Sert bakışları, siyah gözlükleri ve paltosuyla korkusuz bir kabadayıydı... Ama gerçek hikâyesi, oynadığı filmlerden bile daha sarsıcıydı. Türk sinemasının efsane "kötü adamı" Hikmet Taşdemir'in yaşamı, bir tesadüf ve kaderin oyunu sayesinde bambaşka bir yöne evrildi. 82 yaşında hayatını kaybeden usta oyuncunun ardında bıraktığı öykü, Yeşilçam tarihindeki en ilginç öykülerden biri…
Emel Sayın, kariyerinin başlarında, yüz hatlarını daha belirgin hale getirmek amacıyla burun estetiği operasyonu geçirdiği biliniyor.
Bu müdahale, sanatçının yüzüne uyum sağlayarak genel görünümünü iyileştirmiş ve sahne ışıkları altında daha etkileyici bir imaj sergilemesine katkıda bulunmuştur.
Yıllar sonra, 2022 yılında konuk olduğu bir programda Emel Sayın, estetikle ilgili samimi açıklamalarda bulundu. Estetiğe karşı olmadığını belirten sanatçı, botoks uygulamaları yaptırdığını ifade etti.
Ancak, daha kapsamlı estetik operasyonlardan korktuğunu ve bu nedenle sadece botoksla yetindiğini dile getirdi. Hatta bir keresinde estetik operasyon için doktordan randevu alıp hastaneye gittiğini, ancak doktorun yapacaklarını anlattıktan sonra korkup hastaneden ayrıldığını ve daha sonra doktorunu arayıp özür dilediğini de anlattı.
Emel Sayın'ın genç yaşlarda geçirdiği burun estetiği operasyonu ve yıllar içinde estetik uygulamalara olan yaklaşımı, sanatçının kariyeri boyunca sahip olduğu estetik anlayışını ve güzellik algısını gözler önüne seriyor.
Sanatçının bu konudaki açıklamaları, estetik müdahalelerin toplumdaki yeri ve bireylerin bu konudaki tercihleri üzerine düşünmeye sevk etmeye yetiyor.
YEŞİLÇAM'IN BİR DİĞER EFSANE İSMİ: SADRİ ALIŞIK'IN BİLMEDİĞİNİZ YÖNLERİ
Türk sinemasının efsane ismi Sadri Alışık, hem komedi hem de dram filmlerindeki performanslarıyla izleyicilerin kalbinde taht kurmuş bir sanatçıydı.
5 Nisan 1925'te İstanbul'da dünyaya gelen Alışık, tiyatroya olan tutkusuyla genç yaşta sanat dünyasına adım attı. İlk kez 1939'da amatör olarak sahneye çıktı ve bu tutku onu Yeşilçam'ın parlayan yıldızlarından biri yaptı.
TURİST ÖMER İLE EFSANELEŞTİ
Sadri Alışık, 1964 yılında "Turist Ömer" karakteriyle Türk sinemasında silinmez bir iz bıraktı. İlk olarak "Helal Olsun Ali Abi" filminde yan karakter olarak ortaya çıkan Turist Ömer, o kadar sevildi ki kendi film serisini yarattı. Alışık, bu karakterle hem güldürdü hem de toplumsal mesajlar verdi. Turist Ömer, Alışık'ın sinema kariyerinin simgesi haline geldi.
OFSAYT OSMAN VE HAŞMET İBRİKTAROĞLU
Alışık, sadece Turist Ömer ile değil, "Ofsayt Osman" ve "Haşmet İbriktaroğlu" gibi unutulmaz karakterlerle de izleyicileri kendine hayran bıraktı. Özellikle "Ah Güzel İstanbul" filmindeki Haşmet İbriktaroğlu karakteri, Türk sinemasının en kült rolleri arasında yerini aldı. Alışık, bu karakterlerle sıradan insanların hayatını büyük bir ustalıkla yansıttı.
MÜZİSYENLİĞİ VE GAZİNO ŞOVLARI
Sadri Alışık, sadece bir oyuncu değil, aynı zamanda yetenekli bir müzisyendi. 1960'lı yıllarda filmlerde seslendirdiği şarkılarla dinleyicilerin gönlünü kazandı.
1968'de başladığı gazino şovlarında ise hem şarkılar söyledi hem de hikayeler anlattı. "Ah Müjgan Ah" gibi hikayeleriyle seyircileri hem güldürdü hem de hüzünlendirdi.
VEFATI VE MİRASI
18 Mart 1995'te hayata veda eden Sadri Alışık, geride unutulmaz bir sinema mirası bıraktı. Eşi Çolpan İlhan tarafından kurulan Sadri Alışık Kültür Merkezi, her yıl düzenlenen ödüllerle sanatçının anısını yaşatıyor.
Alışık, Türk sinemasının en renkli ve çok yönlü sanatçılarından biri olarak hafızalarda yerini koruyor.
Sadri Alışık, sadece bir oyuncu değil, aynı zamanda bir efsaneydi. Turist Ömer'den Ofsayt Osman'a, Haşmet İbriktaroğlu'ndan gazino şovlarına kadar her alanda iz bırakan bu büyük sanatçı, Türk sinemasının altın çağının en önemli temsilcilerinden biri olarak anılmaya devam ediyor.
EFSANELER GEÇİDİNDE BİR İSİM DAHA: "KARTAL TİBET"
Türk sinemasının en sevilen jönlerinden biri olan Kartal Tibet, sadece oyunculuğuyla değil, yönetmenlik ve senaristlik kariyeriyle de Türk sinema tarihine damgasını vurmuş bir sanatçıydı. 27 Mart 1939'da Ankara'da dünyaya gelen Tibet, öğretmen bir anne-babanın çocuğuydu.
Eğitim hayatı boyunca farklı mesleklere yönelse de içindeki sanat aşkı ağır bastı. Ankara Koleji'nden mezun olduktan sonra beden eğitimi öğretmenliği ve hukuk eğitimi aldı. Ancak bu alanlarda çalışmak yerine, tiyatroya gönül verdi.
1960 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nden mezun olan Tibet, aynı yıl Albert Camus'un "Caligula" oyununda başrol oynayarak büyük bir başarı yakaladı. Bu başarı, onun tiyatrodan sinemaya geçişini hızlandırdı.
KARAOĞLAN VE TARKAN EFSANESİ
1965 yılında Suat Yalaz'ın yarattığı Karaoğlan karakterinin sinema uyarlamasında başrol teklifini kabul eden Tibet, kısa sürede Türk sinemasının aranan yüzlerinden biri haline geldi.