Türk halk müziği sanatçısı Sevcan Orhan, geçtiğmiiz günlerde konser verdiği Kıbrıs'ta bir anda fenalaşmıştı. Taburcu edildikten sonra ilk konserini veren Orhan, "Ölmemi bekleyenler varmış, ölmedim, ölmeyeceğim kazık çaktım bu dünyaya" dedi.
Ünlü sanatçı Sevcan Orhan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) başkenti Lefkoşa'da bir otelde sahne aldığı sırada aniden fenalaşmıştı.
O anlar gelen dinleyiciler tarafından anbean görüntülenmişti.
Sevcan Orhan Kıbrıs konserinde fenalaştı! Ünlü şarkıcı hastaneye kaldırıldı!
Alınan önlemlerin ve yapılan ilk müdahalenin arından Sevcan Orhan, devlet hastanesine kaldırılmıştı.
TABURCU EDİLDİ!
Kardeşi Cihan Orhan sanatçının sağlık durumuna ilişkin yaptığı açıklamada, "Sevcan Orhan tansiyon düşmesi sebebiyle sahnede rahatsızlık geçirdi. Yazıldığı gibi kalp krizi söz konusu değil, şükürler olun. Hastaneden çıktı. Şu an her şey kontrol altında ve istirahat ediyor. En yakın vakitte sağlıkla siz sevenleriyle buluşacak. Arayan, soran, merak eden herkese çok teşekkür ederiz." ifadelerini kullanmıştı.
"ÖLMEMİ BEKLEYENLER VARMIŞ"
Orhan ardından, "Çok teşekkür ederim, ölmemi bekleyenler varmış yani gerçekten ölüm saatimi yazsan mı dersin gömüldüğüm mezarı söyleyen mi dersin ikindi de gömdüler beni. Bu kadar mı meraklısınız öldürmeye kardeşim valla şaka bir yana tansiyonum düştü biraz, biraz da kalp ritim bozukluğu falan derken Allah ben bütün tuşlara basmışım zaten öncesinde. Ama gördüğünüz gibi dipçik gibiyim küllerimden doğdum geldim." sözlerine yer verdi.
SEVCAN ORHAN KİMDİR?
1982 yılında İstanbul'da doğdu. Aile kökeni Erzincan ili çayırlı ilçesinin Yeşilyaka (Şebge) köyüne dayanmaktadır. 1994 yılında babasından öğrendiği kara düzen bağlamayla müzik hayatına ilk adımını attı.
Aynı yıl profesyonel eğitim almak isteyen Orhan, özel bir müzik okulunda nota, solfej, bağlama ve repertuar dersleri almaya başladı. Bu arada ortaokul ve lise öğrenimini tamamladı. Lise yıllarında Milliyet gazetesinin düzenlediği "Liselerarası Türk Halk Müziği Yarışması"nda 3. oldu. 1999 yılında "İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservataurı" nın açmış olduğu yetenek sınavlarına girdi ve "Ses Eğitimi Bölümü"nü kazandı.
Sıcak havaların gelmesiyle birlikte tatil sezonu açıldı. Özellikle yaşlı bireylerin iple çektiği "deniz, kum, güneş" sezonuna uzmanlardan uyarılar yağdı. Boğulma vakalarının büyük bir kısmının yaşlı insanlarda görülmesi üzerine uzmanlar, dikkat edilmesi gereken durumlardan bahsetti.
Yaşlıların pek çoğu deniz ve güneşten faydalanmak için yazın gelişini iple çeker. Ancak bu konuda, uzman Halil Somay Baykan'ın tavsiyelerinin pek çok hayat kurtaracağına inandığım için paylaşıyorum:
"35 yıl boyunca Aktur'da gördüğüm boğulma vakalarının yüzde 95'i yaşlı insanların başına gelmiştir.
Yaşlıların en büyük zaafı, 50 yaşında yaptıklarını +70'de de yapmaya teşebbüs etmeleridir.
Bunlardan en tehlikelisi, sabah erken saatte denize girmek, ikincisi de sınırlama ipine (emniyet bariyeri) kadar yüzme teşebbüsüdür.
7 - Cankurtaran bulunması iyidir ama ona da çok güvenmeyin. Kendi canınızın ve yakınlarınızın cankurtaranı olun.
Kazasız bir yaz geçirmenizi dilerim.
Halil Somay Baykan Y. Müh. Mimar, Certified international hsse Expert- Uluslararası Sertifikalı Sağlık, Güvenlik ve Çevre Uzmanı (Titrimi, söylediklerime inanasınız diye yazdım kendimi övmek için değil) Sevgiler..."
Yıl 2025 oldu ve İstanbullu bir vatandaş ve yamalı bohçaya dönen asfalt yollar ile büyümüş bir nesil olarak rahmetlinin ne kadar doğru bir iş yaptığını hep birlikte görüyoruz. 2006'dan beri ana arterlerde ne bozulma ne de bir yenileme çalışması oldu.
Yapılmayan bakımlar ve dökülmeyen asfaltların parasını götürenleri bir yerlere havale edip bekleyelim bakalım."
Ölümüne anlatım
Değerli dostum ve meslektaşım Zekeriya Cengiz Tağtekin, takdir edilesi bir spor spikerliğine örnek vermiş:
"Pazar günü Formula 1'in Britanya Grand Prix'i vardı. Önce güneşli bir hava sonrasında şiddetli yağış derken pist tuzaklarla dolu hale geldi. Takımlar hangi lastiğe geçeceklerine karar verme sıkıntısını yaşarken pilotlar yağmurdan önündeki araçları görmemeye başladı. Son yılların en olaylı yarışı sürüyordu. Temaslar, spin atanlar, takım patronlarının 'Eyvah şimdi ne yapacağız' der gibi surat ifadeleri... Yarışı anlatan Uygar Karaca, olan biteni öyle hissederek kelimelere döküyor ki adeta biz izleyenler yarışın içindeyiz. Bir ara Karaca'nın sesi kesildi. O sırada çok önemli bir geçiş anı var. 'Burada da susulur mu be kardeşim?' dediğimi hatırlıyorum.
Bir dakika sonra Uygar Karaca, 'Sizlere çok önemli bir atağı anlatamadım. Çok özür diliyorum. Kısa bir sağlık sorunu yaşadım' dedi. Kendisini yarışa öyle bir kaptırmıştı ki tansiyonu ona oyun oynamış. Sonrasında kendini zorlayarak toparladı ve yarışı muhteşem anlatımla bitirdi. Diyeceğim odur ki, bize bu heyecanları yaşatan spor spikerlerine selam olsun..."