Cumartesi günü oynanacak Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi nasıl sonuçlanır? 'Fenerbahçe net favori' yorumlarına katılıyor musunuz? SELİM SOYDAN: "Derbilerde
favori kaybeder" derlerdi. F.Bahçe
kağıt üzerinde favori. Beşiktaş
ise evlere şenlik.
Ancaaak… Beşiktaş büyük takım refleksi göstermek
isteyecektir.
Yeni yönetimle ve seyirci desteğiyle 1 puan çıkarması bana sürpriz olmaz. Fenerbahçe ise Fred ve
Djiku'yu randımanlı kullanamazsa
hüsrana uğrayabilir.
ALİ GÜLTİKEN: Derbilerin
favorisi olmaz. Formda gelen
takımların her zaman
avantajı varmış algısı
ortaya çıkabilir.
Bu da gayet
doğal ama
derbi matematiğine
baktığımız
zaman
bunun her
zaman geçersiz
kaldığını söyleyebiliriz.
Trabzonspor'un gelip Fenerbahçe'yi yendiği bu sezonki mücadele de bunun en net örneklerinden bir tanesi. Aynı ortam
şu anda Beşiktaş için geçerli.
Yeni bir yönetim var.
Bu yönetimin yaratacağı güven duygusuyla beraber takımın ortaya koyacağı reaksiyon, bu maçta Beşiktaş'ı da Fenerbahçe kadar favori hale getiriyor.
GÜRCAN BİLGİÇ: Yeni
yönetimin ilk maçı
ve Beşiktaş ekstra
bir motivasyon-hırsla
oynayacaktır. Taraftarı
da buna yanıt verir.
Dolmabahçe'de üst
düzey mücadele seyrederiz.
Teknik analizler Fenerbahçe'yi öne çıkartabilir ama bu maçı mental güç kazanacak. Daha sakin
olan, ortamı hazmeden,
sabırlı kalmayı başaran
taraf galibiyete de yakın
olacak. Emin olduğum
tek şey, iki takım da gol
atar. Golsüz bitmez maç.
BÜLENT TİMURLENK: F.Bahçe net favori değil. Puan tablosunun ilk 6 sırasında Trabzon'a kaybedip Adana Demir'le berabere kaldılar. Şimdi Beşiktaş derbisi, ay sonunda Galatasaray derbisi ve öncesinde ara haftada Kayseri deplasmanı
. İsmail Kartal'ın takımı, Fred'in dönüşüyle daha az sorunlu bir ekip gibi duruyor. Beşiktaş'ın eksisi, Trabzon ve Galatasaray maçlarında rakip kaleye toplam 3 isabetli şut atabilmesi.
Gün itibarıyla artısı ise yeni başkanı Hasan Arat'ın huzurunda, evinde bu derbiye çıkabilecek olması.
SINIRLAR ÇİZİLİRSE KRİZ ÇIKMAZ
Beşiktaş'ta Hasan Arat başkan oldu. Sportif direktör Samet Aybaba, Feyyaz Uçar da futbolun başında olacak. Bu model Beşiktaş'ı başarıya taşır mı? Türkiye'de sportif direktör ve teknik direktör ilişkileri genelde hiç yürümedi.
SELİM SOYDAN: Beşiktaş kongresi
devrim niteliğinde bir karar aldı.
Futboldan direkt gelen bir yöneticinin
varlığı her zaman itici güç olur.
Sadece Feyyaz değil, Samet de Beşiktaş için önemli bir isim. Zaten "En iyi transfer takımın içinden
yapılır" diyerek mikro cerrahi uygulayacaklarını
belli ettiler. Bu atmosfer
derbide Beşiktaş'ın lehine olacaktır.
ALİ GÜLTİKEN: Hepsi aynı anda
aynı takımda forma giymiş, 3 eski
futbolcunun önemli pozisyonlarda
görev aldığı bir dönem var.
Bu üç isim hem ağabey-kardeş hem takım arkadaşı hem mücadele yoldaşı hem de başarı paydaşı olmuş insanlar. Birbirlerinin
dilinden konuşmadan da anlayabilirler.
Bunun pozitif yansımalarını süreç içinde göreceğiz.
GÜRCAN BİLGİÇ: Samet Aybaba
sınırlarını doğru çizerse sorun çıkmaz.
Hepsi takım arkadaşı ve
Beşiktaşlı.
Muhakkak birbirlerine danışacaklardır. Bu noktadaki denge unsuru
Feyyaz Uçar. İkisinden de genç ama hiyerarşide
ikisinin de üstünde. Önce stratejiyi belirleyecekler,
sonra nasıl gerçekleştireceklerine
karar verecekler. Eğer bir fırtına kopacaksa,
bu sezon değil yapılanmanın tam anlamıyla
gerçekleşeceği yeni sezonda olur.
