Hint sinemasının dünyaca tanınan ismi Shekhar Kapur, Türkiye'ye yaptığı ziyarette hayranlığını gizleyemedi. Günaydın yazarı İlker Gezici ile röportaj yapan usta yönetmen, yaptığı samimi açıklamalarla kalpleri ısıttı.
Dünyaca ünlü Hint sinemacı Shekhar Kapur, İstanbul'a geldi. İKSV tarafından düzenlenen 44. İstanbul Film Festivali'nde Altın Lale Yarışması'nda jüri başkanı olan ünlü sinemacı, Hindistan İstanbul Başkonsolosu Mijito Vinito'nun davetiyle basınla buluştu. İstanbul'a üçüncü kez geldiğini belirten sinemacı, şöyle devam etti: "Burayı çok seviyorum. İstanbul'un harika bir şehir olduğunu düşünüyorum.
"BURADA HUZUR BULUYORUM"
Burada yaşayabilirim. Burada huzur buluyorum. İstanbul'dan çok faydalanıyorum. Sabah uyanıp yürüyüşe çıkmayı çok seviyorum. Gittiğim her yerde hikâye görüyorum. Sokakları deneyimlemek güzel. Yaratıcı olan insanlar bunu arar. Aynı dili konuşmasak bile bakışlardan anlaşabiliyoruz. Burayı sevmenin en büyük sebeplerinden biri de yemekleri. Ben burada sadece Türk yemekleri yiyorum. Baharatları hissetmek istiyorum."
'BİRLİKTE DAHA ÇOK FİLM YAPMALIYIZ'
80 yaşındaki usta yönetmen yönetmenlik kariyerine bir Türk filmi sayesinde başladığını açıkladı: "Film yapmamın sebeplerinden biri 'Yol' (1982) filmiydi. 'Yol'u izlediğimde henüz film yapmıyordum, finans müdürüydüm.
"O FİLMDE HEPİNİZİ GÖRDÜM. FİLM BENİ GERÇEKTEN ÇOK ETKİLEDİ."
Usta yönetmen Hindistan'la Türkiye arasında kültür bağı olduğunu belirterek şunları söyledi: 'Bence Hindistan ve Türkiye birbirine çok yakın. Batıya kıyasla biz kaderci insanlarız. Hintliler film yapmak için neden Avrupa'ya, Amerika'ya gidiyor anlamıyorum. Buraya gelmeliler. Devlet desteği de var. İnanılmaz bir kültür var. Daha çok filmde işbirliği yapmalıyız. Birlikte daha çok çalışalım. İstanbul'da film yapmak isterim."
O DA TÜRKİYE'YE HAYRAN KALDI!
Öte yandan Azerbaycanlı rap yıldızı Miri Yusif, eşi Nergiz Yusif ve 3 çocuğuyla birlikte Türkiye'ye yerleşti. Nigar Jamal ile yaptığı düetle ilk gün 40 bin izlenmeye ulaşarak 2012 yılında rekor kıran Yusif, Azerbaycan'ın en sevilen şarkıcılarından biri oldu.
Türkiye seyahatlerinde Ege Bölgesine hayran olan şarkıcı, ailesiyle birlikte İzmir'de yaşamaya başladı. Konserlerine İzmir'den gidip gelen şarkıcı, havuzlu bir villa satın aldı. Yusif, ailesiyle birlikte çok mutlu bir yaşamları olduğunu söyledi.
Öte yandan birçok ünlü isim de şehir hayatından sıkılıp doğayla iç içe sakin bir hayata geçiş yaptı.
ZEYNEP TÜRKEŞ
90'larda yaptığı hit şarkılarla hafızalara kazınan Zeynep Türkeş de Berna Öztürk gibi Muğla'da soluklananlardan.
Bodrum ile Milas arasındaki Kıyıkışlaçık Köyü'ne yerleşen Zeynep Türkeş, burada bir özel okulda müzik öğretmenliği de yapıyor.
CEYLAN
Ünlü halk müziği sanatçısı Ceylan, İstanbul'dan ayrılarak, doğa ile iç içe yaşamayı tercih etti.
ASLI TANDOĞAN
Oyuncu Aslı Tandoğan, İstanbul'un stresinden uzaklaşmak için İstanbul'a yakın ama dingin bir köy yaşamını seçti.
Oğlu Atlas'ın doğumundan sonra şehirden uzakta, Riva'da yeni bir yaşam kuran ünlü oyuncu, "Hayatımızdaki stres faktörleriyle başa çıkabilmek için şehirden uzakta oturmayı tercih ettim" dedi.
"Uzak olmanın zorlukları var ama köyde yaşamak insana dinginlik veriyor. Doğayla iç içe olmak beni mutlu ediyor. Küçük bir sebze bahçem var. Atlas'la bahçede bol bol vakit geçiriyorum. Mümkün olduğunca huzurlu ve sakin mekânlarda bulunuyor, pozitif ve duyarlı insanlarla hayatımı geçirmeye özen gösteriyorum."
NEJAT ALP
İstanbul'un kalabalığından kaçarak Bodrum'a yerleşen ünlüler kervanına usta sanatçı Nejat Alp'de katıldı.
48 yıllık sanat hayatı boyunca İstanbul'da yaşayan ve taverna kültürünün önde gelen isimlerinde olan Alp Radikal bir karar alarak Bodrum'un Turgutreis mahallesine yerleşti.
BERNA ÖZTÜRK
Tarkan'ın eski baldızı olarak hayatımıza giren Berna Öztürk şehri terk edenlerden.
Muğla Akyaka'da bir köyde yaşadığını belirten ünlü isim, şehrin kalabalığından bunaldığını, 7 yıldır köyde oldukça mutlu olduğunu söyledi.
KIRAÇ
Şarkıcı Kıraç'ın eşi Ayşe Şule Bilgiç ve çocuklarıyla birlikte, 5 yıldır yılın belirli dönemlerinde Beykoz'a bağlı Ali Bahadır Köyü'ndeki bir çiftlikte yaşadığı ortaya çıktı.
Eşi Ayşe Şule Bilgiç'le bankadan kredi çekerek bu çiftliği aldıklarını ve kredisini hâlâ ödediklerini söyleyen belirten Kıraç, "13 dönümlük bu çiftlikte 17 inek, 16 tavuk, 8 ördek ve 5 hindi besliyorum" dedi.
Çiftlik sit alanı olduğu için 5 yıldır karavanda yaşamaya mecbur bırakıldıklarından dert yanarak ilgili makamlara seslenen Kıraç, bütün ömrünü şehir hayatında geçirenlereyse "Topraktan geldik toprağa gideceğiz, kini ve nefreti arkamızda bırakalım" çağrısında bulundu.