Sert bakışları, siyah gözlükleri ve paltosuyla korkusuz bir kabadayıydı... Ama gerçek hikâyesi, oynadığı filmlerden bile daha sarsıcıydı. Türk sinemasının efsane "kötü adamı" Hikmet Taşdemir'in yaşamı, bir tesadüf ve kaderin oyunu sayesinde bambaşka bir yöne evrildi. 82 yaşında hayatını kaybeden usta oyuncunun ardında bıraktığı öykü, Yeşilçam tarihindeki en ilginç öykülerden biri…
Bu başarının ardından "Bora" soyadını alarak sinema dünyasına adım attı. 1955'te "Alın Yazısı" filmiyle kariyerine başlayan sanatçı, 1958 itibarıyla birçok önemli yapımda rol aldı.
1962 yılında Ayhan Işık ve Türkan Şoray ile başrolü paylaştığı "Acı Hayat" filmiyle büyük çıkış yakalayan Bora, sert karakterlerin aranan yüzü haline geldi.
1966'da Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Erkek Oyuncu" ödülüne layık görüldü. 1970'li yıllarda sinema sektöründeki durgunluk nedeniyle sahneye yönelen sanatçı, bir dönem gazinolarda şarkıcılık yaptı.
Bora, 1990'da "Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu" filmiyle bir kez daha Altın Portakal kazandı. 2008'de İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından "Yaşam Boyu Onur Ödülü"ne layık görüldü.
Türk sinemasının en karizmatik aktörlerinden biri olarak hafızalarda yer eden sanatçı, usta isimlerin de belirttiği gibi, sinema tarihine unutulmaz bir iz bıraktı.
YEŞİLÇAM'IN SULTANI TÜRKAN ŞORAY'IN OYUNCULUĞU NEDEN BIRAKTIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ?
1-6 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek olan 36. Münih Türk Film Günleri'nin bu yılki onur konuğu, 'Türk sinemasının Sultanı' Türkan Şoray olacak. Festival kapsamında Şoray'a Yaşam Boyu Başarı ve Onur Ödülü takdim edilecek. Şoray'ın da katılacağı açılış gecesinde, yönetmenliğini Atıf Yılmaz'ın yaptığı 1977 yapımı kült film 'Selvi Boylum Al Yazmalım' gösterilecek.
TÜRKAN ŞORAY'IN HİÇ BİLMEDİĞİNİZ O YÖNÜ!
Türk sinemasının unutulmaz ismi, Yeşilçam'ın 'Sultan'ı Türkan Şoray, sinema tarihine adını altın harflerle yazdırdı. 28 Haziran 1945'te İstanbul'da doğan usta oyuncu, tam 222 filmde rol alarak dünyanın 'en çok film çeviren' kadın oyuncusu unvanına sahip oldu.
İlk sinema deneyimini 1960 yılında "Köyde Bir Kız Sevdim" filmiyle yaşayan Şoray, kariyerindeki ilk ödülünü ise 1964 yılında "Acı Hayat" filmiyle kazandı.
Altın Portakal Film Festivali'nde dört kez "En İyi Kadın Oyuncu" ödülüne layık görülen sanatçı, 1991 yılında devlet sanatçısı unvanını aldı. Aynı zamanda UNICEF iyi niyet elçisi olan Şoray, eğitime verdiği destekle de tanınıyor.
Fatma Girik, Filiz Akın ve Hülya Koçyiğit ile birlikte "Yeşilçam'ın Dört Yapraklı Yoncası"ndan biri olarak kabul edilen usta oyuncu, sinema dışında yönetmenliğe de el attı.
1983'te tiyatro oyuncusu Cihan Ünal ile evlenen sanatçının bu evlilikten Yağmur adında bir kızı oldu. Şoray ve Ünal, 1987'de yollarını ayırdı.
1990'lı yıllarda "İkinci Bahar" ve "Tatlı Hayat" dizileriyle televizyon dünyasına adım atan Şoray, bu projelerle de büyük beğeni topladı. 2010'da NTV'de yayınlanan "Sinema Benim Aşkım" programında sinema kariyerini ve unutulmaz anılarını izleyicilerle paylaştı.
2018'de verdiği bir röportajda "ÖnüMe iyi senaryolar gelmiyor" diyerek oyunculuğu bıraktığını açıklayan efsane sanatçı, bugün hala sevenleri tarafından büyük bir sevgi ve saygı ile anılıyor.
SELVİ BOYLUM AL YAZMALIM'IN CEMŞİT'İNİN SON HALİNİ GÖRDÜNÜZ MÜ?
Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden Ahmet Mekin, uzun yıllar boyunca Yeşilçam'ın en önemli karakter oyuncularından biri olarak hafızalara kazındı. 6 Ağustos 1932'de İstanbul'da Ahmet Kurteli adıyla dünyaya gelen sanatçı, kariyerine tiyatro sahnelerinde başladı.
Ahmet Mekin, özellikle karakter rollerinde sergilediği başarılı performanslarla tanındı. Sinema kariyerinde Osman F. Seden'in "Aşktan da Üstün" (1961), Halit Refiğ'in "Gurbet Kuşları" (1964) ve "Bir Türk'e Gönül Verdim" (1969), Lütfi Ö. Akad'ın "Düğün" (1973), Atıf Yılmaz'ın "Selvi Boylum Al Yazmalım" (1978) ve Feyzi Tuna'nın "Seni Kalbime Gömdüm" (1982) gibi filmlerle büyük beğeni topladı.
"Selvi Boylum Al Yazmalım" filminde canlandırdığı Cemşit karakteriyle Türk halkının gönlünde özel bir yer edindi.
Tiyatroya da büyük önem veren Mekin, 1969'da Güngör Dilmen'in "İttihat ve Terakki" oyununda rol aldı. 1972'de ise Dostlar Tiyatrosu'nda sahnelenen "Abdülcanbaz" oyununda Turhan Selçuk'un ünlü çizgi roman kahramanını canlandırdı. 1980'lerden itibaren televizyon dizilerinde de rol alan sanatçı, "Geçmiş Zaman Elbiseleri", "Bir Yürek Satıldı", "Bağrıyanık Ömer ile Güzel Zeynep", "Bir Adam Yaratmak", "Bugünün Saraylısı" ve "Tatar Ramazan" gibi yapımlarda izleyiciyle buluştu.
İŞTE AHMET MEKİN'İN SON HALİ!
Kariyeri boyunca birçok ödüle layık görülen Ahmet Mekin, 1992 yılında 4. Ankara Uluslararası Film Festivali'nde "Yaşam Boyu Başarı Ödülü" kazandı. 39. Altın Portakal Film Festivali'nde "Yıldırım Önal Anı Ödülü", 15. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri'nde "Sinema Onur Ödülü" ve 32. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde "Sinema Onur Ödülü" ile taçlandırıldı. Ayrıca, 30. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde "Görünmeyen" filmindeki performansıyla "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü kazandı.
Ahmet Mekin'in özel hayatı da kariyeri kadar dikkat çekiciydi. 1957 yılında kendisi gibi oyuncu olan Kumral Şükran Sabuncu ile evlenen Mekin, Sabuncu'nun 2020 yılındaki vefatına kadar onunla mutlu bir evlilik sürdürdü. 63 yıllık hayat arkadaşını kaybettikten sonra derin bir yalnızlığa gömülen usta oyuncu, kaybının ardından yaşadığı acıyı şu sözlerle dile getirdi: "Kendimi hâlâ toparlayamadım. Hayat ve herkes anlamını yitirdi. Zamanın acıları hafiflettiği büyük bir yalanmış. O gitti ve ben dağıldım."