Sürücü ve yanındaki yolcu en kaliteli deri, karbon ve alüminyumun kullanıldığı bir atmosferde oturuyor.
Bu teknoloji harikasının sunduğu sürüş hissi en tecrübelisinden bir otomobil gazetecisi için bile benzersiz. Bu sürüşte yardımcı pilotum olan Andy Wallace, Bugatti'nin resmi test sürücüsü ve aynı zamanda da LeMans kazanmış bir isim. Andy gülümseyerek, "1500 HP bile başlı başına inanılmaz değil mi?" diye soruyor.
Kısa bir sessizlik sonrasında dilimden "Şikayetim yok" cümlesi dökülüyor. Bu esnada aklımda 1500 HP'lik absürd beygir gücü yankılanırken geçmişe dönüyorum: 1960 yılında 6 yaşındayken babamın 30 HP gücündeki Kaplumbağa'sına bindiğim günler aklıma geliyor. Benim için mobilitenin başlangıcı bu döneme denk geliyor. Şimdi, 2017 yılındaysa 50 Kaplumbağa gücündeki Bugatti Chiron'un direksiyonundayım. Kaplumbağa ve Chiron'un bir ortak noktası daha var: İki otomobil de otomobil üretiminin katodu ve anodu görünümünde.