Çarşamba 24.05.2017
Son Güncelleme: Çarşamba 24.05.2017

Bizde rövanş kültürü var!

SABAH Spor yazarlarının bu hafta gündemine Fenerbahçe’nin tarihi Euroleague şampiyonluğu, ezeli rakipler arasındaki ‘kutlama krizi’ ve şampiyonluğa koşan Beşiktaş ile Şenol Güneş arasındaki sözleşme bilinmezi damga vurdu

Fenerbahçe, Türk basketbol tarihinde ilk kez Avrupa'nın en büyük kupasını alan takım oldu. Bu başarıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?
LEVENT TÜZEMEN: Bu başarının perde arkasına bakmak gerekir. Başarı için güçlü bir takım kurmanın yanı sıra takım ruhunu da yakalamak gerekiyor. Tüm transferleri yapan Obradovic, Fenerbahçe'yi antrenör takımı haline getirdi. Oyuncuların birbirleriyle oynama alışkanlığı, sistem ve arkadaşlık ilişkileri, Avrupa Şampiyonluğu'nu getirdi. Ayrıca Ülker'in verdiği paranın tamamen basketbola harcanması, Obradovic'in işine kimseyi karıştırmaması başarının anahtarı oldu. Obradovic bu başarıyı asla bir müessese takımıyla yakalayamazdı. Milyonlarca taraftarı olan Fenerbahçe, turnuva boyunca evinde hep kapalı gişe oynadı. Sonuç; büyük kulüp olursan ve güçlü bir taraftarın varsa bu tür başarıları kazanabilirsin.
MURAT ÖZBOSTAN: Şüphesiz çok büyük bir başarı.. Fenerbahçe yönetimi, işin uzmanı olan koç Obradovic'i tak-ı mın başına getirdi. Kadroyu onun istediği gibi kurdu. İşine hiçbir zaman karışmadı (karışamadı) ve son üç yılda özellikle arka arkaya Final-Four'a kalındı ve iki finalden biri bu yıl kazanılarak Fenerbahçe istikrarın meyvelerini aldı. Obradovic, basketbol maçları için bir taraftar kitlesi oluşturdu. Bildiğiniz gibi futbol maçına ilgi yok. Neden, çünkü futbol maçına giden taraftarın aklına Aziz Yıldırım gel-i yor. Basketbol maçına gidenlerin aklında ise Obradovic var . Taraftar basketi ve futbolu kafasında ayırdı. Obradovic'e inanıyor, Aziz Yıldırım'a inanmıyor. Bu arada sponsor desteğini asla unutmayalım. Eğer sponsor desteği olmasıydı, Fenerbahçe bu başarıları elde edemezdi.
GÜRCAN BİLGİÇ:
2013'te takımın başına gelen Obradovic'in tuğla üstüne tuğla koyarak hazırladığı, geliştirdiği, donattığı, sisteme uydurduğu ve performansları takım için devşirdiği dört yıl geçirdik. Hem Ülker hem de Fenerbahçe yönetimi üst düzey bütçe sağlayarak Obradovic'in elini kuvvetlendirdiler. Önemli paralar harcandı ama Fenerbahçe'den daha fazlasını harcayan Real Madrid veya CSKA, bu sezon son maça gelemedi.H er şey bir yana Fenerbahçe Basketbol Takımı herkesin saygısını ve beğenisini kazanarak yürüdü yolunda. Emeğin ve alın terinin hakkını rakiplerinden bile aldı. Evet, artık Türkiye'de yeni bir sayfa açılıyor. Gençler nasıl olmaları gerektiğini, coachlar nasıl yönetmeleri gerektiğini, yöneticiler ise nasıl davranmaları gerektiğini gördüler. Bu kadar hak edilmiş, kimseye itiraz cümlesi bırakmayan bir şampiyonluk ender görülür.
