Yapay zeka teknolojisindeki hızlı gelişme videolara da yansıdı. Eskiden yapay mimiklerden, ses ve dudak hareketleri arasındaki küçük uyumsuzluktan bile bir videonun gerçek mi yapay mı olduğu anlaşılıyordu. Şimdi ise yapay zeka ürünü videolar gerçeğe çok yakın. Örneğin Google DeepMind tarafından geliştirilen metinden video üretme aracı Veo 3'e kullanıcılar yalnızca kısa açıklamalar yazarak saniyeler içinde gerçekçi ve sinematik videolar oluşturabiliyor.
Örneğin yapay zekaya "İstanbul'un fethini canlı yayınla sunan kadın spiker karakteri yarat" komutunu veriyorsunuz. Karakterin özelliklerini belirtiyorsunuz ve bir konuşma metni oluşturuyorsunuz ya da ana temalardan bahsediyorsunuz ve yapay zeka fotoğrafta gördüğünüz videoyu oluşturuyor.
Bu diğer yapay zeka araçlarında da mümkün. Eski mekanik, robotsu hareketler, yapay mimikler şimdilerde doğru 'prompt' ve ritim senkronizasyonu kullanımıyla daha gerçekçi. 'Fotogerçeklik' sistemiyle 4K'ya kadar çıkan yüksek çözünürlükte videolar üretmek mümkün. Şu an sosyal medyaya düşen yapay zeka videoları genelde mizahi olduğu için gülüp geçiyoruz.
Ama gelecekte gerçek konularda gerçek kişileri kopyalayan videolarla karşılaşacağız.
Siyasetçileri birebir taklit edecek yapay zeka videolarıyla komplo kurulma olasılığı da var. Yine şimdi gülerek izlediğimiz yapay zeka sokak röportajı videoları, gelecekte gerçekçi sokak röportajları olarak karşımıza çıkacaklar. Toplumsal olaylarda kaos çıkarmak, kişilere itibar suikastı yapmak isteyenler yapay zeka videoları kullanacaklar. Ayrıca yapay zeka videolar telif ödemelerinden kaçmayı da kolaylaştıracak. Bu da medya ve yapımcı sektörü için yeni bir tehdit demek. Ve biz hâlâ Dijital Telif Yasası'nı çıkarmadık!
GALATASARAY'IN BİR ŞAMPİYONLUĞU DAHA VAR!
Galatasaray'ın bu sezon beş yıldıza ulaşması, Fenerbahçe'nin 1959 öncesi sayılmasını talep ettiği şampiyonluklar yine gündeme getirdi. Daha önce de bu konuyu yazmıştım: 1959 öncesini yok sayanlar; "1959'dan sonra profesyonel yapı oluşturuldu, önceki şampiyonluklar sayılmaz" diyor. Oysa 1959 öncesinde farklı bölgelerdeki turnuvalarda bölge birincileri Türkiye Futbol Şampiyonası'na katılır, maçlar eleme usulüyle oynanır ve kazanan Türkiye Şampiyonu sayılırdı.
O dönemki gazeteler "Türkiye şampiyonu" olanları açık açık yazmış. Devlet şampiyonluk kupası vermiş! Örneğin İtalya Futbol Federasyonu 1922 yılındaki ulusal organizasyonları kazananların bile şampiyonluğunu kabul etti. Bizde neden bu yapılmıyor?
Güya Haluk Ulusoy döneminde böyle ortak bir karar alınmış. Aslına bakarsanız bu karar alınırken üç büyükler arasında bir denge oluşturuldu. Hatta bu denge için Beşiktaş'ın 1959'dan önceki iki şampiyonluğu resmi olarak geçerli sayıldı. Peki, diğer şampiyonluklar neden kabul görmüyor? 1959'dan önceki şampiyonlukların kabul edilmeyerek toprak sahalarda ter dökmüş, bazıları vatan kahramanı futbolcuların hakkı yenmektedir! Meseleyi sadece Fenerbahçe açısından değerlendirmek de doğru değil.
1959 yılı öncesi Beşiktaş'ın yedi, Gençlerbirliği'nin iki, Harpokulu'nun iki, Ankara Demirspor, Eskişehir Demirspor, Göztepe, Galatasaray, Güneş, Ankaragücü, İstanbulspor, Muhafızgücü ve Harbiye takımlarının da bir şampiyonluğu var. Beşiktaş neden kalan beş şampiyonluk için başvuru yapmıyor? Bu sorunun mantıklı bir cevabı var mı? Aslında Ali Koç beş yıldızlı formalar bastırdı lakin TFF ceza keserim deyince resmi maçlarda beş yıldızlı formayla çıkılmadı.
BÜYÜK FIRSAT!
Oysa TFF'nin talimatlarında formadaki yıldızlarla ilgili net bir madde yok. Bazı hukukçular, TFF Disiplin yönetmeliği 46. Maddesi devreye girer diyor. Olay yargıya taşınır. Zaten Ali Koç, bunun için bir hukuk mücadelesi veriyor. Eğer TFF, vatan kahramanı futbolcuların haklarını geri vermek istemiyorsa önce ihtar da bulunur, sonra kınar ve en sonunda para cezası verir. Ve başka bir şey yapamaz! Aslında ortada müthiş bir fırsat var. 1985 yılında Michael Jordan, NBA'in kıyafet kurallarına meydan okuyarak siyah-kırmızı Air Jordan 1'leri giydiğinde, her maç için 5 bin dolar ceza kesildi.
