Retina ekranlı 15 inç MacBook Pro

Apple’ın dizüstü bilgisayarlarına retina ekran getirdiği model olan 15 inçlik yeni Macbook Pro, test merkezimize misafir oldu.

Mac OS ile ilk tanışmam, yanılmıyorsam 2001 yılında, lisedeyken babam tarafından ''Oğlum git de şu Photoshop denen mereti öğren'' denilerek zorla grafikerlerin başına dikilmem ile olmuştu. O zamanlar neredeyse sadece grafikerler, baskı firmaları ya da iMac hayranları tarafından kullanılan bu işletim sistemi ve bilgisayar, daha sonra Apple'ın iPhone'u ile yeniden canlandı adeta. iPhone tabii ki Mac OS kullanmıyor, fakat iPhone ile oluşan Apple hayranlığı, haliyle diğer ürünlerin de keşfedilmesini sağladı.

Kişisel olarak Apple'a hayranlık duyduğumu söyleyemem. Özellikle patent davalarında işin suyunu çıkartan, Google'ın da kendisi ile beraber geçtiğimiz sene AR-GE'den çok yasal işlemlere para harcamasını sağlayan şirket, bunun yanında bir de yıllar öncesinin Microsoft'u gibi başkalarının özelliklerini alıp ''Dünyada ilk'' diyerek insanları kandırmaya çalışmaya başladı. Tabii bunlar kişisel düşüncem.

Bu ön yargılarla başladığım incelemenin sonunda da ''Vay arkadaş. Bu Apple nasıl bir dizüstü üretmiş?'' tepkisi verdim. Bir Apple hayranı çıkmaz benden bu saatten sonra belki, ama Apple'a ilgimi artıran ürün MacBook Pro oldu diyebilirim rahatlıkla.

Tasarım

Apple'ın baş tasarımcısı Sir ünvanlı Jonathan Ive'ın tabii ki MacBook'ta da imzası var. Aynı şekilde Steve Jobs'un da bu cihazın tasarımında çok payı olduğundan eminim. Zaten ikinci nesil MacBook Pro ile elimizdeki retina ekranlı Macbook Pro'nun tasarımı da neredeyse birebir aynı. Yani uzun lafın kısası, elimizdeki MacBook da aslında Steve Jobs'un MacBook'u.

MacBook denince aklıma gelen, tasarımla ilgili ilk konulardan biri aslında cihazın ekranının bulunduğu kapağı. Dünya üzerinde muhtemelen ya çok az, ya da hiç bir dizüstü bilgisayarın ekranını rahat bir biçimde tek elle açamazsınız. MacBook'lar ise tek elle rahatça açılması için tasarlanmış adeta. Zaten Apple'ı tasarımda diğer firmaların önüne geçiren de bu küçük ayrıntılar.

Kendi boyutundaki dizüstü bilgisayarlardan çok daha hafif olan MacBook Pro, aynı zamanda çevreci ve geri dönüştürülebilir malzemeden üretilmiş. Buna rağmen oldukça sağlam ve şık. Kapağında aydınlatmalı bir ''elma'' bulunan cihazın altında ise sadece MacBook Pro yazısı var. Kapağı açtığınızda ise eğer gözünüzü hiper-über-ultra HD (2880 x 1800 piksel ve sadece 15 inç) ekrandan alabilirseniz, cihazın klavyesinin iki yanına yerleştirilmiş hoparlörleri göreceksiniz. Hemen altında da touchpad var tabii. Normalde dizüstü bilgisayarlarda touchpadin hemen yanında Nvidia, AMD, Intel, Microsoft gibi markaların boy boy yapışkanları sinirinizi bozar, hele ki çıkarmaya çalışırsanız... Fakat MacBook, adeta Apple imzası şeklinde, tertemiz bu konuda.