AHMET ÇAKAR: Geçen yıl çok şanssız kaybettiler, bu yıl da ezici bir üstünlükle kupayı hak ettiler. Bu kulüpler bazında dünyanın iki numaralı kupasıdır. İlki pek tabii ki kalite ve ilgi bakımından NBA şampiyonluğu. Diğeri ise Euroleague şampiyonluğudur. Fenerbahçe Türk basketbol tarihine altın harflerle geçecek bir zafere imza atmıştır.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Avrupa'nın en büyük kupası kazanıldıktan sonra ülkemizdeki ortak sevinç bunun ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. Bu başarı 4-5 senelik planlamanın eseriydi. Önce dünya çapında bir koçu takımın başına getirmek, ona inanmak, onun işine karışmamak ve de akılcı transferler bu büyük başarıdaki etkenlerdi. Ben tüm F.Bahçe camiasını yürekten kutluyorum. Bir de çok konuşulan bir konuyla ilgili görüş bildirmek istiyorum… İşte yabancı oyuncularla kazanılmış başarı diye eleştirenler var. Ama unutmamak gerekir ki, futbolda en büyük firmalar da büyük başarılara yabancı oyuculardan kurdukları kadroyla ulaşıyorlar. En canlı örnek Real Madrid. İspanya bir ekol ülkesi. Bugüne kadar milli takımları da sayısız başarılara ulaştılar. Ama Real Madrid'in Şampiyonlar Ligi'ndeki başarısındaki kadrosuna baktığımızda ideal 11'inde bir tek Carvajal ve Sergio Ramos var. Bu işlere kulüp gözünde bakmak lazım.

Fenerbahçe'nin iki ezeli rakibi G. Saray ve Beşiktaş bu başarıyı kutlamadı. Sizce bunun nedenleri neler?
MURAT ÖZBOSTAN: Keşke kutlasalardı… Her fırsatta dost olduklarını ifade ediyorlar ama birbirlerinin başarısını kutlama nezaketinden yoksunlar. Galatasaray diyor ki, "Biz de kupa aldık, bizi kutlamadılar." Beşiktaş ise ayrı telden çalıyor. Fenerbahçe de Galatasaray'ın UEFA başarısını yıllarca küçümsedi. Unutmayalım ki kulüpler kalıcı, yönetimler ise gidicidir. Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor'un elde edilen büyük başarılarda birbirlerini kutlamaları, onları daha da yüceltir. Yanlışı yanlışla örtemezsiniz. Fenerbahçe Avrupa'nın en büyük kupasını aldı. G.Saray başkanı Dursun Özbek'e soru soruluyor, "Bu soruyu geçiniz" diyor. Neden çünkü kutlarsa taraftarın kendisini linç edeceğini biliyor. Bu Beşiktaş için de geçerli. Önemli olan Türkiye'dir. Eğer bir Türk takımı Avrupa'da bizi başarı ile temsil edip bir kupa aldıysa, bunu bütün kulüplerin tebrik etmesi gerek. Bırakın saha içinde mücadele orada kalsın. Saha dışında fair-play ruhuyla örnek olun. Başakşehir'i tebrik ederim, Fenerbahçe'yi kutladığı için. Ben Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı Futbol Zirvesi'nde tüm kulüp başkanlarının bir araya geldiği sahnenin yaşanabilir ve devamlı olmasını istiyorum. Bizim bu birlikteliğe ihtiyacımız çok fazla.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Fair-Play çerçevesinde bunları kabul etmek mümkün değil. Aralarında ne kadar büyük rekabet olursa olsun, yöneticiler arasında birtakım tartışmalar yaşanırsa yaşansın, bilhassa ülkeye de büyük katkı veren bir başarıyı tebrik etmek her şeyden önce erdemdir.
GÜRCAN BİLGİÇ: Aslında cevap basit; Fenerbahçe de onları kutlamamıştı. Ne yazık ki, bizim yönetim tarzımızda rövanş kültürü hakim. Rakibin mutluluğuna ortak olmak yerine, mutsuzluğundan keyif çıkarmak geçerli hale gelmiş. Ben bu tavrın yöneten kişilerle, başkanlarla ilgili olduğunu düşünüyorum. Yoksa, 100 yıllarını devirmiş bu kulüpler, bu kadar basit ve sığ değiller.