Ancak Nike, bu cezaları ödemekte tereddüt etmedi. Çünkü bu bir pazarlama stratejisinin başlangıcıydı. Uğruna her maçta 5 bin dolar ceza ödenen 'Air Jordan 1' tarihin en çok satan spor ayakkabısı oldu, Michael Jordan'ı da zengin etti Aynısını Fenerbahçe yapsa kasası dolar. Taraftar beş yıldızlı forma almak için seferber olur. Fenerbahçe, Beşiktaş, Gençlerbirliği, Eskişehirspor Göztepe, Ankaragücü, İstanbulspor ile birlikte hareket etmeli. Hatta 1959 öncesi bir şampiyonluğu bulunan Galatasaray'a da teklif götürülmeli, onun da hakkı aranmalı!
ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Kanada ve Avustralya'da kolon kanseri hastalar üzerinde tam 14 yıl süren çok kapsamlı bir araştırmadan çıktı bu sonuç. 889 kolon kanseri hastası iki gruba ayrılmış. Birinci gruba yalnızca sağlıklı yaşam bilgileri içeren bir broşür dağıtılmış. İkinci ise grup üç yıl boyunca bir egzersiz programına dahil edilmiş. Beş yılın sonunda egzersiz yapan grubun tekrarlayan ya da yeni kanser geliştirme riski yüzde 28 daha düşük çıkmış. Sekiz yıl sonra ise ölüm riski yüzde 37 daha azalmış. Yürümek bedavaya yapılacak en faydalı spor.
VİRAL OLMA SEVDASINA...
Sırp TikTok fenomeni Tijana Radonjic, deniz paraşütü yaptığı esnada 45 metre yüksekten denize düşüp hayatını kaybetti.
Görgü tanıklarının iddiasına göre 19 yaşındaki fenomen viral olacak bir video çekmek için güvenlik kemerini çıkartmış. Sosyal medya fenomenin düşüş anıyla çalkalandı. Zavallı kız küresel çapta viral oldu ama bundan haberi olmayacak!
Rock müziğin sevilen ismi Fatma Turgut, alkollü şekilde araç kullandığı gerekçesiyle hakkında işlem yapılan isimler arasına katıldı. Geçtiğimiz günlerde polis ekiplerinin gerçekleştirdiği trafik denetimi sırasında durdurulan Turgut'un yapılan alkol ölçümünde 1.37 promil alkollü olduğu tespit edildi. Bu ölçüm, Türkiye'de hususi araç sürücüleri için belirlenmiş 0.50 promil yasal sınırın yaklaşık üç katı anlamına geliyor. Ölçüm sonucunun ardından sanatçı hakkında idari işlem başlatıldı.
Rock müziğin sevilen ismi Fatma Turgut, alkollü şekilde araç kullandığı gerekçesiyle hakkında işlem yapılan isimler arasına katıldı. Polis ekiplerinin 28 Nisan gecesi Beşiktaş'ta gerçekleştirdiği trafik denetimi sırasında durdurulan Turgut'un yapılan alkol ölçümünde 1.37 promil alkollü olduğu tespit edildi. Tespit edilen promil oranı üzerine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 48/5 maddesi gereğince Fatma Turgut'a 6.439 TL idari para cezası uygulandı.
Bunun yanı sıra sürücü belgesine de 6 ay süreyle el konuldu. Bu süre boyunca araç kullanması yasaklanan sanatçının ehliyetini geri alabilmesi için ceza süresinin dolmasının ardından gerekli başvuruları yapması gerekiyor.
Polis tutanaklarında, alkol ölçüm cihazının kalibrasyonunun güncel olduğu ve ölçümün yasal sınırlar içerisinde usule uygun biçimde yapıldığı da belirtildi.
TURGUT MAHKEMEYE BAŞVURDU: "CİHAZ HATALI ÖLÇTÜ, KONSERE YETİŞMEYE ÇALIŞIYORDUM"
Fatma Turgut, uygulanan idari yaptırıma karşı yasal yollara başvurdu. İstanbul Sulh Ceza Hakimliği'ne sunduğu itiraz dilekçesinde, alkol ölçüm işleminin hukuka aykırı yürütüldüğünü, kullanılan cihazın kalibrasyonunun kontrol edilmediğini, tutanakların teknik olarak yetersiz olduğunu öne sürdü.
Sanatçı dilekçesinde ayrıca, ehliyetine el konulması kararının orantısız olduğunu, araç kullanımının mesleği gereği zorunlu olduğunu ve söz konusu yaptırımın özel yaşamına ve iş hayatına ciddi şekilde zarar verdiğini belirtti.
Tüm bu gerekçelerle uygulanan para cezasının ve ehliyete el konulması kararının iptal edilmesini talep etti.
MAHKEME KARARI: "İŞLEM USULE VE HUKUKA UYGUNDUR"
İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, Turgut'un itirazını değerlendirdikten sonra başvuruyu reddetti. Mahkeme, alkol ölçümünün geçerli teknik cihazla ve yasal prosedüre uygun şekilde yapıldığını, trafik ekiplerinin yetki sınırları içinde hareket ettiğini ve kamu düzeninin sağlanması amacıyla uygulanan yaptırımın yerinde olduğunu vurguladı.
Kararda ayrıca, sürücünün 1.37 promil gibi yüksek bir seviyede alkollü olduğunun açıkça belgelendiği, bu seviyenin hatalı ölçüm veya cihaz arızası gibi iddialarla açıklanamayacağı belirtildi. Bu nedenle Fatma Turgut'un işlemlerin iptaline yönelik talebi kabul edilmedi.