22 Temmuz 2013 tarihinde doğan Prens George, Kral Charles'dan sonra tahta geçecek olan Prens William'ın oğludur. Prens George, taht sıralamasındaki yerinden dolayı devreye giren ilginç bir kraliyet kuralından dolayı 12 yaşındayken aile ile beraber aynı uçakta seyahat edemeyecek.
KRALİYET AİLESİNİN İLGİNÇ KURALI
Kraliyet ailesinin kurallarından bazıları birçok kişi için ilginç gelse de ardında yatan sebepler aslında etkileyici olabiliyor.
Kraliyet ailesinin bir kuralına göre Prens George, 22 Temmuz 2025 tarihinden sonra ailesinden ayrı seyahat edeceği konuşuluyor.
Ani bir kazanın yaşanması durumunda taht sıralamasında olan iki önemli ismin aynı anda trajik bir kaybının yaşanmaması için böyle bir kural vardır.
Prens Philip'in kız kardeşi Prenses Cecilie, 1937'de bir uçak kazasında, Kraliçe II. Elizabeth'in amcası Prens George da 1942'de benzer bir olayda ve Kraliçe'nin kuzeni Gloucester Prensi William da 1972'de hayatını kaybetti.
Hepimiz her gün saatlerce telefonlarımıza, tabletlerimize ve bilgisayarlarımıza bakıyoruz. Peki ya bu masum görünen alışkanlığımız, zihnimizde görünmez bir etki oluşturuyorsa? Londra Üniversitesi'nden bilim insanlarının çarpıcı araştırması, sosyal medya ve internet kullanımının karanlık bir yüzünü ortaya çıkardı. Bu araştırma, bazılarımızın farkında olmadan kendimizi nasıl bir kısır döngünün içine hapsettiğimizi gözler önüne seriyor...
1000'den fazla kişiyle yapılan bu kapsamlı çalışma, dijital dünyada gezinirken yaptığımız tercihlerimizin, ruh sağlığımızı sanıldığından çok daha derinden etkilediğini ortaya koydu. Peki siz de bu durumu yaşıyor olabilir misiniz? İşte bilim insanlarının keşfettiği şaşırtıcı gerçekler...
Londra Üniversitesi'ndeki (UCL) bilim insanları, ruh sağlığı bozuk olan kişilerin internette olumsuz içerik arama ve okuma olasılıklarının daha yüksek olduğunu, ayrıca bu durumun onları daha depresif hissettirdiğini buldu.
Nature Human Behaviour dergisinde yayımlanan araştırmaya, öncelikle ruh sağlığı durumlarının kontrol edilmesi için psikolojik testlerden geçirilen 1.000'den fazla kişi katıldı.
Daha sonra yapılan bir takip deneyinde, bu eğilimin neden-sonuç ilişkisi olup olmadığı, yani katılımcıların depresif içerik tüketimindeki artıştan web sitelerinin mi, yoksa zihinsel durumlarının mı sorumlu olduğu belirlenmeye çalışıldı.
Araştırmacılar, katılımcıları gruplara ayırmadan önce tekrar ruh sağlığı testleri gerçekleştirdiler; bir grup daha olumlu içeriklere göz attı, diğerlerine ise özel olarak 'felaket haber' içerikli web siteleri verildi.
Daha fazla olumsuz içerik okuma fırsatı verilen kişilerin, çevrimiçi ortamda daha da fazla depresif içerik buldukları görüldü.
Yazar, "Birçok kişi, zayıf ruh sağlığı ile internet kullanımı arasında bir ilişki olduğunu söylüyor." dedi.
"Çevrimiçi olarak çok fazla saat harcıyoruz ve insanlar olarak bunu ancak son birkaç yılda yapmaya başladık. Sorunlara neden oluyor mu?" diye ekledi.
İngiltere'de bu yılın başlarında yapılan bir başka araştırmada akıllı telefon bağımlılığının ergenlerin sağlığına zarar verebileceği ortaya kondu.
Uzmanlar, akıllı telefonlarıyla sorunlu bir ilişki yaşadıklarını bildiren gençlerin kaygılı olma, depresyona girme veya uykusuzluk çekme olasılıklarının üç kat daha fazla olabileceğini buldu.
King's College London'a bağlı Psikiyatri, Psikoloji ve Nörobilim Enstitüsü'nden uzmanlar, aslında akıllı telefonlarıyla sağlıksız bir şekilde meşgul olduklarını söyleyen gençlerin neredeyse yarısı aynı zamanda kaygı belirtileri gösterdiklerini, hatta daha fazlasının depresyon belirtileri gösterdiklerini bildirdi.