AHMET ÇAKAR: Türk futbolunda başkanların ne kadar samimiyetsiz ne kadar ikiyüzlü olduklarını şu son iki günde çok net gördük. Attıkları zaman mangalda kül bırakmayan bu samimiyetsiz adamlar, sınav günü geldiğinde rezil oluyorlar. Kulüp başkanları her defasında, "Onlar bizim dostumuz, spor kardeşliktir, barıştır, centilmenliktir… Asıl hedefimiz Türk sporunun güçlenmesi" derler ama görüldüğü üzere bunlar lafta kalır. Futbol dışında bir sektörde Avrupa'nın en büyüğü olmuş Fenerbahçe'yi kutlayamıyorsanız, bir daha Galatasaray ve Beşiktaş başkanı olarak spor ahlakından bahsedemezsiniz. Beyaz TV muhabiri Dursun Özbek'e soruyor, "Fenerbahçe'nin Euroleague şampiyonluğunu nasıl buluyorsunuz?" diye. Özbek ise, "Ben buraya ALS hastalarına yardım için geldim" diyebilecek kadar politik, rezil bir cevap veriyor. Fikret Orman ise her sıkıştığında beylik söz olan, "Efendi Beşiktaş aşağı, efendi Beşiktaş yukarı" deyip her tarafta boy gösteriyor . Ama ben sözde değil, özde efendiliği severim. Özde efendi Beşiktaş, Fenerbahçe'yi kutlamalıydı. Ama onlar da bu olgunluğu ve bu beyefendiliği gösteremediler.
LEVENT TÜZEMEN: Aziz Yıldırım başkan olduğu sürece Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor, Fenerbahçe'nin başarılarını kutlamaz. Neden mi? Aziz başkan bu kulüplerle olan ilişkilerde hep, "Sorunun kendinde olduğunu anlamayan insanlar, çözümü başkasının huzurunu bozmakta bulur..." gibi davranıyor. Başarıda aslan payını Aziz Başkan kendine yazıyor. Başarısızlıkta ise hep rakiplerini suçluyor. Bu davranış biçimini Aziz başkan belki de 'strateji' olarak uyguluyor. Bir dönem Türkiye'nin en sempatik ve en popüler kulübü olan Fenerbahçe, maalesef Aziz başkanın davranışları yüzünden antipatik olmaya devam ediyor. Eğer F.Bahçe'nin Avrupa şampiyonluğu diğer büyük kulüpler tarafından kutlanmıyorsa bunun tek açıklaması vardır: "Ne ekersen onu biçersin."

BEŞİKTAŞ, 'YILDIRIM-YANAL' HATASINA ASLA DÜŞMEZ
Beşiktaş yönetimi Şenol Güneş ile henüz sözleşme yenilemedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ayrıca Beşiktaş'ın başarısında büyük pay Şenol hocanın mı?
AHMET ÇAKAR: Beşiktaş'ın başarısında herkesin payı var. Fikret Orman'ından yöneticilerine, Şenol Güneş'ten oyunculara, masöründen çaycısına ve pek tabii ki taraftarına kadar herkesin bu çorbada tuzu var. Ama bence aslan payı Şenol Güneş'indir. Bütün kesişen yollar ona çıkıyor. Oyuncuları sevk-idare, yöneticilerle ilişki, kadro tercihi, işler kötü gittiğinde toparlama görevi ve daha niceleri Şenol hocanın sorumluluk alanında. İki yıldır bu işleri mükemmel, problemsiz, zaman zaman alttan alarak, zaman zaman da tatlı disiplinle yürütüp Beşiktaş'ı buraya getirdi. Şenol Güneş'i yıllardır izlerim. Hem çok akıllı hem de çok dengeli bir adamdır. Kumarbaz ruhlu değil, macera aramayan realist birisidir. Beşiktaş'ta Şenol Güneş'in yeni bir mukaveleye imza atmama olasılığını milyonda bir olarak bile görmüyorum. Beşiktaş asla, bundan birkaç yıl önce Fenerbahçe'de yaşanan Aziz Yıldırım-Ersun Yanal problemine düşmez.
