Ligin ikinci yarısında VAR'a daha çok ihtiyaç olacaktır. MHK'nin mutlaka bir önlem alması gerekir.
BÜLENT TİMURLENK: Cevap anahtarı gelene kadar testte verdiğiniz bütün yanıtlar doğrudur. Göz doktorunun karşısına oturana kadar uzağı iyi görüyorum dersiniz. Hakemler de inandıklarını, gördüklerini çalıyorlar ama artık VAR onların en büyük kurtarıcısı. VAR hakemleri orta hakemi çağırmak için tereddüt etmemeli. Orta hakem yanlış bir düdüğü bir başka yanlış düdükle telafi edeceğine, doğru karar için bir dakika bekleyelim. Geçen hafta söylediğimi tekrar ediyorum: Yaş haddinden emekli olmuş üst klasman hakemler VAR odasında görev yapmalı. Onların kondisyona ihtiyaçları yok, tecrübeli iki gözleri VAR kararlarının kalitesini artırır.
F.BAHÇE'NİN KANATLARI VERİMLİ OLSA VEDAT UÇAR
MURAT ÖZBOSTAN Beşiktaş ve Sivas 6 maç seri yaptılar. Trabzon 3 maç. G.Saray ve F.Bahçe'nin ise arka arkaya 3 galibiyetleri yok. Bu tablo için yorumunuz nedir?
GÜRCAN BİLGİÇ: Fenerbahçe yeni bir takım. Oyununu oturtmaya henüz başladı. 8-9 oyuncuya bir düzeni kabul ettirmek ve onlara bunu yaptırmak bir anda mümkün olmaz. Galatasaray ile beraber sakatlıklarla da çok uğraştılar. Aynı şekilde Trabzonspor ve Beşiktaş da sezon başında eksiklerle oynadı, puanlar kaybetti. Fenerbahçe adına buna bir de tekrarlanmayan penaltıları, bireysel hataları ekleyebiliriz. Zor bir lig oynanıyor, kimse hata affetmiyor.
LEVENT TÜZEMEN: Galatasaray ve Fenerbahçe seri galibiyetler alabilselerdi en tepede olurlardı. Beşiktaş ve Sivas, fikstür avantajlarını şanslı maçlar kazansa da iyi kullandılar. Trabzonspor, sakatları iyileştiğinde yine alkışı alan takım olur.
FATİH DOĞAN: Sivasspor 20 milyon Euro, Trabzonspor 35 milyon Euro, Beşiktaş 55 milyon Euro bütçeyle yollarına devam ediyorlar. Fenerbahçe'nin 80-90, Galatasaray'ın 100 milyon Euro'ya yakın bir futbol bütçesi var. Bu açıdan bakıldığında 14 haftanın tartışmasız en başarılı takımı Sivasspor. Arkasından Beşiktaş ve Trabzon geliyor. Burada Galatasaray ve Fenerbahçe'ye yatırımın karşılığını sahaya yansıtamadıkları için başarısızlığı paylaşmak kalıyor. Sadece puan cetveline değil, maliyet cetveline de bakmak lazım. Asıl soru ne koydun, ne aldın olmalı…
ÖMER ÜRÜNDÜL: Aslında seri galibiyet alanların da çok iyi oynadıkları söylenemez. Trabzonspor, zor şartlarda kadro derinliği olmadan, sakatlıklarla uğraştığı halde Antalya'da kazandı ve de iyi gidiyor. Beşiktaş'ın son galibiyeti tamamen tesadüf. Bizim medyamız neticeye göre yorum yapıyor. Uzatmalarla 80 dakika 10 kişi oynayan bir rakip karışısında 2 gol yiyip, 3 tane de net tehlike yaşıyorsanız ve de galibiyeti son saniyede bulduysanız ben buna başarı demem. Maçın 2 kırılma anı var. Mustafa Pektemek'in acemice kaçırdığı 3. gol ve son saniyede Umut'un attığı golün hemen öncesinde Koita'nın pas vermeyerek heba ettiği yüzde 100'lük pozisyon. Bu da futbolun cilvesidir. Beşiktaş kötü oynadı. Avcı'nın ilk Umut hamlesi çok yerindeydi. Sonrasında Lens hamlesi de doğruydu. Ama ondan sonrasında hem defansı hem de orta sahayı boşaltan Güven tercihi, bana göre çok ciddi teknik adam hatasıdır. Bizde işler neticeye göre konuşuluyor. O maçı son dakika golüyle Kasımpaşa kazansaydı, herkes Abdullah Avcı'yı çok ağır eleştirecekti. Ama aynı kişiler şimdi övüyorlar.
