"Böylesi yapılmadı diyeceksiniz..." Bundan tam 15 sene önce, Square Enix'in ödüllü video oyun serisinden beyazperdeye uyarlanan Final Fantasy: The Spirits Within için aynen böyle denilmişti. İlk izlediğimde konuyu pek anlamamıştım, ama açıkçası görsel kalitesinden çok etkilenmiştim ve evet, daha önce böyle bir animasyon filmi görmemiştim.

The Spirits Within'in Türkçe dublajlı VCD'si halen koleksiyonumda duruyor. Hatta Kingsglaive: Final Fantasy: XV'i izlemeden önce, bu sabah evden çıkarken elime aldım, kutu görsellerinde gözlerimle gezintiye çıktım, arkasında yazılanları tekrar okudum. İyi ki hala benimle!

Ve 15 yıl sonra, Kralın Kılıcı: Final Fantasy XV! Amerika ile aynı anda Türkiye'de, Türkçe dublaj ve altyazı seçenekleriyle vizyona giriyor!

Kralın Kılıcı: Final Fantasy XV, 19 Ağustos itibarıyla ülkemizde vizyona giriyor. Bunu gerçekleştirmek pek kolay olmamış, bunu da ufak not olarak düşeyim. Bugün ise, Beyoğlu Sineması'nda filmin basına özel gösterimi gerçekleştirildi. TeknoKulis olarak biz de etkinlikte yerimizi aldık.

Bu yazıda da spoiler vermeden, filme dair görüşlerimi kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum.

Daha önce böylesi de yapılmadı!

Kralın Kılıcı: Final Fantasy XV, dinamik bir açılışla selamlıyor izleyicisini. Arka planda bir ses, nelerin olduğu ve gelecekte nelerin olabileceği konusunda bilgiler verirken, bir yandan da tam bir hayatta kalma mücadelesi yaşanıyor. Devasa yaratıklar, son teknoloji ürünü makineler, ölümün soğuk nefesi, doğanın gerçek "doğal"lığı ve teknolojinin karşı konulamaz çekiciliği... Evet, hepsini yalnızca birkaç dakikada başarılı bir şekilde sunuyor diyebiliriz.

Tabii ki beyazperdeye görüntü yansır yansımaz ilk dikkatimi çeken, filmin görsel kalitesi oldu. Detay seviyesi öyle yüksek ki, bazen başınız dönebilir, bazen beyniniz yorulabilir. Evet, ciddiyim.

Eğer Final Fantasy oyunlarını oynadıysanız, oyun içi grafik kalitesinin, özellikle de sinematik videolarının ne derece başarılı olduğunu bilirsiniz. İşte Kralın Kılıcı: Final Fantasy XV, an itibarıyla bir animasyon filmi olarak doruk noktasında geziniyor.

Karakterlerin hareketleri, çevre tasarımları, ışık - gölge efektleri, patlama ve parçalanma efektleri, hatta karakterlerin üzerlerindeki giysilerin gerçek zamanlı hareketleri ve kırışma detayları dahi ince işçilikle hazırlanmış. Kamera açıları, özellikle de geniş açılar çok hoşuma gitti. Filmin her karesinde tonla detay var ve bazı sahneleri gerçek görüntülerden ayırt etmek çok çok zor. Animasyon olduğuna inanamıyorsunuz.

Filmin konusundan kısaca söz etmek gerekirse...

Kutsal Kristal'in evi olan büyülü Lucis Krallığı, onu çalmak isteyen Niflheim İmparatorluğu tarafından tehdit edilmektedir. Lucis Kralı Regis'in (Sean Bean) emrinde, kralın büyü gücüyle donatılmış Nyx (Aaron Paul) ve bir grup seçilmiş askerden oluşan Kingsglaive Birliği yer almaktadır. Bu birlik, Kral Regis'i ne pahasına olursa olsun korumakla görevlendirilmiştir.

Bu kısım, filmin basın bültenine ait. Devam kısmını da kısaca ben getireyim.

Yıllarca süren savaşın bitmesi ve kalıcı barışın gelmesi için büyük bir hasret var. Bu barış için girişimler var ve ufukta bir de düğün görünüyor. Peki neler olacak?

İşte bundan sonrasını izleyip görmeniz en iyisi...

Sonuç olarak...

Yaklaşık 2 saat uzunluğundaki filmi beğendim. Özellikle görsel kalitesiyle sizi büyülüyor, alıp götürüyor. Dublajlar, sesler ve müzikler gayet iyiydi. Türkçe dublajını izlemediğimiz için onu katmıyorum. Konu için çok yenilikçi diyemeyiz, ama sizi içine çekebiliyor ve sonraki dakikalar için merak uyandırıyor. Yine de birkaç kez filmden koptuğumu ve bu sebeple de kafamda bazı soru işaretleri kaldığını söylemem gerekiyor. Sanırım bunları cevaplayabilmek için de filmi bir kez daha izlemeliyim. Zaten eğer FF serisini biliyorsanız, bu filmi kaçıracağınızı düşünmüyorum. Eğer seriyi hiç bilmiyorsanız, bu filmle merhaba demeniz fena olmaz.

İyi seyirler.