Cihazda PC kullanıcısı olarak dikkatimi çeken diğer bir ayrıntı da Magsafe oldu. Apple'ın bu özel tasarım şarj sistemi, insanların dizüstü bilgisayarlarına genelde güç kablosuna takılmaları yüzünden zarar vermeleri düşünülerek tasarlanmış. Bilgisayara mıknatıs ile bağlanan bu soket, eğer kabloya takılırsanız güvenli biçimde bilgisayardan çıkarak sizin düşmenizi ya da bilgisayarınızın bulunduğu yüzeyden yere fırlamasını engelliyor. Ayrıca şarj demişken, dev bataryasına rağmen Macbook Pro çok çabuk şarj oluyor.

MacBook'un klavyesi de şimdiye kadar kullandığım en iyi klavyelerden bir tanesi, tabii donanım açısından. Tuşlardan bir gram ''çatçat'' sesi çıkmıyor örnek olarak, ki bizler gibi günleri yazı yazmakla geçen insanların çevresindekiler için, akıl sağlığını korumanın tek yolu sessiz klavye. Onun dışında alışkın olduğunuz bir klavyeden farksız denebilir. Tabii Windows kullanıcıları, kısayollar tarafında biraz sıkıntı çekebilirler.

Özellikler

MacBook Pro, Mac OS X 10.7.4 Lion yüklü olarak satılıyor. Kişisel olarak ilk kez bu işletim sistemini kullanmama rağmen hiç zorluk çekmedim. Zaten artık işletim sisteminden öte, hayatımızı tarayıcının içerisinde yaşadığımız için, Google Chrome'un Mac sürümünü kurdum ve PC'den farksız şekilde rahatlıkla çalıştım.

Mac OS X genel olarak Windows'a oranla çok daha basit bir işletim sistemi. İstediğiniz her özelliğe ulaşım oldukça basit ve ''Muhtemelen şu başlık altındadır'' dediğiniz her özelliğe de ulaşıyorsunuz rahatlıkla. Windows'ta ise sürekli yaptığınız işlemler bile her seferinde apayrı bir uğraş.

Apple kullanıcısı olmayanların bile artık yakından bildiği App Store ile Mac OS'a yazılım yüklemek de çok basit. Windows'ta ''şu site güvenli mi?'', ''şu uygulama iyi mi?'' gibi bir çok soru işaretiyle kuracak yazılım arıyorsunuz. Mac'te ise adres belli ve sonsuz alternatifiniz var.

MacBook gibi geniş çaplı incelemeleri tek nefeste yapmak zor. Özellikle de benim gibi, Apple ürünlerine çok yakın olmayan bir insan için. Bu yüzden haftasonu cihazı çekmeceme koydum ve Pazartesi günü tekrar elime aldım. Ekranı kaldırdığım saniyede, cihaz kullanılmaya hazır beni bekliyordu. Bunun sebebi de tabii ki Apple'ın bol bol kullandığı ''Flash'' aslında. Cihaz 256 GB ya da 512 GB SSD takılı olarak satılıyor. Buna bir de Mac OS'un hızı eklenince, evimdeki SSD'li sistemimden çok daha hızlı bir MacBook çıkıyor ortaya.

Daha önce Windows kullanıcıları öncelikle alışkanlıktan, daha sonra ise ''Oyun oynayamayacağından'' Mac OS'a geçişi düşünmüyordu (Ha bir de fiyat konusu tabii). Fakat özellikle Valve'ın da Mac OS'a destek vermesi ve diğer yandan sürekli Windows 8'i eleştirmesi, şirketin yeni favori platformunun Mac olabileceği sinyallerini verdi. Şu an için de zaten Valve oyunlarından pek çoğu ve Steam üzerindeki yüzlerce oyun Mac'ler üzerinde de çalışıyor sorunsuzca. Ayrıca kişisel olarak favori oyunlarım World of Warcraft ve Football Manager da Mac'e destek veriyor.

Performans

MacBook Pro, ya da Apple'ın sitesindeki ismiyle Retina Ekranlı MacBook Pro, zaten adıyla hangi özelliğinin en önemlisi olduğunu belirtiyor açık açık. İlk kez bir dizüstü bilgisayar ''retina ekran'' tabir edilen şekilde yüksek piksel yoğunluğuyla piyasaya sürüldü. MacBook Pro'nun 15.4 inçlik LED arka aydınlatmalı IPS ekranı 2880 x 1800 piksel çözünürlüğe sahip. Bu da 220 PPI değerine denk geliyor. Ekranın parlaklığı ve keskinliği (tabii üst düzey akıllı telefonlar ve tabletler hariç) başka bir benzer cihazda bulunmuyor. (Ekranın çözünürlüğü ile ilgili bilgi sahibi olmak için sağdaki resme ya da buraya tıklayın.)

