Kemal Sunal, sinema yolculuğuna 1972'de Tatlı Dillim ile başladı. İnek Şaban, Zübük, Kibar Feyzo ve Apti gibi unutulmaz karakterlerle Türk sinemasının kalbinde yer edindi. Ani ölümünün ardından 25 yıl geçmesine rağmen, filmleri hala aynı sıcaklıkla izleniyor. Ve şimdi, usta oyuncunun ölüm yıl dönümünde bugüne dek kimsenin bilmediği bir gerçek ortaya çıktı. Meğer Kemal Sunal, eşi Gül Sunal'dan gizli gizli Almanya'ya gidip...
"Karaoğlan: Altay'dan Gelen Yiğit" filmiyle başlayan bu macera, Tarkan serisiyle devam etti. 1969'da "Tarkan" ile başlayan seri, 1973 yılına kadar beş filmle sürdü ve Kartal Tibet'i, Türk sinemasının unutulmaz kahramanlarından biri yaptı.
Bu popüler macera filmlerinin ardından Tibet, "Sarmaşık Gülleri", "Boş Çerçeve" ve "Çalıkuşu" gibi melodramlarla da büyük bir beğeni topladı.
1970'li yıllarda Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray, Fatma Girik, Filiz Akın gibi dönemin önde gelen kadın oyuncularıyla birçok projede yer aldı.
YÖNETMENLİKTE BİR USTA
1976 yılında oyunculuğu bırakarak kamera arkasına geçen Tibet, Türk sinemasının en başarılı yönetmenlerinden biri olarak adını tarihe yazdırdı. İlk yönetmenlik denemesi, kült film "Tosun Paşa" oldu.
Bu filmle başlayan yönetmenlik kariyerinde, "Süt Kardeşler", "Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı" ve "Bizim Aile" gibi klasikleşen filmlere imza attı. Yönetmenliğini yaptığı 56 filmin yirmiden fazlasında Kemal Sunal başroldeydi.
Tibet, sadece yönetmenliğiyle değil, senarist olarak da yeteneklerini sergiledi. "Davaro", "Şendul Şaban" ve "Şabaniye" gibi filmlerin senaryosunu kaleme aldı. Hem komedi hem de dram türlerinde başarılı eserler ortaya koyarak Türk sinemasına çok yönlü katkılarda bulundu.
TİYATRODAN EKRANLARA
Tiyatrodan kopmayan Tibet, 1990'lı yıllarda tekrar sahnelere dönerek Devlet Tiyatrosu'nda oyunlar yönetti. İstanbul, Ankara, İzmir gibi farklı şehirlerde pek çok oyunu sahneye koydu.
Ayrıca, 1993-1997 yılları arasında yayınlanan "Süper Baba" dizisinin ilk 13 bölümünün yönetmenliğini üstlendi. 2000'li yıllarda da televizyon projelerine katkı sağlamaya devam etti.
Efsane oyuncu ve yönetmen Kartal Tibet'in, ünlü oyuncu Civan Canova'nın üvey babası olduğu, sinemaseverler için oldukça şaşırtıcı bir gerçektir. Canova, küçük yaşlarda anne ve babasının ayrılmasının ardından anneannesi tarafından büyütülmüştür.
Annesi, ikinci evliliğini Kartal Tibet ile yapınca, Canova, sinemanın büyük ustasıyla tanışma fırsatı buldu. Tibet, aynı zamanda Canova'yı film setleriyle tanıştırarak, onu sinema dünyasına adım atmaya teşvik etti. Bu özel ilişki, hem profesyonel hem de kişisel anlamda önemli bir bağa dönüştü.
VEFATI VE MİRASI
Uzun yıllar kronik obstrüktif akciğer hastalığı ile mücadele eden Tibet, 1 Temmuz 2021 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti. Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilen sanatçının cenaze töreni, COVID-19 pandemisi şartları ve kendi isteği nedeniyle sade bir şekilde gerçekleştirildi.
BİR BAŞKA HAYRAN BIRAKAN YAŞAM HİKAYESİ: EDİZ HUN!
Ediz Hun, 20 Kasım 1940 tarihinde İstanbul'da doğmuş, Türk sinemasının en önemli jönlerinden biri olmasının yanı sıra entelektüel birikimi ve çevre bilinciyle dolu hayatıyla da örnek oldu. 52 yıllık, herkesin hayran kaldığı evliliğinin ardındaki sırrın yanı sıra sinemanın en yakışıklısı olarak yıllara meydan okuyan Ediz Hun'un aslında bambaşka bir kariyeri olduğunu da biliyor muydunuz? İşte Ediz Hun'la ilgili hiç bilmediğiniz o detaylar...
Babası Çerkes kökenli bir makine mühendisi, annesi ise Rumeli (Macaristan) göçmeni bir felsefe öğretmeniydi. Ortaokulu İstanbul'daki Avusturya Lisesi'nde tamamladıktan sonra, Atatürk Erkek Lisesi'nden mezun oldu. Eğitimi için Almanya'nın Würzburg Üniversitesi'ne giderek diş hekimliği bölümüne kaydoldu ve burada dört yıl öğrenim gördü. Üniversitenin son sınıfındayken, yaz tatilinde ailesini ziyaret etmek üzere İstanbul'a döndü. 1963 yılında, Ses dergisinin düzenlediği yarışmaya katıldı ve birinci olmayı başardı.
Bu yarışmanın ardından aralarında Genç Kızlar, Çiçekler Açarken, Güllü ve Aşk Mabudesi gibi klasiklerin bulunduğu sayısız filmde başrol oynayan Ediz Hun, romantik ve dramatik rollerdeki başarısıyla hafızalara kazındı.
Kısa sürede Yeşilçam'ın sevilen yüzlerinden biri haline gelen Hun, zarif duruşu ve etkileyici oyunculuğuyla geniş bir hayran kitlesi edinmiştir.
SİNEMA VE EĞİTİM HAYATI
1970'li yılların ortasında, Türk sinemasında erotik filmlerin öne çıktığı dönemde oyunculuğa ara veren Ediz Hun, eğitimine ağırlık vererek Norveç'e gitti.
Oslo ve Trondheim Üniversitelerinde Biyoloji ve Çevre Bilimleri üzerine eğitim alan Hun, bu alandaki çalışmalarını birinciliğe yakın bir dereceyle tamamlamıştır.