Türkiye, İtalya ve Galler'in ardından İsviçre'ye de yenilerek 3 maçta 0 puan ve -7 averajla EURO 2020'ye tarihinin en kötü performansıyla veda etti. SABAH Spor yazarları Erman Toroğlu, Levent Tüzemen, Bülent Timurlenk, Ali Gültiken ve Fatih Doğan, A Milli Takımımız ve teknik direktör Şenol Güneş'le ilgili çarpıcı ifadeler kullandılar. İşte son dakika haberinin detayları...
ERMAN TOROĞLU - O KAĞIDA İSTİFASINI YAZMALI
Finallere çıktığımız ilk maçta Şenol Güneş'in ideal kadro dediği kadroda iki tane yurt içinde oynayan oyuncu var. 9 tanesi dışarıda. Peki bu Şenol Güneş bu dışarıda oynayan futbolculara hitap edebiliyor mu? Bazıları çok üst düzey takımda oynuyorlar.
Şu gözüküyor ki bu Milli Takım'ın genel kadrosu bu futbolu hak etmiyor. Yani iyi bir aşçı olursa bu kadro daha farklı futbol oynar. Bundan 15-20 sene evvel olsaydı tamam. Bizde oynayan oyuncular fazlaydı. Net olarak Şenol Güneş bu Milli Takım'a hakim olamıyor.
Üç tane maç oynadık. Bir tane gol attık. O da uzaktan vurulan bir şut. Ne oynadık Allah aşkına! Rezalet. Yenilebiliriz, açık farklı da mağlup olabiliriz ama adam gibi mücadele ederiz. Çatır çatır oynarız, olmaz. Şu gözüküyor ki futbolcularda da bir rahatsızlık var.
Bir mutsuzluk var. Bunun bir sebebi vardır muhakkak. Yirmi bir takımlı ligimizde Şenol Güneş ligi bir hafta erken bitirdi. Çok futbolcu yurt dışından geldi bir hafta sonra. O bir hafta önce kampa aldı. Adama sorarlar bir hafta evvel kampa aldığın takım bu mu diye.
Üç maçta da rakiplerimiz bizden iyiydi. Belki de bu turnuvanın en kötü takımıyız. Ve son iki maçımızı Azerbaycan'da oynuyoruz. Bakü'de. Biz 85 milyon bir ülke, onlar 10 milyon. Yani bu Milli Takım, Şenol Güneş'le beraber 95 milyonu perişan etti.
Olacak şey değil! Dakika 65, elinde kalem kağıt Şenol Güneş kenarda bir şeyler yazıyor. Merak ettim ne yazıyor? Ama tahmin ettim; "Ben bir şey yapamadım, istifa ediyorum" diye... Çünkü böyle hayırlısı olur.
LEVENT TÜZEMEN - MERT'İ TÜM KALBİMLE ALKIŞLIYORUM
Milli Takım, Lucescu döneminde küme düştü, Rumen hocayı önce tefe koyduk sonra kovduk. Şenol Güneş'le küme düştük; yorum bile yapmadık. EURO 2020'de yürüyerek oynadığımız 3 maçta galibiyeti bırakın berabere bile kalamayıp kalemizde 8 gol gördük ve 0 çekerek turnuvanın en rezil takımı olduk.
Birileri bu ağır rezaletin hesabını vermeli. TFF acilen itibar erozyonuna uğrayan Şenol Güneş'in istifasını istemeli. Ya da Şenol Güneş "Milli Takım'ı bıraktım" demeli. Yaşanan bu ağır travma sonrasında Milli Takım oyuncuları ile Şenol Güneş artık Dünya Kupası elemelerinde birlikte çalışmamalı.
Yetenekli dediğimiz kadro kariyer olarak dibe vurdu. Kadro yaparken adaleti unutan ve kötü oynayan oyuncularda ısrar eden, tüm eleştirilere karşı inatla direnen Şenol Güneş birçok oyuncunun gözünde güvenini kaybetti. Şenol Güneş göreve devam ederse ben bir futbolu olsam aday kadroya çağrıldığımda affımı isterim.
Milli Takım taktiksel olarak sınıfta kaldıysa, futbolcu grubu takım oyunundan uzak kendi egosuyla oynuyorsa ve skora bile isyan etmiyorsa bu Şenol Güneş'in acizliğidir. Rıdvan, Taylan, Abdülkadir, Ozan Kabak, Dorukhan, Enes Ünal gibi oyuncular tüm takım kötü oynarken ilk iki maçı bırakın, eğer İsviçre önünde kadroda yer bile bulamıyorlarsa Şenol Güneş'in tercihleri sorgulanmalıdır.
İddia edildiği gibi Şenol Hoca'nın kadro ısrarında eğer menajerlerin ve takım içindeki bazı oyuncuların etkisi varsa bu durum daha vahimdir. Not: İsviçre'ye karşı tek başına isyan eden, yüreğiyle oynayan ve tek başına pozisyonlar yaratan Mert Müldür'ü tüm kalbimle alkışlıyorum.
