ALİ GÜLTİKEN - SAĞLAM BİR ADIM
Başakşehir ile oynuyorsan neyle karşılaşacağın aşağı yukarı bellidir. Bir de Aykut hocanın oyun felsefesini bunun üstüne koyarsan iş rakipler açısından daha da netleşir. Beşiktaş açısından da böyle oldu. Beşiktaş oyunu domine eden bir takım. Oyun kalitesi de üst seviyede. Karşılaşma öncesinde bu maçın tamamına hükmedeceği belliydi. Öyle de oldu. Başakşehir kendi yarı alanında savunmasını kurup sabırla tüm maç boyunca beklemeyi tercih etti.
Beşiktaş bu savunma dizilişini geçmek için olabilecek her şeyi denedi. Oyunu skor olarak ele geçirme adına önce Larin ile sonra Welinton ile en sonra da Josef ile bulduğu goller hem oyuncular adına çok önemliydi hem de Beşiktaş adına. Çünkü Beşiktaş inanç benziniyle deposunu doldurmuş, doludizgin ilerliyor. Kimsenin de kendisini durdurmasına müsaade etmek istemiyor.
Oyuncusuyla, teknik heyetiyle başarı hedefinde ilerleyen bir trene dönmüş durumda. Şampiyonluk hedefinde dümdüz devam ediyor. Beşiktaş için rakip kimmiş çok önemli değil. Çünkü oyun o kadar güçlü ki kimse Beşiktaş'ın oyun planına müdahale edemiyor. Kalecisiyle, savunmasıyla, orta alanıyla, forvet hattıyla herkes görevinin bilincinde ve buna sahip çıkıyor. Performansların fazlası var, eksiği yok.
Başakşehir'in iki kez eşitliği yakaladığı bir oyunda bile bu skoru kabullenmeden, teslim olmadan yine galibiyetin peşinde olan Beşiktaş iradesi, istediğini bir kez daha aldı. Oyunun bütünlüğü içerisinde herkesin çok başarılı olduğunun altını bir kez daha çizelim. Ama kimin ekstrası biraz daha fazla diye baktığımızda Josef'i yine başrolde görüyoruz. Ghezzal'ı da buna ilave ediyoruz. Her maç farklı oyun liderleriyle yürüyen Beşiktaş, şampiyonluk adına sağlam bir adım daha attı.
AHMET ÇAKAR - ÇAKIR BAŞARILI, VAR BAŞARISIZ
Gol düellosunu Beşiktaş kazandı. Eğer Beşiktaş şampiyon olacaksa dün geceki maç yine önemli bir kilometre taşı oldu. Başakşehir kadro kalitesiyle bulunduğu yeri asla hak etmeyen bir takım. Ama Aykut Kocaman'ın Beşiktaş karşısında her beraberliği yakaladıktan sonra takımını geri çekmesi belki de Beşiktaş'a galibiyeti getirdi. İlk yarıda yüzde 75 civarında top kontrolü Beşiktaş'ta.
Aboubakar'ın vurup direkten dönen topu dışında da pozisyon üretemediler. Buna karşın Başakşehir'in direkten dönen bir topu ve kaleci Ersin'in kurtardığı yüzde 100'lük bir gol pozisyonu var. Devre biterken gol geldi. Larin topuğuyla tuhaf ama güzel bir gol attı. İkinci yarı Beşiktaş için amatörce yediği golle başladı. Adeta taçtan gol yediler.
Böylesine kötü goller yenen bir maçta, böylesine kapalı oynayan bir takıma karşı son dakikalarda maç kazanmak şampiyonluk maratonunda çok çok önemli. Üstelik takıma da hem moral hem de güven aşılıyor.
Hakem Cüneyt Çakır çok iyi maç yönetti ama VAR hakemi Mustafa Öğretmenoğlu için öyle diyemeyeceğim. Beşiktaş'ın Cüneyt'in görmediği, görmesinin de çok zor olduğu bir penaltısı var. Larin'e, Rafael'in bir müdahalesi var. Çok açık bir penaltı. Ama VAR'dan en ufak bir uyarı yok. O halde VAR niye var ki!
FATİH DOĞAN - N'SAKALA'YA RAĞMEN
Beşiktaş'ın Başakşehir maçında ilk yarıda rekor bir oranla 419'a 131 isabetli pas ve %73'e %27 gibi topla oynama yüzdesine ulaşması kimseyi şaşırtmadı. Başakşehir'in evinde savunma ağırlıklı başlayacağı tahmin ediliyordu. Ancak Aykut Kocaman savunmayı sertleştirmeyip, oyunu çirkinleştirmedi. Hatta ilk yarıda Crivelli ile hesabını yaptığı fırsatı da buldu ancak sonlandırmadı.