Tabii bu ekrana, bu yüksek çözünürlüğü sunacak bir de ekran kartı lazım. MacBook Pro içerisinde Intel HD Graphics 4000 yanında asıl güç gerektiğinde devreye giren bir de 1 GB DDR5'li Nvidia GeForce GT 650M bulunuyor. Bu ekran kartı da üst düzey oyun dizüstü bilgisayarlarında bulabileceğini bir model. 3D performansı isteyen uygulamalar dahil, MacBook Pro isminin hakkını vererek profesyonellerin her ihtiyacını karşılayabilecek güçte hazırlanmış.

Cihazın içerisine işlemci olarak üçüncü nesil Intel Core i7 seçilmiş. 2.3 GHz hızında çalışan işlemci Turbo Boost'la 3.3 GHz'e çıkabiliyor. Daha üst düzey MacBook Pro modelinde ise 2.6 GHz hızında çalışan ve Turbo Boost'la 3.6 GHz'e çıkabilen Core i7 bulunuyor. MacBook Pro'lar 2 x 4 GB 1600 GHz hızında çalışan DDR3L belleğe sahip aynı zamanda.

MacBook Pro'lar gücünü yukarıda saydığımız donanımlardan alıyor, fakat hızının farkedilir olmasını sağlayan asıl donanım SSD'ler tabii ki. Cihazlar 256 GB ve 512 GB SSD seçenekleriyle satılıyor. Kapasite olarak bakınca, bu fiyattaki bir cihaz için oldukça düşük tabii ki. Çözüm harici sabit disk.

Apple'ın internet sitesinde 7 saat kablosuz bağlantı açıkken aralıksız çalışma vaat ediyor, tek tam şarj ile. Fakat bu rakam bizim yaptığımız tam ekran parlaklığı, kablosuz bağlantı açık haldeki testte 5 saatten biraz daha fazla dayandı, 7 saat değil. Yine de bu kadar yüksek çözünürlüklü ve parlak bir ekrana sahip bir cihazın, bu kadar yüksek şarj ömrü olması ilgi çekici.

Girişleri saymak gerekirse, cihazın sol tarafında Magsafe 2 şarj kablosu girişi, 2 adet Thunderbolt girişi, 1 adet USB 3.0 girişi ve 3.5 mm kulaklık girişi bulunuyor. Sağ tarafta ise SD kart slotu, HDMI girişi ve 1 adet USB 3.0 girişi bulunuyor. MacBook Pro, kablosuz ağ ve Bluetooth 4.0 bulunuyor.

Sonuç

Retina ekranlı MacBook Pro, uzun zamandır kullanmak istediğim bir cihazdı. Apple'ın en üst düzey dizüstü bilgisayarı olmasından ve tabii ki retina ekranlı ilk dizüstü bilgisayar olmasından oldukça önemli bir cihaz MacBook Pro. Çok yüksek beklentiler ve Apple'a karşı bir önyargı ile incelememe rağmen MacBook Pro beni bile etkiledi.

Genel olarak Mac OS X kullanımından çekiniyor olmama rağmen, bu yeni işletim sisteminin öğrenme aşaması da beklediğimden kolay oldu. Ayrıca gerekli uygulamaları, yazılımları bulmak da App Store ile çok basit. SSD disk ile Mac OS X'in birleşiminden de ortaya çok hızlı bir çalışma ortamı çıkıyor.

Daha önce bir dizüstü bilgisayarda görmediğim kalitedeki ekranı ve genel olarak çok yüksek malzeme kalitesi, buna uygun olarak üst düzey performanslı donanım, MacBook Pro'yu paranın satın alabileceği en iyi dizüstü bilgisayarlardan bir tanesi haline getiriyor. Tabii satın alacak kadar paranız varsa.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.