GÜRCAN BİLGİÇ - TERİM'İN İKRAMI
En şanslı haftanın, en sıkıntılı güne dönüşmesini izledik G.Saray adına. Böyle bir maçta en kötüyü yaşadılar; geriye düştüler. İlk dakikalarda basit bir hata ile... Maçı dengeye getirip, müthiş bir golle de öne geçtiler. İşte o an maçı bitirdiklerini sandılar ve yanıldılar.
Kayseri'deki skor, Terim'in analiz yanlışı oldu. Mostafa ve Falcao ile kazandığı maçta, iki forvet ile devam edebileceğini sandı. Halbuki, o maçta da bir eksik orta saha ile oynamanın sıkıntısını ikinci 45'te çekmişti.
Rize maçında iki formda golcüsünün problemi çözeceğini düşündü. Gerçek; bir eksik orta saha, direnen ve çabuk çıkan rakip için bulunmaz nimetti; Bülent Uygun da ikramı geri çevirmedi.
G.Saray'ın yediği gollerin basit hatalardan geldiğini söyleyenler haklıdır. Ama Rizespor'un yedikleri de öyle. Hatta bir de kendi kalesine var. Sarı-kırmızılıların beraberlik golü öncesinde Luyindama mücadelesi de "faul mü, değil mi" tartışmasında.
Öne geçmesine rağmen maçı hiçbir bölümde kontrolde tutamaması Terim'i uyarmadı bile. Üstüne skor üstünlüğünü kaybetmesi, geriye düşmesiyle hamle şansını da kaybetti. Önden bir eksilmesi, merkezde bir fazlalaşması, Onyekuru ile Kayseri'deki gibi "avcılık" moduna geçmesine imkân kalmadı.
Bülent Uygun, Hatay'dan sonra böylesine bir deplasmanda da galip takımın teknik direktörü oldu. Başkaları gibi de dokuz kişi ile duvar örmeden, otobüs çekmeden, ayağa paslarla, akıllı hücumlarla oynatmaya çalıştı takımını. Karşısında faul pozisyonunda devreye girmeyen, penaltısını da dışarıya taşıyan VAR hakemi olduğu halde bunu başardı.
Volkan Bayarslan'ın penaltı ve kırmızı kart kararlarını, 12 dakikalık uzatmayla bahanesiz ve itirazsız bırakması da bizim gerçeğimiz. Galatasaray kulübesine mazaret bırakmadan bitiş düdüğünü çaldı. Rizespor dün gece "Türk futbol gerçekleri"ni de yendi.
AHMET ÇAKAR - VOLKAN BAYARSLAN'IN KARARLARI DOĞRU
Galatasaray şampiyonluk yarışında tarif edilmesi mümkün olmayan ağır bir yara aldı. Üstelik dün geceki mağlubiyeti hak ettiler. Dahası Çaykur Rizespor biraz şanslı olsaydı karşılaşma 6'ya, 7'ye giderdi. 11 tane kötü oyuncu. Defansın göbeğinde oynayan Luyindama ve Marcao'nun amatörce bile denmeyecek ağır hataları bu yenilgiyi getirdi.
Daha ilk dakika Luyindama o kadar ağır ki dönemiyor bile. Topu rakibin önüne bıraktı, o da golü yaptı. Aslında daha ilk dakikada mağlup duruma düşen Galatasaray, 20-25 dakikada öne de geçti. Önce Yedlin, ardından Emre Akbaba'nın harika bir şutuyla skoru aldılar. Ama tam devre biterken bu kez sahneye Marcao çıktı. Topu arkasına kaçırdı ve Rizespor golü buldu.
İkinci yarı hatalar, penaltılar, kartlar her şey var... Rize penaltıyla öne geçti, daha sonra Rizesporlu defans oyuncusuyla Onyekuru birlikte vurdular ve beraberlik geldi. Maç biterken de Rizespor belki de Galatasaray'ın şampiyonluk şansına büyük darbe vurdu. Rizespor'u kutlamak lazım. Teknik direktör Bülent Uygun takımın başına geldikten sonra art arda iki galibiyet aldılar ve düşme stresini geride bıraktılar.
Ben dün gece hakem Volkan Bayarslan'ı beğendim. İlk penaltıda karar yüzde 100 doğru. Yedlin eliyle kesiyor. İkinci pozisyon içeride mi, dışarıda mı çok tartışılır. Hakem Volkan Bayarslan penaltı dedi, VAR sonra düzeltti. Ama ne olursa olsun Yedlin'in ikinci sarı karttan gelen kırmızı kartı yüzde 100 doğru karardı. Sonuçta Galatasaray hiç hesapta olmayan, çok haklı ve hezimetten ucuz kurtulduğu bir maç oynadı.
