Assassin's Creed IV: Black Flag (XBOX 360)

Assassin's Creed serisi ilk oyunu ve Altair ile kendini sevdirmişti. Tamam bazı saçma sapan program hataları vardı en başta, bir yerden sonra kendini tekrar ediyordu; ama senaryosu, grafikleri, tasarımıyla genel olarak başarılıydı. Bittiği zaman yarım kalan senaryosundan dolayı, Assassin's Creed 2'yi sabırsızlıkla beklemiştim. İkinci oyunla birlikte seri daha bir üst noktaya taşındı. Bunun başında Ezio'nun kendisi geliyor, diğer yandan geliştirilen dinamikler ve derinleşen hikaye oldu. Brotherhood seriyi tepe noktasına ulaştırdı ve ne olduysa bundan sonra oldu. Açıkçası İstanbul'da geçen Revelations'tan beridir Assassin's Creed serisi benim için o eski heyecanını kaybetti. Özellikle Connor karakteriyle birlikte Assassin's Creed 3 bazı açılardan hayal kırıklığı yaşattırdı. O yüzden Assassin's Creed IV: Black Flag'ten yana umutlarım çoktu. Bunlarla birlikte Edward olarak açık denizlere açıldım.

Su dünyası

Black Flag'te Haytham'ın babası ve Conner'ın büyükbabası olan Edward Kenway'i yönetiyoruz. Oyun hareketli bir açılış yaptı. Bundan sonrası nasıl diyerek iyice giriştim, ilk fire en başta geldi. İlk sahneden sonra sudan karaya çıktım, hemen anında yağmur başladı. Buraya kadar normal de, hava saniye değil salisesinde bir anda değişti. Tamam ikisi farklı oyunlar, ama GTA V'te yağmur yağmadan önce çiseliyor, hava kararıyor filan. Black Flag'te bir anda değişim oldu. Bu durum oyunun ilerleyen bölümlerinde de başıma geldi. Neyse hadi yağmurdur diyerek bu durumu atlattım.

Assassin's Creed IV: Black Flag büyük bir oyun alanı sunuyor. Açık sularda gezinip birçok yeni yeri keşfetme imkanı tanıyor. Açık denizlerde dolanırken, rastgele olaylar gelişebiliyor. Diğer gemilerle kapışıyoruz ki, zaten oyunun asıl odak noktası da gemiler ve açık sular. Black Flag'teki deniz savaşı mekaniği Assassin's Creed 3'tekiyle temelde aynı, ama arada bazı farklılıklar var. Diğer geminin kargosunu kontrol edip ona göre saldırabiliriz. İstersek diğer gemiyi kendi tarafımıza katabilir, yedek parça olarak da Jackdaw'da kullanabiliriz. Deniz savaşları oyunda en çok hoşuma giden kısımlardan biri oldu. Heyecanlı dakikalar yaşatabiliyor. Aynı durumu kılıç dövüşü için söyleyemeyeceğim, zira kılıç dövüşleri yine olmamış. Ubisoft her oyunda biraz daha geliştirdik derse desin, bir türlü temel mekanikten geçmediği için kılıç dövüşleri zorlu değil. Tek tuş mantığına devam ediyoruz. Ateşli silahların kullanımı ise biraz daha iyi hale getirilmiş.