BÜLENT TİMURLENK: "Futbolu futboldan
gelenler yönetsin" diyen bir Beşiktaş Başkanı
var. Kendisinin uzun bir sporculuk kariyeri bulunuyor.
Bu tecrübeyle beraber işi bilen ve cam-i
ada kredisi yüksek sembol isimlerle yola çıkmak
kağıt üzerinde iyi bir fikir.
Ancak ortada bir gerçek var. Beşiktaş, Avrupa'dan elendi, ligde 11 puan geride ve Sayın Hasan Arat 1,5 yıl sonra seçime gidecek. Bu sezon
şampiyonluk zor. Bu da demektir ki Beşiktaş'ın
gelecek sezon şampiyon olabilmesi için Feyyaz
Uçar-Samet Aybaba ve yeni sezonda olursa Rıza
Çalımbay kusursuz bir yönetim göstermeli.
ZİRVEDEKİ İKİLİ BOZULMAZ
Ligin tepesinde Fenerbahçe ve Galatasaray yalnız kaldı. Bundan sonraki haftalar bu iki takım arasında mı geçer?
SELİM SOYDAN: Ligin F.Bahçe-G. Saray rekabetine sahne olacağı transfer döneminden belli olmuştu. Beşiktaş kötü seçimler yaptı, bedelini ödüyor. Devre arasında doğru takviyeler yaparsa şansı olabilir ama ben zirvedeki ikilinin bozulma ihtimalini az görüyorum.
ALİ GÜLTİKEN: Arada önemli bir fark oluştu. Saha açısından baktığımız zaman da kadro derinlikleri ve iki takımın form durumu açısından da diğer rakiplerine göre önemli avantajları var. Matematiksel olarak Beşiktaş'ın hâlâ rakiplerini yakalama şansı elbette var fakat bunu yapabilmek için öncelikle takımın kendi içinde toparlanma sürecini tamamlaması lazım. Birçok oyuncusundan gerçek performanslarını alamayan Beşiktaş'ın, zirvedeki rakipleriyle mücadelesi kadar kendi iç yapılanma mücadelesini tamamlaması gerekiyor.
GÜRCAN BİLGİÇ: Önümüzdeki 20 gün bu konuda belirleyici olacak. Fenerbahçe'nin iki derbisi var. Galatasaray, Şampiyonlar Ligi konsantrasyonunda ve Okan Buruk kadroda çok rotasyon yapamıyor. Yarışa üçüncü girecek mi? Bunun kararını yine bu iki takım verecek. Son maçlara bakarsak; puan kaybetme sınırında oynamaya başladılar, sezon başı gösterişleri yok.
BÜLENT TİMURLENK: Kalan hafta sayısı 24. Ortada 72 puan varken 11 puan fark kapanmaz demek kağıt üzerinde mantıklı değil. Ancak geride kalan 14 hafta bize şunu gösterdi; sadece 5'er puan kayıp yapan Fenerbahçe ve Galatasaray'ın yanında Beşiktaş'ın kadrosu ve teknik adamıyla, iki ezeli rakibi önümüzdeki 14 haftada kaybettikleri 5 puanın iki katını da kaybetseler, siyah-beyazlı ekibin böyle uzun bir galibiyet serisi yakalayacak görüntüsü yok. Beşiktaş'ın iki rakibi ile kalan bütün derbilerini kazanması lazım. İlk sınavı da zaten hafta sonunda.
SÜPER LİG'DE TAKIM SAYISI 18'E DÜŞMELİ
Selim Soydan: Güç dengeleri zıvanadan çıktı. İsviçre, İskoçya ligleri gibi olduk. Her şey 2 takım üstünden dönüyor. TFF bu işleri bıraksın, takım sayısını indirsin
TFF, play-off'u resmen kulüplere önerdi. Hatta önce 4 büyük takıma sunum yapılmış. Yabancı bir firma vasıtasıyla.. Bu detaylar SABAH Spor'da yer aldı. Fikirleri alınmış fakat ortak bir karar yok. Bu büyük takımlardan birinin başkanı olsanız tavrınız ne olur?
SELİM SOYDAN: TFF bu işleri bıraksın, önce takım
sayısını 20'den 18'e indirsin.
Çünkü güç dengeleri artık zıvanadan çıktı. İsviçre veya İskoçya ligleri gibi
olduk. Her şey 2 takım üstünde dönüyor. Onu bırakın,
play-off adaletsiz bir sistem. 34 haftayı lider bitireceksin,
sonra 6 maçta belki sezonu 4'üncü tamamlayacaksın.
