Cumartesi 25.10.2014
Son Güncelleme: Cumartesi 25.10.2014

Artık gladyatör gibiler

TFF Sağlık Kurulu Başkanı, Acıbadem Sporcu Sağlığı Merkezi'nin başındaki isim Prof. Ömer Taşer ile Türk futbolunu, sporcu yaralanmalarını ve tanık olduğu ilginç olayları konuştuk.

Son 10 yıl içinde spor alanındaki yaralanmalarda Türk sporcular yurt dışına gitmek yerine artık Türkiye'de tedavi olmaya başladı. Kırılma noktası belki de Elvir Baliç'in Real Madrid'te iken kötü yapılan diz ameliyatının Türkiye'de düzeltilip futbola dönebilmesi oldu. Bu alanda lider konumunda olan Acıbadem Sporcu Sağlığı Merkezi'nin başındaki, spor camiasının yakından tanıdığı, yıllardır TFF'de Sağlık Kurulu Başkanı olarak görev yapan Prof. Dr. Ömer Taşer'in kapısını çaldık. Yazarımız Bülent Timurlenk'in deyimiyle, "Alanında dünyanın en iyilerinden. Milimetrenin önemli olduğu ustalık gerektiren ameliyatların doktoru" ile başta sağlık konuları olmak üzere, Türk futbolunun birçok sorununu konuştuk.

