Yeşilçam'ın usta isimlerinden Münir Özkul ve Suna Selen'in yıllar süren evliliğinden doğan kızlarının da oyuncu olduğunu biliyor muydunuz? Türk sinemasının iki büyük yıldızının izinden giden bu isim, ekranlarda boy gösterdiği projelerle dikkat çekiyor. Babası gibi sanat dünyasında kendine bir yer edinmiş olan ünlü ismin kim olduğunu duyunca çok şaşıracaksınız! İşte Münir Özkul ve Suna Selen'in oyuncu kızı hakkında bilinmeyenler...
Yeşilçam'ın efsanevi isimlerinden Münir Özkul, hayatı boyunca sadece sinema ve tiyatrodaki başarısıyla değil, özel hayatıyla da merak edilen isimlerden biri oldu. Sinemanın babacan karakterleriyle hafızalara kazınan usta oyuncu, özel hayatında da fırtınalı aşklar yaşadı.
Dört kez evlenen Münir Özkul'un en dikkat çeken birlikteliklerinden biri de Yeşilçam'ın bir diğer önemli oyuncusu Suna Selen ile yaşadığı evlilikti.
Münir Özkul ve Suna Selen, tiyatro sahnesinde başlayan bir aşkı gerçeğe dönüştüren isimlerden. İkili, "Leyleğin Ömrü" adlı tiyatro oyununda beraber rol aldıktan sonra yakınlaşarak birbirlerine aşık oldu. Suna Selen, bu süreci yıllar sonra verdiği röportajda şu sözlerle anlatmıştı: "Hani rol icabı âşık hissederler ve sonra bu gerçek olur ya, bizimki de öyle oldu."
14 YIL SÜREN BİRLİKTELİK, 6 YIL SÜREN EVLİLİK
1965 yılında nikâh masasına oturan çift, uzun yıllar birlikte yaşadı. Ancak bu evlilik yalnızca 6 yıl sürdü ve çift 1974 yılında yollarını ayırdı. Buna rağmen aralarındaki dostluk devam etti. Suna Selen ve Münir Özkul'un bu evlilikten bir de kızları dünyaya geldi: Güner Özkul.
KIZLARI DA OYUNCU OLDU
1966 yılında dünyaya gelen Güner Özkul, anne ve babasının izinden giderek oyunculuk kariyerine adım attı. Kül Masalı, Alparslan: Büyük Selçuklu, Yasak Elma, Beni Çok Sev gibi yapımlarda rol alan Güner Özkul, zaman içinde babasının mirasını sürdürerek sanat dünyasında kendine yer edinmeyi başardı.
MÜNİR ÖZKUL'UN SANAT DOLU HAYATI
15 Ağustos 1925'te İstanbul'da dünyaya gelen Münir Özkul, sanat kariyerine lise yıllarında Bakırköy Halkevi'nde tiyatro oyunlarıyla başladı.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi ve Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümlerine devam etti ancak oyunculuğa olan tutkusu ağır bastı. 1948'de "Aşk Köprüsü" adlı tiyatro oyunuyla profesyonel kariyerine başladı ve Muhsin Ertuğrul yönetimindeki Küçük Sahne'de pek çok önemli oyunda rol aldı.
1950'li yıllardan itibaren sinema dünyasına adım atan Özkul, özellikle 1970'li yıllarda kalabalık kadrolu Yeşilçam filmleriyle büyük bir çıkış yakaladı.
Adile Naşit ile oynadığı filmlerle hafızalara kazınan oyuncu, Hababam Sınıfı'ndaki "Kel Mahmut" rolüyle Türkiye'nin en sevilen karakterlerinden birini canlandırdı. Kariyeri boyunca 400'e yakın filmde rol aldı.
BAŞARILARLA DOLU BİR KARİYER
1972 yılında "Sev Kardeşim" filmindeki performansıyla Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü kazandı. "Bizim Aile" filmindeki "Yaşar Usta" rolüyle de 1977 Azerbaycan Film Festivali'nde özel ödüle layık görüldü. Sinemanın yanı sıra tiyatroda da büyük başarılara imza atan Münir Özkul, pek çok unutulmaz oyunda sahne aldı.
ÖZEL HAYATINDAKİ ÇALKANTILI DÖNEMLER
Münir Özkul'un özel hayatı da en az sanat hayatı kadar renkliydi. Dört kez evlenen Özkul'un üç çocuğu bulunuyor. İlk eşi Şadan Özkul'dan Ferdi ve Hayriye adında iki çocuğu oldu. Ferdi Özkul, babasının aksine sanatla değil, aşçılıkla ilgilendi ve Kanada'da açtığı restoranlarla başarılı bir kariyer yaptı.
Suna Selen ile olan evliliğinden Güner Özkul dünyaya geldi. Üçüncü evliliğini ise "Tophaneli Örümcek Yaşar" lakabıyla anılan Yaşar Hanım ile yaptı. Ancak bu evlilik de uzun ömürlü olmadı. Son olarak kendisinden 25 yaş küçük Umman Özkul ile evlendi. Son eşi Umman Hanım, Münir Özkul'a hastalığı sürecinde büyük bir özveriyle baktı.
ZORLUKLARLA GEÇEN SON YILLARI
Münir Özkul, ilerleyen yaşlarında ciddi sağlık sorunlarıyla mücadele etti. Uzun yıllar KOAH ve demans hastalıklarıyla mücadele eden usta oyuncu, hayatının son dönemlerini evinde geçirdi. 5 Ocak 2018'de, 93 yaşında hayata veda etti.
Türk sinemasına ve tiyatrosuna büyük katkılar sunan Münir Özkul, ardında unutulmaz roller ve bir sanat mirası bıraktı. Onun gibi büyük ustalar, filmleri ve sahne performanslarıyla nesilden nesile yaşamaya devam edecek.