Yeşilçam'ın siyah- beyaz dönemine damga vuran yıldızlardan biriydi Neriman Köksal… Bir gün Beyoğlu'nda yolda yürürken keşfedilen Neriman Köksal'ın bu kadar ünlü bir yıldız olacağını o dönem kim tahmin edebilirdi ki! Dikkat çeken fiziği, kabarık sarı saçları ve kendinden emin duruşuyla sayısız filmde birçok karaktere hayat verdi. Yeşilçam'ın yıldızının ölene kadar tek bir kişiye aşık olduğu da biliniyordu. Öyle tutkulu sevmişti ki ölüm döşeğinde bile o ismi sayıklamıştı. Yeşilçam yıldızları ise Neriman Köksal'ın bu arzusunu gerçekleştirmek için seferberlik ilan etti. İşte o isim!
Yeşilçam'ı oynadığı sayısız film ve canlandırdığı rollerle kasıp kavurdu. Türk sinemasının afet-i devranı Neriman Köksal, 'ben artistlik yapamam' dese de yıldız olmayı başardı.
'Artistlik yapamam' dedi ama Yeşilçam'ın yıldızı oldu. Neriman Köksal, bir gün Beyoğlu'nda yürürken keşfedilmişti...
Köksal, Yeşilçam tarihine adını altın harflerle yazdırmayı başardı.
Neriman Köksal ölene kadar tek bir kişiye aşık oldu.
Köksal sinemaya adım attığı yıllarda film yapımcısı Nevzat Pesen'le ile beraberdi. Fakat Pesen evliydi.
Neriman Köksal, Konyakçı filminde oynarken tanıdığı görüntü yönetmeni Feridun Kete ile yıldırım nikahıyla evlenirken Nevzat Pesen'in bundan haberi bile yoktu. Bu haber Nevzat Bey'i derinden sarsmıştı.
HAYATINA SON VERDİ
Pesen Film Şirketi'nin iflasıyla daha da sarsılan Nevzat Pesen, Neriman Köksal'la ayrıldıktan sekiz yıl sonra Etiler'deki evinin beşinci katından kendisini boşluğa bırakarak hayatına son verdi.
ONU ASLA UNUTAMAMIŞTI...
Neriman Köksal, büyük aşkıyla baş başa kaldı. hikayesi şimdi başlıyor. Neriman Köksal'ın ölüm döşeğinde aklında tek bir kişi vardı...
Neriman Köksal'ın aşkı, birkaç filmde beraber başrol oynadığı ve o zamanlar birliktelik yaşadığı İzzet Günay'dı. Onu asla unutamamıştı.
Neriman Köksal, Çolphan İlhan'a, İzzet Günay'ı son kez görmek istediğini söyledi.
Bunun üzerine Önce Çolpan İlhan, sonra Ediz Hun İzzet Günay'dan ricacı oldular. Neriman Köksal'ın son isteği böylece gerçekleşmiş oldu.
NİŞANLISININ BIÇAK DARBELERİYLE HAYATINDAN OLDU
Yeşilçam'ın 1974-1978 yılları arasında yıldızı parlayan güzel oyuncusu Feri Cansel'in ölümü günlerce konuşulmuştu...İşte kadın cinayetine kurban giden Feri Cansel'in cehenneme dönen hayat hikayesi...
1944 yılında Lefkoşa'da doğdu Feriha Cansel... Yeşilçam'ın vamp kadınlarından olan Cansel'i Türkiye Feri adıyla tanıdı.
Feri Cansel ilk evliliğini Brintanya vatandaşı biriyle yapmış bu evliliğinden ise Zümrüt ismini verdiği kızı dünyaya gelmişti. Britanya vatandaşı olan Cansel'in evliliği bir süre sonra bitince Türk sinemacılarla görüşmeye başlamış ve Türkiye'de kalabilmek için bir apartman görevlisiyle anlaşmalı evlilik yapmıştı.
1964'te ilk olarak "Kan ve Gurur" isimli filmdeki küçük rolüyle Yeşilçam'a adımını attı Cansel. Ama figüranlık yaparak kazandığı parayla yaşaması mümkün değildi.
"KASIMPAŞALI EMMANUELLE"
1960'lı yıllar ve 1970'li yıllarda günün koşullarına uygun olan piyasa filmlerinde rol alan Cansel, erkeksi tavırları, küfrün eksik olmadığı konuşma tarzı ile "Kasımpaşalı Emmanuelle" olarak lanse edilmişti.
YILMAZ GÜNEY İLE EVLİLİK HAYALLERİ KURARKEN TERK EDİLDİ
Yılmaz Güney'le yolları kesişen Cansel, Çirkin Kral'a aşık oldu. 1969'da Yılmaz Güney'in 'Bir Çirkin Adam' filminde oynadı. Yılmaz Güney'in yazıp yönettiği 'Bir Çirkin Adam' 1970 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 'en iyi film' dahil 3 ödül kazandı. Feri Cansel Yılmaz Güney ile evlilik hayalleri kurarken terk edildi.
KISKANÇLIK CİNAYETİNE KURBAN GİTTİ
1979'da konser için gittiği İzmir'de tanıştığı ticaretle uğraşan Melih Ük'e aşık oldu. Sonra Melih Ük de İstanbul'a taşındı ve ikili birlikte yaşamaya başladı. Moda'da Zümrüt adını verdikleri bir market açtılar.
1 Eylül akşamı Cihangir Akyol Sokak'taki evinde hazırlıklarını yaptı, sabah Bursa'ya gidecekti. Evde kızı Zümrüt, arkadaşları Pakize Songül Hay ve Seyfi Dursunoğlu ile birlikte oturmuş sohbet ediyordu. Geç saatlerde Melih Ük geldi.
OLAY GECESİNİ FERİ CANSEL'İN KIZI ŞÖYLE ANLATMIŞTI:
"Annem bazı şahsi eşyalarını almak için gelen Melih'le tartışırken ben odamdan çıktım. Annem ağlıyordu. Bir ara içeri girdim. Melih'in elinde silah vardı. Önce şakayla annemi korkuttuğunu sanmıştım. Silah sesleriyle içeri tekrar girdiğimde annemin duvara sürtünerek yere düştüğünü gördüm.
Tekrar silah patladı ve şuursuzca annemin üzerine kapandığımı hatırlıyorum. Bu ara namludan çıkan kurşunlardan biri alnımı sıyırarak geçmişti."