TEDAVİ İÇİN DIŞARI GİTME DEVRİ BİTTİ, ARTIK ONLAR GELİYOR
- Yıllarca birçok futbolcumuz Bayern Münih'in ünlü doktoru Hans Müller-Wohlfahrt gibi yurt dışındaki meşhur doktorlara gidip tedavi olurdu. O dönem sona erdi mi?
Eskiden sakatlık geçiren üst düzey sporcularımız ABD'ye, orta seviye Almanya'ya, alt ligler vb. sporcular da Yugoslavya'ya tedavi için giderlerdi. Artık bu dönemler bitti. Ülkemiz bu alanda öyle hızlı bir mesafe aldı ki, sporcularımız artık yurt dışına gitmeyi tercih etmedikleri gibi dışarıdan pek çok ülke sporcusu da tedavi için Türkiye'ye gelmeye başladı. Son 10 yılda akan suyu tersine çevirip paramızın içeride kalmasında Acıbadem Grubu'nun payı büyüktür. FIFA'ya akredite olan dünya üzerinde 40'a yakın merkez var. Acıbadem Sporcu Sağlığı Merkezi, FIFA'dan akreditasyon alan Türkiye'deki ilk ve tek merkezdir. Sayın meslektaşımız Wohlfahrt da 2-3 sene önce bizimle çalışmak istedi. Görüşmeler yapıldı ancak bilimsel açıdan gerimizde kaldığı görülünce kabul edilmedi. Acıbadem Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar bu başarıda kapıyı açan isimdir. Sporun içinden gelen, ülkesine hizmet etmeyi seven bir isim. Bu grubun özellikle spor alanında yaptığı atılımlar için tetikleyici güç onundur. Cesaret verir, destekler ve sonuç alır.
DOPİNG, TÜRK FUTBOLUNA BULAŞAMADI
- Siz aynı zamanda TFF Dopingle Mücadele Kurulu'nun başkanısınız. Türk sporunda son yıllarda patlayan doping skandalları için ne düşünüyorsunuz?
Göreve geldiğimizde TFF'de sağlık ve doping ile mücadelede kurulu bir düzen vardı. Sağlık yapılanması konusunda merhum Prof. Kaya Çilingiroğlu'nun temelini attığı bir sistem geliştirilmeye devam ederken, doping ile mücadele konusunda ise Prof. Dr. Turgay Atasü'nün hazırladığı harika bir sistem bulduk. Bu sistem sayesinde futbol branşında doping ile mücadele Türkiye'de mükemmel uygulanıyor. Bunun neticesinde de Türk futboluna doping bulaşamadı. Bu konuda hem UEFA hem de FIFA'dan takdir alıyoruz. Kurulu bir düzenimiz ve uygulamalarımızın sonuçları ortadayken ülkemizin doping ile mücadelesinde daha etkin ve güçlü rol oynayabilirdik diye düşünüyorum. Doping illetinin başka spor branşlarında son yıllarda sık görülmesinin sebebi ne yazık ki sistem. Sporcuların denetimsiz bir ortamda başarı adına yanlış yollara sapmaları. Bugüne kadar hiçbir kontrol yapılmazken birden bire bu kontroller başlayınca herkes donakaldı. Geçiş süreci çok daha az yara alınarak geçilebilir, ülkemizin imajına bu kadar büyük bir darbe vurulması da engellenebilirdi.
YOĞUN KONTRELLER DOPİNGİN ÖNÜNÜ KESTİ
- Futbola dopingin bulaşamaması nasıl başarıldı?
Bunun ana sebebi yoğun kontrollerdir. Yılda neredeyse 1200 farklı futbolcuya maç sonraları kura sistemiyle test yapılmakta. Doping kontrolörü isimlerin ne zaman hangi maça gideceğini kendileri ve görevlendiren dışında kimse bilmez TFF'de. Her yıl tüm sporcularımıza bilgi kitapçıkları iletiriz. Kulüp sağlık heyetlerini düzenli eğitimlere tabi tutarız. Her yeniliği ve gelişmeyi anında kendilerine bildiririz. Yeni çıkan yasaklı madde listesini ve değişen kuralları anında Türkçe ye çevirerek kulüplere iletiriz. Bu arada geçmişte yaşanan musibetler de doping ile mücadele etki yaratmaktadır. Mesela Hasan Şaş'ın Aferin isimli çok basit bir ilacı kullanıp yaşadığı doping olayı önemli bir örnektir ki artık bu ilaçtaki etkin madde artık yasaklı madde listesinde de değildir. Futbolcular bu olay sonrası grip için bile olsa kullanacağı ilacı kulüp doktoruna sormayı öğrendi.
SENTETİK ÇİM ÇÖZÜM OLABİLİR AMA...