Sezonun ilk yarısında Beşiktaş'ın yine 3-2 üstünlüğüyle biten maçın yıldızı Rıdvan'dı. Rıdvan o maçta Rafael ve Visca'yı felç etmiş, en iyi performansa imza atmıştı. Sergen Yalçın'ın pozisyon ve kademe hataları yapan N'Sakala ile başlamasının hata olacağını defalarca söyledim. Ancak dün Beşiktaş bu ısrar yüzünden adeta ipten döndü.
Welinton topu kaybediyor, N'Sakala sağa takım olarak yaslanan takımda doğru yerde ve kendi kanadının oyuncusu Deniz'i tutuyor. Ancak gol pozisyonunda Aleksic'in ortasında yine pozisyonu okuyamayıp, Deniz'i kaçırıyor. Deniz de hamlesini yapıp N'Sakala'nın bakışları arasında beraberlik golünü atıyor. Başakşehir'in ikinci golünde yine bir top kaybı, yine basit bir hata ve tuttuğu Demba Ba'yı kaçıran yine N'Sakala.
Rıdvan varken Sergen Yalçın'ın bu oyuncudaki ısrarını anlamıyorum. Sık sık hata yapan torpille 11'de oynayan oyuncu gibi. Göndermek için değil sezon sonunu, şimdi kadro dışı kararı alsalar alkışlarım.
Rıdvan'ı, Dorukhan ile hatta Necip'le yedeklerim, yine bu ismi kadroda tutmam. Bu hatalar şampiyonluk yolunda Beşiktaş'a ağır bedel ödettirebilirdi. Ancak önce Welinton'un sonra Souza'nın golleri bunun önüne geçti.
Cüneyt Çakır ve VAR'da Mustafa Öğretmenoğlu'nun oyun 1-1 devam ederken Larin'e arkadan yapılan müdahalede penaltıyı vermemesi çok kritik bir hataydı. Onun dışında hatasız, temiz bir maç yönetti.
BÜLENT TİMURLENK - HAKKINI VERİYOR
Beşiktaş oyunun kontrolünü eline geçirdiğinde dakika 7 idi ve iki kalede birer top direkten dönmüştü. Ev sahibi bir sonraki pozisyonu için 13 dakika daha beklemek zorundaydı ve Sergen Yalçın'ın takımı kapıyı balyozla kırmak yerine ince matkap ucu oyununa döndü. İki stoperini de rakip yarı sahaya çıkartan Beşiktaş sabırla pas yapıyor, top rakibin ayağına geçtiğinde ise pres yaparak, ikinci topları alarak geçiş oyununu engelliyordu.
İlk yarıdaki 457 pasla gelen rekorun eksik tarafı, Beşiktaş'ın pas temposunu hızlandırmayıp, rakibi hataya zorlayacak ters kanat oyunlarına başvurmamasıydı. Atiba klişe olanı yaptı, sıfıra inip ortaladı. Futbolda topukla asist, topukla son vuruş görebilirsiniz ama ikisini bir arada görmek için çok beklersiniz. Aboubakar ve Larin işte bunu yaptılar...
Galatasaray maçının da ilk yarısının son dakikasında geriye düşen Başakşehir, Deniz'in golüyle beraberliği bulduğunda da Aykut Kocaman oyunundan vazgeçmedi. Beşiktaş'ı karşılamak bir tercih değil mecburiyetti çünkü Sergen Yalçın'ın takımında hareketsiz oyuncu yoktu. Herkes pas üçgenine koşuyordu her zamanki gibi, Adem bir eksik elbette.
Kocaman 4 değişikliğe hazırlanırken Welinton'un kafa golü geldi. Hesabı şaştı derken Mehmet Topal'dan seken top yine bir futbol azizliğiyle Demba Ba'nın önünde kaldığında son vuruş için ustalığa gerek yoktu. Şampiyonluğu isteyen takımın sahadaki havası stadyumdan da ekrandan da taşar. Dün De Souza ile gelen galibiyet de bu havanın tezahürüdür.
İki tarafın da ofsayta düşmediği, Başakşehir'in 709 isabetli pas yapan rakibine karşı 27 uzaklaştırma yaptığı ama bu sezon birçok maçta olduğu gibi sahadan yenik ayrıldığı bir 90 dakika izledik. Beşiktaş ise evindeki derbiye kayıpsız ve de zirvede oturmanın hakkını vererek gidiyor.