İbrahim Tatlıses'in yıllar önce bir televizyon programına verdiği röportajdaki "Şanlıurfa'da Oxford vardı da biz mi gitmedik" sözleri fenomene dönüşmüştü. İbrahim Tatlıses'in gidemediği Oxford, torununa nasip oluyor. İbrahim Tatlıses'in kızı Gülşen'den dünyaya gelen güzeller güzeli torunu Berfin Karakeçeli, sosyal medyada gündem oldu. Esmer güzeli Berfin şimdilerde Oxford yolunda. Güzelliğiyle mest eden Berfin, ünlü bir reklamcı olma yolunda ilerliyor.
Beş yaşında, Şehir Tiyatroları'nda sahneye çıkıyorsunuz. Bu bir çocuğun tek başına alabileceği bir karar değil...
Suna Pekuysal annemin arkadaşıydı. Bir gün, "Bu çocukta ışık var. Tiyatroya götüreceğim" demiş. Babam diş doktoruydu, sanata çok düşkündü ve kabul etti. Sanat yaşamım başladı.
İlk rolünüz neydi?
Bir çocuk tiyatrosuydu, yaşıtlarım çilek veya limon olmuştu. Ben çok kiloluydum. Tombul ve beyaz olduğum için pamuktan bir bulut rolüne seçilmiştim.
Anneniz çok sert mizaçlı bir insanmış galiba...
Dominant bir kadındı. Gelenek, göreneklere bağlı, çok sıkı ve tutucuydu. Bacak tüylerimi hatta kaşlarımı bile aldırmazdı. "18 yaşına gel öyle" derdi.
16 yaşında Altın Portakal aldınız ama 18 yaşına kadar kaşınızı alamadınız mı?
Evet. İkna edemiyordum. Öyle yetişmiş. Oyunculuğa başladığımda da setlerde hep yanımdaydı. Babam daha yumuşaktı. Bir şey için izni hep babamdan alır, anneme söylemezdim.
Evlendiğinizde 13 yaşındaymışsınız. Çocuk gelin olmuşsunuz. Nasıl o yaşta evlendiniz?
Ailelerden izin alarak.
Sebebi neydi?
Özgür olacağım sandım. Nişanlanınca ince çorap giyip kaşımı alacağım, arkadaşlarımla buluşacağım sanıyordum. Yanılmışım.
Ne kadar sürdü evlilik?
Altı ay. O 22 yaşındaydı ve askeri okulda okuyordu. O dönemin şartlarında okurken evlilik yaparsa askeri okuldan ayrılabilecekti. O yüzden nişandan sonra hemen nikâh yapıldı. Planlarımıza göre bir sene sonra Almanya'ya gidip tiyatro eğitimi alacaktım. O doktora yapacaktı. Ama evlendik, "Tiyatrodan ayrılacak" dedi ve benim için bitti.