- Sezonun ilk haftasında Mersin İY-Beşiktaş maçı çok kötü bir zeminde oynandı. Sentetik çim bu kötü zeminler için bir çözüm olabilir mi?
Mersin gibi iklimi uygun bir şehrimizde zeminin kötü olması ile aklımıza ilk gelen çözüm sentetik çim olmamalıdır. Ülke olarak yapmak kadar bakmanın da önemli olduğunu kabul etmemiz lazım. Özellikle futbol oynanacak sahanın çim bakımı bilgi deneyim yatırım gerektirir bunlardan ödün verirseniz en iyi kalite çim saha bile bozulur ve kullanılamaz hale gelir. FIFA'nın onayladığı A kalite sentetik çimde daha az sakatlık yaşandığı bir gerçek. Ancak sentetik çime geçmek kolay değil. Üst düzey kulüpler sentetik çime yanaşmaz. Bizde sentetik çimi küçük kulüplerin kullandığı gibi bir algı var. Bunun dışında sahanızın sentetik çim olması yetmez, idman yaptığınız sahanın da aynı şekilde düzenlenmesi gerekir. Çünkü adaleler sürekli iki farklı zeminde oynamaya tepki verebilir.
ALS FUTBOLCU HASTALIĞI DEĞİL
- Futbolcular ALS hastalığına daha mı çok yakalanıyor? Yürütülen kampanya için bir doktor olarak fikriniz nedir?
Kampanyanın işe yaradığını düşünüyorum. Hastalığın bilinirlik oranını yükseltti, farkındalık yarattı. Bunu başlatanları tebrik etmek gerek. Türkiye'de bu hastalığa yakalandığı bilinen ilk futbolcu Fenerbahçeli merhum Sedat Balkanlı'dır. Eşi onun için yıllarca mücadele etti. Yine Trabzonsporlu eski sporcu İsmail Gökçek'te ALS ile eşiyle birlikte uğraşıyorlar. Ama futbolcular bu rahatsızlığı daha çok yaşıyor gibi bir durum söz konusu değil. Sadece onlar göz önünde oldukları için daha çok dikkat çekiyorlar.
PUBİSE YANLIŞ ÇALIŞMA SEBEP OLUR
- Galatasaray altyapı çıkışlı futbolcuların başta Arda Turan olmak üzere çok sık pubis rahatsızlığı yaşadığı düşünülüyor. Çoğu sizin elinizden geçti, fikriniz nedir?
Pubis, Galatasaray'ın değil Türk futbolunun bir hastalığıdır. 'Osteitis Pubis' dediğimiz rahatsızlık bir kuvvet dengesi bozukluğu hastalığıdır. Pubis dediğimiz leğen kemiğine hem üst grup hem de alt grup adaleleri yapışıktır. Bu iki grup adalenin veya sağ ve sol tarafın birbirinden farklı çalıştırılması, birinin daha kuvvetli olması ya da farklı güçte olması bu kuvvet dengesi rahatsızlığına sebep olur. Sebebi taban problemi de olabilir. Sporcu yere yanlış şekilde basıyor olabilir. Sezon öncesi kontrollerde birçok sporcuya tabanlık veriyoruz. "Benim ayağımda sorun yok" diyor ama yanlış basıyor. Bu yüzden sakatlanmaya aday durumda. Pubise yanlış çalışma, bozuk zemin, yere yanlış basma, iki adalenin farklı güçlendirilmesi yani yanlış çalışma sorunu hatta yanlış beslenme bile sebep olabilir.
ÜMRANİYE'NİN ZEMİNİ DEĞİŞMELİ
- Beşiktaş'ta uzun bir süredir futbolcular düzenli olarak benzer sakatlıklar yaşıyor. Bu konudaki fikriniz nedir?
Beşiktaş'ın Ümraniye Tesisleri'ndeki zeminin problemli olduğunu başkan Fikret Orman'a da ilettik. Oradaki zeminin değişmesi gerektiği yönündeki görüşümüzü ilettik.
TEDAVİSİ BİTİP GİTMEK İSTEYEN SPORCULAR VAR
"Acıbadem Sporcu Sağlığı Merkezi'ne her ligden her branştan sporcular sezon öncesi mecburi kontroller için gelir. İleride olabilecek sağlık sorunlarının yaşanmaması için bu sezon başı kontroller çok önemlidir. Sezon içinde de futbol, basketbol, voleybol gibi branşlarda birçok sporcu yaralanmaları sebebiyle Acıbadem Sporcu Sağlığı Merkezi'ne gelir. Şehir ya da yurt dışından geldi ise anlaşmalı olduğu otellerde konaklar, tedavisi bitince ayrılır. Bazen öyle örneklerle karşılaşıyoruz ki, sporcu tedavisi tamamlansa da ayrılmak istemiyor."
---------
ÖMER TAŞER VE SPORCULAR
Mustafa Pektemek