LEVENT TÜZEMEN: Tarih: 27 Eylül 2015.. Yer: İstanbul Olimpiyat Stadı.. Derbi sonucu: Beşiktaş: 3- Fenerbahçe: 2. Şenol Güneş'in yönettiği Beşiktaş'ın kadrosuna bakalım: Tolga; Beck, Rhodolfo, Ersan, Tosic; Atiba, Oğuzhan; Gökhan Töre, Sosa, Olcay; Gomez. Oyuna sonradan Necip, İsmail Köybaşı ve Cenk Tosun giriyor. Yedekler: Kaleci Günay, Serdar, Milosevic ve Quaresma.. Devre arası da Marcelo savunmaya kiralık alındı... Şenol Hoca'nın ilk şampiyonluğu yaşadığı kadrodan Gökhan Töre, Sosa, Franco, Serdar, İsmail Köybaşı, Gomez, Miloseviç, Mustafa Pektemek, kaleci Günay sezon başı, Kerim Frei ile Olcay ise devre arası gidiyor. 2016-2017 sezonunda değişen Beşiktaş'ın kadrosuna, Gökhan Gönül, Caner, Adriano, Aboubakar, Talisca, Gökhan İnler, Atınç; devre arası da Babel, Mitrovic, Demba Ba ve Ersan Gülüm katıldı. Şampiyon olmuş kadronun bozulup yeniden yeni oyuncularla yapıldığını görüyoruz. Asist kralı Sosa'yı, gol kralı Gomez'i kaybeden Beşiktaş, eğer üçüncü yıldızı takacağı şampiyonluğu yakalıyorsa bu başarıda öncelik Şenol Güneş'e ait olmalıdır. Çünkü Beşiktaş'a gelen oyuncuları; yıldız isimler dahil, Şenol Güneş 'lider hoca' kimliğiyle, "Ben değil, biz" felsefesi içinde yoğuruyor ve yönetiyor. Bu felsefeye uymayana asla taviz vermiyor. Beşiktaş'ın Şenol hocayla yola devam edeceğine inanıyorum. Şenol hocadan kaynaklanmayacak bir ayrılık Beşiktaş adına intihar olur.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Mutlaka bir takım başarılı sezon geçirip hedefine ulaşırsa teknik adam başarısı ön plandadır. Nasıl Fenerbahçe'nin basketboldaki büyük başarısında taraflı tarafsız herkes en büyük pay sahibi olarak Obradovic'i görüyorsa, Beşiktaş'ta da böyle... Bunun yanında birbirini tanıyan oyunculardan kurulu kadro da Beşiktaş'a avantaj getirdi. İkinci avantaj ise Vodafone Arena'daki müthiş taraftarı. Ama bu arada bir şeyi eksik bırakmayalım, ülkemizde benzeri olmayan bir büyük taraftar olgusu var. Bunların arkalarında 20'şer milyonu aşkını taraftar kitleleri bulunuyor. Ayrıca da ülkemizdeki baskılar yüzünden hakemler de büyük takım maçlarında tam objektifliği sağlayamıyorlar. Bütün bu şartlarda eğer bir takım hiç seyircisi olmamasına rağmen genelde başarılı bir futbol sergilemiş, ligde ikinci ve kupada finalistse, bence Başakşehir başkanı, teknik adamı ve futbolcuları da büyük bir takdiri hak ediyor.
MURAT ÖZBOSTAN: Tabii ki başarıda büyük pay Şenol Güneş'in... Beşiktaş yüksek ihtimalle bu hafta Güneş yönetimiyle üst üste ikinci şampiyonluğunu resmen ilan edecek. Sözleşme konusu ayrı bir şey. Hoca birtakım şeylere alınmış olabilir (kendi isteği dışında yapılan transferler gibi). Fakat sezon sonunda konuşulur, iki taraf da düşüncelerini ortaya koyar. Mutlaka devam edeceklerdir. Şenol hoca bu takıma çok emek vermiştir. Kendisi istemeden bu yönetim onu asla gönderemez.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.