Yemek sırasında telefonla uğraşanlar sevilmiyor

Hayatımıza akıllı telefonlar girdiğinden beri birçok şeyi az çok geciktirdiğimiz oluyor. Gezi yapmaya gitmişsek sürekli fotoğraflar çekiyoruz. Bu da gezi zamanımızı artırabiliyor ve bir sonraki işimiz için gecikebiliyoruz mesela. Aynı durum yemek yerken de geçerli. Sosyal medyada yemek ve yemekle birlikte çekilmiş fotoğraflar paylaşan insanlar da bir hayli fazla. İşte bu durumdan şikayetçi olan bir restoran var New York'ta.

New York'taki bir restoran, son zamanlarda gelen müşterileri üzerinde bir araştırma yaparak bu araştırma sonuçları 2004 yılındaki müşterilerle karşılaştırmış ve ortaya farklı, üzücü bir tablo çıkmış.

Restoranın araştırmasına göre eskiden yemek yemeye gelen müşteriler, 8 dakikasını menüye bakmakla geçirir, yemek de 6 dakikada müşterilere sunulurdu. Toplamda 1 saat 5 dakikalık bir sürede de yemek yerler ve restoranı terk ederlerdi. Ancak 2014 itibarıyla restoranlardaki yemek yeme süresi, 1 saat 55 dakikaya ulaşmış durumda. Yani 50 dakikalık bir artış var ve tabii ki müşteriler tüm bu süreyi yemek yemek için kullanmıyorlar. İşte sorun da burada ortaya çıkıyor; akıllı telefonlar ve sosyal medya.

2014 yılında müşteriler, artık menüyü ellerine aldıklarında bile akıllı telefonlarıyla ilgileniyor ve bu sebeple de yemek sipariş süreleri 21 dakikayı buluyor. Yemeklerin masaya ulaşması yine 6 dakika civarında gerçekleşirken, müşterilerin yemeklerle ilgilenmesi pek sık olmuyor. Çünkü müşteriler, yemeklerin fotoğraflarını çekiyor, bazen de kendi fotoğraflarını çekiyor. Tabii sadece fotoğraf değil. Görüşme yapma, sosyal medyada gezinme gibi tercihler de var. Bu esnada soğuyan yemekleri şikayet edenler bile olmuş. Eh, yemek sırasında bunlarla uğraşılınca da vakit geçiyor ve masalar zamanında boşalmadığı için yeni müşterilere hizmet verilemiyor. Bu da restoran için para kaybı demek.

Kısacası restoran, 10 yıllık dilimde yemek tamamlama süresinin %77 arttığını bildiriyor. İnsanların yedikleri yemeklerin fotoğraflarını çekip sosyal medyada paylaşma zorunluluğu hissetmesi, bu durumu körüklüyor.

Peki siz ne dersiniz?