HER SPORCUNUN KORKULU RÜYASINI YENDİ
"Beşiktaşlı futbolcu Mustafa Pektemek, sakatlık yaşayan futbolcular için önemli bir örnek. Mustafa sabah bizim merkezi açar, akşam da kendisi kapatırdı. Çok ağır sakatlıklardan sonra düzenli ve istekli çalışmasıyla tekrar sahalara dönebildi. Ön çapraz bağ çok talihsiz bir sakatlıktır. Futbolcu için, teknik direktör için, kulüp yöneticileri için kabustur, korkulu rüyadır. Çünkü geri dönüşü çok uzun sürer. Ön çapraz bağ dikiş kabul etmez, oraya yeni bir bağ koyarsınız. Önce vücudun oraya konulan yeni bağı kabul etmesi, sonra tıpkı bir çocuğun yürümeyi öğrenmesi gibi o bağın da yeniden yürümeyi öğrenmesi gerekir. Çok çok tekrar gerektiren çalışmalar yapılması gerekir. Bu sakatlık sporcunun moralini de bozar, umudunu da kırar. İşte bu bela sakatlığı Pektemek iki dizinde de yenmeyi başardı. Çünkü istedi, çalıştı ve iyileşti. Şu an yaşadığı sakatlığını da kısa en sürede atlatacağından eminim."
Ersan Gülüm
İLK AMELİYATI BAŞARISIZDI