BÜLENT TİMURLENK - İFLASININ BELGESİ
Rizespor 3-2 öne geçtiğinde Galatasaray'da Kayseri maçında olduğu gibi Onyekuru ve Kerem oyuna girdi. Ancak arada bir fark vardı. Galatasaray, Kayseri'de 1-0 öndeydi ve geçiş oynamaya müsait iki hızlı adamıyla maç sonunda farkı 3'e çıkarmıştı...
Bir oyun planınız ve dizilişiniz varsa ve bunun bol pratiğini yapmışsanız elinizdeki kaliteli kadroyla ligde birçok takıma oyununuzu kabul ettirebilirsiniz. Beşiktaş'ın yaptığı gibi... Ancak bu durum Galatasaray için geçerli değil. Çünkü eldeki kadrodan 4-1-3-2 dizilişi çıkarmak; Arda, Feghouli ve Onyekuru gibi klas adamları kenarda bırakmak ligin son çeyreğinde büyük risktir.
Kasımpaşa maçında Muslera, Sivas maçında Linnes'in bireysel hataları vardı. Dün buna önce Luyindama sonra Marcao'nun adeta kendi kalelerine gol atarmışçasına yaptıkları hatalar eklendi. Rizespor'un orta sahadaki ikilisi yetenekli ve hücumu bilen adamlardan kuruluyken, Taylan'sız orta sahayı Etebo vasatlığına bırakmak Galatasaray adına felaket senaryosuna yol açtı.
Ligin ilk yarısında kalesinde Muslera yokken en az gol yiyen takım olmayı başaran Galatasaray'ın dün kendi evinde Rizespor'dan 4 gol yemiş olması dizilişinde, taktiğinde iflasının belgesidir. Kağıt üzerinde Galatasaray bu maçı kazanacak, derbideki sonucu bekleyecekti.
Dün akşamki mağlubiyetten sonra futboldan o kadar soğumuşlardır ki, futbolcusu da taraftarı da sanıyorum Beşiktaş-Fenerbahçe derbisiyle ilgilenmeyecekler bile... Ankaragücü, Sivas ve Rize maçlarında kaybedilen 8 puan sonrasında Galatasaray'ın şampiyonluktan bahsetmesi mümkün değil.
ÖMER ÜRÜNDÜL - HATALAR ZİNCİRİ
Dün gece futbol kalitesi yüksek olmasa da heyecan kasırgası içinde ve karşılıklı hatalar zincirinin sergilendiği, seyir zevki üst düzey bir maç izledik. İlk devre oyunu domine eden G.Saray'dı. Aslında ataklar çok etkili olmadı. Çünkü ileride çift santrfor Falcao ve Mostafa hareketli olsalar da orta saha arkadaşlarıyla yakın bağlantı kuramadılar.
Buna da imkân vermeyen Rize'nin geride iyi yerleşmesiydi. Kanatlardan da etkili ortalar gelmedi. Buna rağmen G.Saray skor dezavantajından skor avantajına geçti. Emre Akbaba'nın golü mükemmeldi. Ama yine birincisi gibi büyük hatayla bir gol daha hediye ettiler.
İkinci devre her zaman olduğu gibi G.Saray'ın temposu düştü. Ondan sonra da penaltıdan Rize skor avantajı yakaladı. Sonra Fatih Terim'in hamleleri başladı. G.Saray skora denge getirmeyi başardı ancak Yedlin'in atılmasıyla 10 kişi kalınmasının üstüne bir de mecburen risk alma durumu olunca Rize bir gol daha buldu. Sonuçta G.Saray dün gece çok büyük bir yara aldı. Kaybedilen 3 puanın yanında iki stoperini birden zorlu Hatay deplasmanı öncesi yitirdi.
Karşılaşmanın bana göre en ilginç yanı mükemmel kaleci Muslera'nın hiç kurtarış yapmadan 4 gol yemesiydi. Bu 4 golde de yapacağı bir şey yoktu. Benim teknik eleştirim şöyle; ilk 11'de çift santrforlu düzenle başlamaya her takım için karşıyım. Dün de bunun tutmadığını gördük. Zaten Terim de skor ihtiyacı varken bunu görüp Mostafa'yı oyundan aldı.
Rize hak ederek kazandı. Bülent Uygun'u kutluyorum. Göreve yeni gel, içeride Hatay, dışarıda G.Saray 6 puan... Fazla söze gerek yok. Çaykur Rizespor'da en çok Boldrin ve Baiano'yu beğendim. Volkan Bayarslan, delikanlı gibi bir maç yönetti. Bir tek aklıma takılan konu, Yedlin'in yüzde 100'lük ikinci sarı kartını niye 5 dakika geç gösterdi? Herhalde kafası karıştı.