BÜLENT TİMURLENK: Sivas Rıza hoca ile maksimumunu oynuyor. Zirve yarışında sadece Galatasaray'a kaybettiler ve bu hafta Fenerahçe maçı iki taraf için de kritik. 6'lık seride hep hak ederek iyi futbolla kazandılar. Beşiktaş, seçim, sakatlar, Orhan Ak krizi derken derbi galibiyetiyle rüzgarı arkasına aldı. Fikstüre baktığınızda bu kadro bu takımları devirir derdiniz, devirdiler de... Fenerbahçe'de bekler ve kanat oyuncuları verimli değil, olsalar Vedat çok daha fazla atacak ve takımın deplasman problemi ortadan kalkacak. Tabii bu yarışı Altay gibi tecrübesiz genç bir kaleciyle götürmek de büyük cesaret. Galatasaray ise geçen iki yıldaki futbol kimliğinden uzaklaştı. Bu kadar uzunu olan bir takım bu sezon bir tek kafa golü attı. Onu da atan 1.68'lik Seri...
TERİM YORGUN, AVCI PLANCI, YANAL KORKAK, KARAMAN SOĞUKKANLI
ÖZBOSTAN: Abdullah Avcı, Fatih Terim, Ersun Yanal, Ünal Karaman, Rıza Çalımbay ve Okan Buruk… Bir cümle ile bu teknik adamları analiz eder misiniz?
TÜZEMEN: Kendi sisteminden vazgeçip oyuncuların bildiği sisteme dönen Abdullah Avcı, başarıyı da yakaladı. Fatih Terim, kadro istikrarını kuramadığı gibi dönüşü olmayan sakatlıklarla karşı karşıya kaldı ve lig, Avrupa atmosferinde G.Saray'ı yönetirken zorlandı. Çünkü kulübe Terim'in elini güçlendirecek kalitede değildi. Ersun Yanal, her biri 11'de oynayabilecek oyunculara sahip olmasına rağmen maalesef rekabeti kuramadı.
RIZA ÇALIMBAY ADALETLİ
Ünal Karaman, Ekuban ve Abdülkadir Ömür'ün eksikliklerini fazlasıyla hissetti ama Sosa'nın yönetiminde uyumlu bir kadro yarattı. Türkiye'de en iyi pas oyununu oynayan Başakşehir, Okan Buruk ile parladı. Rıza Çalımbay'ın kadroyu adaletli yönetmesi Sivas'ı zirveye taşıdı ama başkan Mecnun Otyakmaz'ın paraları günü gününe ödemesi oyunculara itici güç oldu.
DOĞAN: Konya'nın Aykut Kocaman aşkı, Çalımbay'ın haksız yere Konya'dan ayrılmasına neden olmuştu. Çalımbay, Sivas'ta yüksek motivasyonla çalışıyor. Az parayla büyük yol kat ediyor. Konya'da Çalımbay'ın ahını, Sivas'ta ise hırsını görüyorum. Abdullah Avcı'nın, tribünlerden istifa sesleri yükseldiği gün, "Performansım tartışılabilir ama teknik direktörlüğümü tartışmam" dediği basın toplantısı, kazandığı gündü. Ters rüzgarlara rağmen ayakta kalmayı başardı.