"Ersan Gülüm ilk ön çapraz bağını kopardığında vatandaşı olduğu Avustralya'da ameliyat oldu. Klasik bir usulle ameliyat olduğu için kısa bir süre çıktığı antrenmanda çok basit bir şekilde tekrar sakatlandı. Biz kendisini ikinci kez ameliyat ettik, farklı bir teknik kullandık, ama ameliyat sonrası dönemde Ersan'a kendi diz yapısına uygun özel bir rehabilitasyon protokolü öğrettik. Ersan'a doğru düşmeyi öğrettik. Çünkü sporcu çok basit bir şekilde düşerken de dikkat etmezse sakatlanabilir. Allah nazardan saklasın Ersan, şimdi Milli Takım'a yükselecek kadar iyi bir durumda."
Elvir Baliç
EFENDİ FUTBOLCUYDU

- Elvir Baliç'in çok konuşulan diz ameliyatında domuz bağı kullandığınız konuşulmuştu hep. Aslı nedir hocam?
Domuz bağı değil. Ölü kadavradan alınan bir bağ kullandık. İspanya'da kötü bir ameliyat geçirmişti, onu düzeltmiştik. Akabinde de futbol hayatına devam etti ve Galatasaray'da güzel goller attı. Çok efendi bir futbolcuydu.
Van Basten
ONUN İÇİN ÇOK ÜZGÜNÜM

"Tıp sürekli gelişen, her gün yeni imkanların yaşandığı bir alan. Benim çok sevdiğim futbolculardan biri Marco Van Basten idi. Onu izlemekten büyük keyif alırdım. Ancak 1993 yılında henüz 28 yaşındayken ayak bileğinden sakatlanıp futbolu bırakmak zorunda kaldı. Tıp öyle gelişti ki; bugünkü imkanlarla Van Basten'in ayak bileğindeki kıkırdak yaralanması kolayca tedavi edilebilir, en az 3-5 yıl daha o harika gollerine devam edebilirdi. Kendi alanımdaki yenilikleri yaşadıkça bu futbol efsanesi için büyük üzüntü duyarım."
Antonio de Nigris
KEŞKE BİZİ DİNLESEYDİ

"Bu konuda tatsız bir örnek ise Antonio de Nigris oldu. Türkiye'de Gaziantep, A.Gücü, G.Birliği kulüplerinde oynadı. Sonra başka bir kulübe transfer olacaktı ancak kalbinde bir sorun tespit edildi, futbol oynamasına izin verilmedi. İtiraz etti ise de TFF Sağlık Kurulu bu kararından ödün vermedi. Sonrasında De Nigris Yunanistan'a gitti ve futbola Larissa'da devam etti. Ancak yaşamsal tehdit yaşatabilecek tarzdaki rahatsızlığı orada nüksetti ve henüz 31 yaşında iken hayatını kaybetti. Bu yüzden sezon öncesi yapılan sağlık kontrolleri tüm sporcular için hayati önem taşımaktadır."
Roger Federer
GENETİK BİR HARİKA

- Roger Federer 33 yaşında bir sporcu. Muhteşem kariyerinde 17 kez Grand Slam kazanırken, hiç bir maçı sakatlanıp yarıda bırakmadı. Bu istikrar için ne dersiniz?
Bazı bünyeler genetik olarak şanslı olabiliyor. Mesela bazı sporcular çapraz bağ sakatlığına doğuştan yakındır. Federer ise sıradışı bir sporcu. Genetik bir farklılığı var. Bu yaştaki bu performansı ve sakatlık yaşamaması bunu gösteriyor.
Eneramo
'VÜCUDUNA DELİK AÇAMADIK!

