Sow çocuktu adam oldu

Saracoğlu'nda Eskişehir maçının kadroları açıklandığında Moussa Sow'un adı okunmadı. Yedekler arasında da yoktu. Yanal'ın elinde altı resmi maçlık rapor duruyordu. Dördü Avrupalı rakiplere, biri Galatasaray'a karşıydı. Ve Konya'dan sonra sabır taşı da çatlamıştı.
Rakamlar, Yanal'a Sow'un koşmadığını söylüyordu. Beklentilerin çok altında kalmıştı. Şöyle ki; Webo dakikada 120 metre kat ederken, Sow'un rakamı 80'di. Ön dişlerden biri yok gibiydi.
Yanal tereddüt etmedi. Seçimini Emenike'den yana kullandı. Bir sonraki Sivas maçında da bu kararını değiştirmedi. Bir sezon önce Alex krizini yaşayan Fenerbahçe'de kapı bir kez daha vuruluyordu. Ama şartlar değişikti. Öncelikle takım kazandı. Emenike iyi oynadı. Tribünler için Sow, Alex gibi bir fenomen değildi.
Yine de Yanal'ın Sow'a ihtiyacı vardı. Geri getirmeliydi. O sırada telefonu çaldı.Sow'un babası görüşmek istiyordu. Baba Sow, aynı zamanda oğlunun menajeriydi. "Gelsin" dedi kurt hoca.
Karşılıklı oturdular. Yanal, futbolcunun önüne maç analizlerini koydu ve "Takım için önemlisin. Ama bu halinle yararlı değilsin. Yapabileceğini biliyorum. Bunu denersen, forman hazır, gel al" dedi.
Ertesi gün antrenmanın en istekli oyuncuydu Moussa. 5. haftada ilk 11 çıktığı Elazığ maçında hattrick yaparak takıma katıldı. Senegalli bu konuşmayı, kariyeri için önemli bir basamak olarak yorumladı. Daha sonra da arkadaşlarına, "Çocuktum, adam oldum" diyecekti.
TAVİZSİZ ADIMLAR
Fenerbahçe öyle bir sezona başlıyordu ki, şampiyon olmak dışında seçeneği yoktu. 'Tavizsiz' bir sezon geçireceklerdi. Sivas maçını 5-2 kazandıklarında, Yanal yardımcılarına, "Bugün şampiyon olduk" dedi. Sahadaki her şey istediği gibiydi. '90 dakika' F.Bahçe taraftarı için çölde bir vaha gibiydi. 13. haftaya kadar oynadıkları 11 maçın 10'unu kazandılar. Ama dikkat çeken nokta Yanal'ın ilk on birde oynama yapmamasıydı. Sakat veya cezalılara göre orta sahada bir isim değişiyordu. Ya diğer oyuncular. Hepsi milli olan, beklentiler taşıyan diğerleri ne olacaktı. İşte; "tavizsiz sezon" derken, Yanal'ın da içine sindiremediği ama yapmaktan da çekinmediği duruştu bu. Yanal, "Şampiyon olmak zorundayız. Bu süreyi oyuncu kazanmak için risk alarak geçiremem. Kupayı alalım, sonra sıra başka şeylere gelir" diyordu.
KAVGALARI KÜSLÜĞE DÖNÜŞTÜRMEDİ
Yanal, futbolda kavganın da olması gerektiğine inanan bir hoca. İdmanlarda sık sık kavgalar, sürtüşmeler yaşandı. Ancak Yanal'ın felsefesi, kavgaların küslüğe dönüşmemesini sağladı. Örneğin, Emre'nin sakatlandığı bir antrenmanda takım arkadaşıyla sert girdiği için tartışan Egemen'i idmandan çıkarması, takdir topladı. Egemen de daha sonra hocasından özür diledi ve kavgalar küslüğe dönüşmedi.