Ünal Karaman'ın Trabzon'da başına gelen sakatlıklar kimsenin başına gelmedi. O kadar aksilik oldu ki Karadeniz'de gemileri batmak üzereyken soğukkanlı bir kaptan gibi hem kariyerini hem de takımını alabora olmaktan kurtardı. Okan Buruk, Türk futbolunda son dönemde en büyük çıkışı yakalayan teknik adam. Çaykur Rize'de yaptıklarının ardından Başakşehir'de özellikle Avrupa'da ortaya koyduklarıyla yükselişini sürdürüyor. Avrupa vizyonu, G.Saray ve Beşiktaş'tan kalan yarışmacı kimliği Başakşehir'e daha iddialı bir felsefeyi oturtabileceğinin sinyallerini veriyor. Ersun Yanal'ın kalitesi tartışılmaz ama bence bazen gel-gitler yaşıyor. Bazen tanıdık cesur Yanal, bazen ürkek, korkak Yanal. Kendi olduğu müddetçe F.Bahçe istenen yere gelir.
Fatih Terim ise yorgun. Oyuncular üzerinde 'kontrolsüzlük sendromu' hissi veriyor. Bu da hem kendi performansına hem de sarı-kırmızılı oyuncuların performansına olumsuz yansıyor.
İDDİASINI SÖYLEMELİ
ÜRÜNDÜL: En az kadro derinliği olan Sivas zirvedeyse en başarılı teknik adam Rıza Çalımbay'dır. Sivas'ta 3-4 kişi sakatlıktan dolayı oynamasa sahaya zor bir 11 çıkar. Abdullah Avcı, G.Saray derbisiyle kendine geldi. Ama son maç ona ders olmalı. G.Saray'da ise öyle bir Muslera var ki... Dünyanın en iyi kalecilerinden biri. Fatih Terim bana göre ligin ikinci yarısında yine zirveyi zorlayacaktır, kimsenin şüphesi olmasın. Ersun Yanal vasatı aşamıyor. Bu kadro 17 puan kaybedecek bir kadro değil. Okan Buruk, benim her zaman takdir ettiğim hocadır. Ünal Karaman ise elindeki zor şartlarda bana göre en iyisini yapmaya çalışıyor.
BİLGİÇ: Abdullah Avcı; sabır ve planlama ustası. Fatih Terim; fenomen… Ersun Yanal; disiplin. Ünal Karaman; şikâyet etmeyen, bileğine güvenen. Rıza Çalımbay; vizyon yöneticisi. Okan Buruk; geleceğin yıldızı.
TİMURLENK: "5 maçla hocalığımı sorgulayamazsınız" derken çok alıngandı Avcı. Büyük takım çalıştırırken medya ve tribün baskısını yenmeyi de yeni öğreniyor. İtalya'da Sarri, Juventus'u değiştirecek derken Juve, Sarri'yi değiştirdi. Fenerbahçe'de de Yanal, Aykut Kocamanlaşınca takımın deplasmanlarda silik futbolu ortaya çıktı. Oysa ki Sarri gibi Yanal da oyunu güzelleştirmesi için bu koltuğa oturmuştu.
Bu kadar transfer yaptıktan sonra Ekim ayından ara transferi işaret etmek, gidecekler var sözü ile takımı tedirgin etmek ve kaybedilen puanlarda sürekli futbolcularını eleştirmek, Fatih Terim'in futbol sözlüğünde yoktu.
Rıza Çalımbay emekçi, o hep yüzde 120'sini almak ister. Basit goller yiyoruz sözünü az kullandığından zirvede.
Okan Buruk için bu sezon geçiş sezonu, Başakşehir ne geçen sezonun takımı ne de gelecek sezon sahaya çıkacak takım. Yarışta kalmaları zor.
Ünal Karaman ideal 11'ine güveniyor ama sürekli tedirginliği camianın da şampiyonluk umutlarının önünde hep bir filtre. İddiasını yüksek sesle söylemesi lazım...