- Tanıdığınız güçlü futbolculardan bir örnek verebilir misiniz?
Eneramo inanılmaz güçlü bir futbolcudur. Hem kemik hem adale yapısı olarak, vücudu o kadar sağlam ki Türkçe'de bir deyim vardır, "kurşun işlemez" diye Eneramo' nun da bu deyime uyan bir yapısı vardır, kurşun bile işlemez! Artroskopi için neşteri vurduğumuzda bile zor delik açtık.
"HOCAM DİKKAT ET, BU GENÇ 10 AİLEYE BAKACAK"
- Sporcuların sağlık kontrolü ciddi sorumluluk da yüklüyordur size...
Bazen genç yıldız adayı futbolcuların ameliyatlarından çıkıyoruz. Bakıyoruz kapıda onlarca kişi bizi bekliyor, "Hocam, 10 aile bu gencin eline bakıyoruz, aman dikkat et" diyorlar. Bu bizim sorumluluğumuzu çok artırıyor, diğer taraftan da genç sporcuları da büyük baskı altında bırakıyor. Kaldıramayacakları yüklerin altına giriyorlar ne yazık ki. Çocuklar duygusal ve fiziksel olarak istismar ediliyor. Tatsız sonuçlar yaşanabiliyor.
ARTIK FUTBOLCULAR GLADYATÖRLER GİBİ
"Günümüzde futbol artık yüzde yüzünüzle oynamanız gereken bir oyun. Mesela Rıza Çalımbay yırtık menisküsle senelerce oynamış, argo tabirle dizi haşat olmuş bir dostumuz. Yanlış yapmışlar, sağlıklarını tehlikeye atmışlar. Ama artık günümüz futbolu çok farklı bir noktada. Yılda 50 nin üzerinde maç oynuyorlar. Ve saha dışında ne yaptı, nereye gitti, kimle gezdi gibi, sporcunun üstünde sosyal bir baskı kuruluyor. Sahada yüzde yüzünü vermesi bekleniyor, belki de hayatı pahasına..."
MESSİ'NİN KUSMASI VÜCUDUNUN İSYANI
- Messi geçen sezon bazı maçlarda kusmuştu. Bunu nasıl yorumlarsınız?
Artık futbolcular eski çağdaki gladyatörlere benziyor. Gladyatörler hayatta kalmak için arenalardaki gösterilerde ellerinden gelenin yüzde yüzünü ortaya koymak zorundaydı. İşte şimdi futbolculardan da bu bekleniyor. Sürekli arenalara çıkmak, 9-10 ay süren sezonlar yaşamak, haftada belki 2-3 maça çıkmak zorundalar. Bünyelerinin bunu kaldırması çok kolay değil. Messi'nin kusması da, bir sporcunun durmayan bu sisteme vücudunun isyanı diyebiliriz.
- 2010 senesinde TFF profesyonel lig seviyesindeki tüm kulüplere doktor, fizyoterapist ve masör bulundurma zorunluluğu getirdi. Buna uyuluyor mu?
Bu önemli bir gelişmeydi. Arkası da getirildi, şimdi doktor, fizyoterapist, masörün yanına, beslenme uzmanı ve psikolojik performans danışmanı görevlendirme mecburiyeti getirildi. Bunlar hep daha sağlıklı, daha iyi, daha planlı bir sporcu kariyeri için olmazsa olmazlardır. Mahmut Özgener' in başkanlığı döneminde TFF kulüplerin sağlık kurumlarının yapılanması için bir sistem getirdi. Sağlık çalışanları için çok özel ve kademeli bir eğitim sistemine başlandı. FIFA bu sistemi öyle beğendi ki, bunun başka ülkelerde de uygulanmasını istedi, örnek gösterdi.
- Tüm bu gelişmelere rağmen yurtdışında yetişmiş Türk sporcuları yurda getirmekten vazgeçmiyoruz
Bizim 12 yaş grubundan itibaren bir çok alanda takımlarımızın bir çok başarısı olduğu görülüyor. Ama 20'li yaşlardan sonra o başarılı nesilden kalan sadece 1-2 isim sivriliyor ve o oyuncu grubu kayboluyor. Avrupa'da ise bu oran nerede ise bizim 8-10 mislimiz. Bizde ergenlik dönemindeki çocukları 10-15 kişilik odalarda yatırıyoruz. Bu çocukların ihtiyaçları nedir, okulu nasıldır, ne yer ne içer, seksle ilgili kafasında neler var, yanlış bir yola sapma ihtimali var mı, bunlar önemsenmiyor. İşte bu yüzden gidip Avrupa'da oyuncular arıyoruz, çünkü orada büyüme dönemlerini doğru şekilde geçiriyorlar.
- Sağlık kontrollerinde sigara kullanan sporculara da rastlıyorsunuzdur. Onlara neler öneriyorsunuz?
Sporu herkese tavsiye ediyoruz, sağlıklı bir yaşam için, özellikle kalp hastalıkları, tansiyon, diyabet gibi kronik rahatsızlıklar için, stresten kurtulmak için. Ancak sigara içmek hem solunum sistemini olumsuz etkiliyor hem de kalp damar sistemine zararlar veriyor. Sigara kullanımı damar sertliğini hızlandırır, nabzı hızlandırır ve yaptığınız sporun olumlu anlamda anlamı kalmaz. Bazı sporcular stres attığını söylüyor ama bu doğru bir yol değil. Sporcular sigara içtiğinde kendini büyük riske atıyor, özellikle kalp ve damar rahatsızlıkları, hassasiyetleri varsa anmak istemediğim sonuçlara davetiye çıkartırlar.
- Maç bittikten sonra sporcu stres atmak, rahatlamak için gece dışarı çıkabilir mi?
Maçta vücutta çok fazla laktik asit birikir. Vücutta yorgunluğa neden bu toksinleri atmak için ertesi gün hafif bir rejenerasyon idmanı yapılması iyidir. Ama maç bitimi gece dışarı çıkılması çok yanlış bir tercih. Hele bar vb. içkili ortamlarda sporcunun o yorgun vücutla bulunması çok çok yanlış, daha da yorucu. Hele de kaybettikleri maçlardan sonra sosyal bir baskı da oluşabiliyor. Doğru olan maçın ertesi akşam dışarı çıkması ama tabii ki ölçüyü kaçırmadan.
- Bazı sporcular çok çok az sakatlanarak dikkat çeker. Bu isimler neleri farklı yapıyor?
Doğru antrenman programı, doğru dinlenme, doğru beslenme, doğru bir sosyal hayat... Mühim olan yaralanma oluşmaması için, sakatlık öncesi bunu engelleyici zemin hazırlayan koruyucu egzersizlerdir. FIFA'nın araştırmaları neticesinde koruyucu egzersizler yapan oyuncularda ön çapraz bağ yaralanması yüzde 70 oranında azaldı. FIFA şimdi bu çalışmaları ülke federasyonlarına ulaştırarak kulüplerin bu programı uygulamalarını istiyor. Acıbadem Sporcu Sağlığı Merkezi'nde de FIFA'nın bu programı uygulanmaktadır.
ÖMER TAŞER HOCA İÇİN BAZI KELİMELER
AŞİL TENDON: ZOR
ALKOL: ASLA
ATROSKOPİ: ÇAĞ AÇAN GELİŞME
ADALE YIRTIĞI: OLMAMALI
ÖDEM: KAÇINILMAZ
ÇAPRAZ BAĞ: TALİHSİZLİK
RIDVAN DİLMEN: FUTBOLDA VE SAKATLIKTA ZİRVE
MUSTAFA PEKTEMEK: İSTİKRAR ABİDESİ
PUBİS: DENGE

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.