BÜLENT TİMURLENK - YANLIŞ HAYAL KURDUK
İnsanlar seni hayal kırıklığına uğratmaz, sen yanlış insanlar üzerine hayal kuruyorsundur... Bizi EURO 2020'ye getiren; sadece 3 gol yememiz, Dünya Şampiyonu Fransa karşısında iki maçtaki oyunumuz, Avrupa'nın 5 büyük liginde forma giyen yeni jenerasyon ve kral Burak Yılmaz...
Hayal kurmamız doğru olandı. Hollanda ve Norveç dahil bize futbol çıtası gösteren teknik kadro ve futbolcular yanlış insanlar olamaz. İşte tam bu yüzden yaşadığımız büyük hayal kırıklığıdır. Uluslar Ligi ve Dünya Kupası elemelerinde kalemizde 14 gol gördük.
Takım savunması sallanıyordu, biz defans oyuncularını tek tek övdük. Aday kadroda yerleri rezerve olanlar yerine hak eden en az üç adamı memlekette bıraktık. Ligin son 3 haftasını 7 günde oynatıp, turnuvanın ilk maçından 26 gün önce kampa girdik. Rakiplerimiz o kamplara en az 8 gün sonra başladılar.
Ne İtalya'yı ne Galler'i doğru analiz ettik. İsviçre maçında mucize bekleyenler, Milli Takım kötü giderken doğru zamanda doğru eleştiriyi getiremeyenlerdir. Üç maçta da doğru 11'i bulamadık. Kadro 26 kişi olunca malzeme bol görünüyor ama bazen mutfaktaki insanın bile bol malzeme karşısında kafası karışır.
Ne iyi bir yemek çıktı, ne de baharatı adına takım ruhu, takım oyunu vardı. Hikâyenin sonunda Roma'ya giden de İstanbul'a dönenler de Bizim Çocuklar. Gerçek ve düzeyli eleştirilere kulaklarınızı kapatırsanız, başkalarının galibiyet şarkılarını dinlersiniz.
ALİ GÜLTİKEN - SAVUNMA REZALETİ
Avrupa Şampiyonası'nda 3 maç sonunda karşılaştığımız durumu anlatmak gerçekten çok zor. Kendi kendime 'Bu kadar kötü bir takım mıyız?' diye soruyorum, cevabım hayır. 'Bu kadar yeteneksiz miyiz?' diye soruyorum, yanıtım yine hayır. 'Bu kadar vasat ve kalitesiz bir takım mıyız?' diye soruyorum, cevabım buna da hayır.
Fakat 3 maç sonunda tabloya baktığımızda her şey çok negatif görünüyor. İlk katıldığımız 1996 Avrupa Şampiyonası'ndan gol atamadan dönen Milli Takım'dan daha kötü istatistiğe sahibiz. Fakat bugünkü takım ve oyuncu grubu o dönemden çok daha olgun, tecrübeli ve güveni oluşmuş bir ekip. Fakat sahadaki icraatlara baktığımızda işin bu tarafı da tam bir felaket.
Herhalde bu sefer 'Olmadı önümüzdeki maçlara bakacağız' demek işin en basit tarafı olacak. Çünkü cevapları yerine oturtmak kolay değil. Ama sorunların bulunması lazım. Bu turnuvaya kadar çok iyi işler yapan bu oyuncu grubunun çok daha iyilerini de yapabileceği konusunda hemfikiriz.
Savunma sıkıntıları takımımızın en büyük problemi oldu. Orta alan ve hücumdaki oyunculardan da ne verim alabildik ne de sonuca katkı. Bu maçta sol bek oynayan Mert'in en etkili şutlara imza attığını söylersek hücumdaki verimsizliği daha net tarif etmiş oluruz.
Futbolda galibiyetler sonrası kullanılan 'Çok rahat kazandık' cümlesini biz kullanamadık ama oynadığımız her rakibin bunu kullanmasına müsaade ederek bir daha hatırlamak istemeyeceğimiz bir turnuvaya daha veda ettik.
FATİH DOĞAN - EN KÖTÜSÜ EURO 2020 OLDU
EURO 1996 başta olmak üzere izlediğim EURO 2000, 2002 Dünya Kupası, EURO 2008 ve olaylı EURO 2016 şampiyonalarını da dikkate alarak en kötü performans sergilediğimiz şampiyona EURO 2020 oldu. Beklentilerimizi oyunlarıyla bu kadar yükselten bir takımın finallerde bize bu tabloyu yaşatması gerçekten çok üzücü ve sarsıcı...
Türkiye'nin İtalya ile Galler maçlarındaki kötü performansı Petkovic ve İsviçre'yi haddinden fazla cesaretlendirmiş olacak ki maça çok rahat ve önde başladılar. Şenol Güneş'in Kaan Ayhan, Ozan ve İrfan Can'la başlayarak yaptığı orta saha değişikliği bile İsviçre'nin planını bozmadı.
Shaqiri'nin 28'de yine arapasıyla girdiği pozisyonda Uğurcan vuruşu ayaklarıyla çıkarmasa maç farklı bir yere gidebilirdi. İlk yarı Mert Müldür ve Hakan'ın sert şutlarını çıkaran kaleci Sommer'ı fazla yoramayan öz güveni örselenmiş, reaksiyon gücü yıpranmış millilerimizin imdadına İrfan yetişti.