Sezonun genelini gereksiz kılan bir
uygulama. Sakın yapmasınlar.
ALİ GÜLTİKEN: Bu sistem dünyanın hiçbir
büyük futbol ülkesinde yok. Daha alt
sıralarda olan Belçika ve Romanya bu sistemi
uygulamış. Orada da takım sayıları
az.
Bizde öncelikli olarak takım sayısının 18'e düşmesi gerekiyor. Bugün
Almanya ve Fransa, takım sayısını 18'e düşürdü.
Bu maç sıklığı zaten takımları etkileyen bir
şey.
Ayrıca play-off'un başarıyı bence hafifletir bir yanı da var. Ligin diğer takımlarını ana mücadeleden
çıkarttığınız zaman, onlar çok pasifize oluyor ve
mücadele açısından konsantrasyonları düşüyor. Ligin
genel futbol kalitesi adına negatif bir etkisi olacağını
düşünüyorum.
Ayrıca 3 günde bir derbi oynatmak, derbiyi de sıradan hale getirecektir. Bu her yönüyle Türk futboluna zarar verecektir.
GÜRCAN BİLGİÇ: Ben play-off'tan yanayım. Dikkat
edin, sorulara iki takım ile başladınız.
Zaten ligde 6 takımı bir yana koyuyorsunuz, diğer 14'ü öbür tarafa. Bütçeler, kadro kalitesi açısından uçurumlar
oluştu. Böyle bir lige yeniden heyecan gelmesi, yarışın
iki takım üstünden ayrılıp, beş-altı takımın çevresine
yerleşmesi, umutları hep taze tutar.
Beşiktaş veya Trabzonspor yarışın içinde mi diye düşünmeyiz. Lig
bitene kadar
iddiaları
sıcak kalır.
Ama kulüpler
buradan
değil, yayın
gelirlerinin artması
için tartışıyorlar
bunu. Heyecanın
değil, paranın peşindeler. Bu
da ayrı konu.
TEK ÇÖZÜM VAR'A YABANCI HAKEM!
Fenerbahçe de Galatasaray da hakemlerden şikâyetçi. İki taraf da birbirine buradan yüklenip taraftarına mesaj veriyor. Bu tablodan kim kârlı çıkar?
SELİM SOYDAN: Ben 8 Mart operasyonunu
yapmış TFF yönetimindeydim.
'Hakemleri gönderelim' derken, biz gittik. Hakemleri ıslah etmenin imkânı yok, onları yönetecek dirayet de yok TFF'de. Tek çare, VAR dahil tüm
hakemlerin yabancı
olmasında. Kulüpler
de hakem hatalarını
biraz kullanıyor ama
hakemler sahiden çok kötü.
ALİ GÜLTİKEN: Bu tablodan
kimsenin kârlı çıkmayacağını
son yıllardaki mücadelelere
baktığımızda görüyoruz.
Bu, ligimizde artık her hafta
mutlaka kullanılması gereken bir
argümanmış gibi bir hale geldi.
Hakemlerin yaptığı hatalar var. Camiaların bunlara reaksiyon göstermesini de normal buluyorum. Ama bu söylemler,
yıllardan beri somut
olarak hiçbir şeyi değiştirmedi, bu çok açık.
GÜRCAN BİLGİÇ: Gerçek şu; hakemleri büyük
baskı altına aldılar.
Tersi bir faul kararı bile ortalığı ayağa kaldırıyor. Hakemler kritik hiçbir
karara karışmıyor. Maçları VAR yönetiyor. Bu
tablonun kârlısı olmaz, avantajlısı olur ancak. İşler
düzelmeyecek, daha da kötüye gidecek. VAR'a
yabancı hakem gelmedikçe kimse tatmin olmayacak.
Belki de hakemlerin yeniden
MHK tarafından (!) yönetilmesi
lazım. Anlayan; anladı.
BÜLENT TİMURLENK: Türkiye'de futbol programlarında ve köşe yazılarında futboldan bahseden insan sayısı toplasan iki elin parmakları kadar. Hakem hocası diye anılan kaç tane eski hakem görüş belirtiyor, sayısı belli değil. Bir de bunun üstüne her maçın ardından insanlara,
"Bizim izlediğimiz maç bu maç mı" dedirten sosyal medya zırvaları var. Hatalar var mı? Var. Ama dijital medyaya bakarsanız her takım için abartılı hakem hataları, yorumları okursunuz. Zaten bu ülkede Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'tan biri şampiyon olduğunda diğer ikisinin taraftarının "Hakemler sayesinde" demediği bir sezon yok.