Turizmin saklı cenneti: Mersin

Akdeniz'in incisi yakıştırması alan doğu Akdeniz'in en önemli tatil merkezlerinden Mersin, tatil sezonunun açılmasıyla deniz ve tarihi dokuyu bir arada görmek isteyenlerin uğrak mekanları arasında yer almaya başladı.

Yatak kapasitesinin ve yeni turizm alanlarının her yıl arttığı kent, tarihi mekanlarda yapılan restorasyon çalışmalarıyla turizm pastasındaki payını artırabilmenin gayreti içerisinde. Büyük bir bölümü Akdeniz'e paralel olarak kıyı şeridinde kurulan kent, doğusundan batısına kadar hemen her alanda tarihi mekanlarıyla dikkati çekiyor.

MERSİN'DEN KARELER İÇİN TIKLAYIN!

Kentin en doğu kısmında bulunan Tarsus, ''Danyal Peygamber türbesi'' ve ''7 uyurlar'' olarak bilinen Eshab-ı Kehf Mağarasıyla Müslüman aleminin ilgisini çekerken, Saint Paul Kuyu ve Evi ile Hristiyan cemaatinin ilgi odağı halinde.

Tarsus'taki tarihi gezintisini bitiren tatilciler, kent merkezine geldiğinde Soloi Pompeiopolis antik kentindeki sütunlarla karşılaşıyor. Batıya doğru gittikçe tarihi mekanların da arttığı kentte, ünü Türkiye'nin dört bir yanını saran Silifke ilçesindeki Cennet Çöküğü ve Cehennem Çukuru'nu görebiliyor. Erozyonla tavanın çökmesi sonucu meydana gelen Cennet Çukuru'nda küçük bir kilise de tatilcileri bekliyor. Çöküğe, 452 basamaklı merdivenle nefesine güvenenler inebilirken, Cehennem Çukuru ise Cennet Çöküğünün 75 metre kuzeyinde bulunuyor.
Yörede bir de ''Astım-Dilek'' mağarası yer alıyor. Bu ilçenin sahili boyunca onlarca tatil beldesi yer alıyor, ancak Susanoğlu beldesi, temiz denizi ve ince kum yapısıyla dikkati çekiyor. Halk plajının da bulunduğu bu beldede gönül rahatlığıyla denize girilebilir. Silifke'den çıkılıp 27 kilometrelik bir yolculukla Erdemli ilçesinin gözde tatil beldesi Kızkalesi'ne ulaşılıyor. Kızkalesi beldesi sahilinin 200 metre açığında küçük adacık üzerinde, Kızkalesi bulunuyor. Erdemli ilçesinde Kızkalesi'nin ardından Uzuncaburç beldesindeki Zeus Tapınağı, Ayaş beldesindeki Elausa Tapınağı ve amfitiyatro ve Alahan Manastırı, görülmeye değer mekanlar arasında yer alıyor.
Taşucu beldesinde ise mavi yengeç, yılan balığı ve lagos balığının tadına bakabilecek olan tatilciler, Anamur ilçesine ulaştığında ise el değmemiş tarihi yapılarla karşılaşabiliyor.
Burada tarih meraklılarının görmesi gereken yerlerden birisi olan Ören beldesindeki ''Eski Anamur'' olarak bilinen Anamurium Antik Kenti, günümüze kadar gelmiş en önemli kalıntıları bünyesinde bulunduruyor. Antik kentte MÖ 4. yüzyıllarda kurulduğu tahmin edilen tarihi yapılar yer alıyor. Burayı görüp gezenler, antik kentin kıyısındaki kumsalda denize girebilir.
İlçe, tarihi güzelliklerin yanı sıra caretta carettaların da konaklama alanı. Akdeniz'in masmavi sularıyla buluşanlar her an bir caretta caretta görebilir. Anamur sahillerinde ayrıca dalgıçlar için uygun dalış ortamları bulunuyor. Sahil boyunca sıralanmış otellerin yanı sıra çok sayıda pansiyonda ekonomik tatil yapma imkanı var.
Buradaki tatilini tamamlayanlar, sadece 10 kilometrelik yolculukla bir başka cennet köşe Bozyazı'ya ulaşır. Bozyazı, Toros Dağları'ndan süzülüp gelen temiz havasıyla tatilcilerin yanı sıra nesli tükenmekte olan Akdeniz foklarının da yaşam alanlarını oluşturuyor. Bu belde, Ankara ve İstanbul gibi metropol kentlerde yıllarca yoğun iş temposunda çalışıp emeklilik yaşamını sakin bir ortamda, deniz havası soluyarak geçirmek isteyenlere de ev sahipliği yapıyor. Mülk edinen çok sayıda kişi, emeklilik yaşamını burada huzur içinde geçiriyor.
Bozyazı'dan 39 kilometrelik bir yolculukla Aydıncık'a ulaşılıyor. Tarihteki liman kenti Aydıncık'ta, Kelenderis Antik Liman Kenti kazıları halen devam ediyor. Dev boyuttaki taban mozaiklerinin bulunduğu bu antik kentin yanı sıra ilçede başta ''aşk hikayesi abidesi'' olarak bilinen Dört Ayak Anıt Mezarı başta olmak üzere çok sayıda tarihi kalıntı ve mağaraları görmek mümkün.
İl genelinde bakir kalmış çok sayıda koylarda seyri doyulmaz mekanlara konuk olabilecek tatilciler, denizde serinlemeyi ve tarihi mekanlarda tarihi bir yolculuk yapmanın zevkini doyasıya çıkarabiliyor.

TURİZMİN GÜÇLÜ SİLAHI: TARİH
Mersin Turizm İşletmecileri Derneği (MERTİD) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mersin'in turizm açısından her geçen gün kendini ispatlamaya devam ettiğini belirterek, kente gelen tatilcilerin beklentilerinden çok daha iyi bir güzellikle karşılaştığına şahit olduklarını söyledi.
Mersin'in sahip olduğu tarihi yapılar sayesinde turizmdeki kozunun güçlendiğini dile getiren Demir, ''Turizmin en güçlü silahı tarihtir. Biz de bu avantajımızı iyi değerlendirmek istiyoruz. Bu noktada kente düzenlenen turlara ağırlıklı olarak tarihi mekanları yerleştiriyoruz. Çünkü tatilciler, tarihi mekanları gezerken terleyip yoruluyorlar, ardından da Akdeniz'in masmavi sularına kendilerini bırakarak serinleme imkanı buluyor'' dedi.
Türkiye'nin birçok yerinde turizm potansiyeli bulunmasına karşın Mersin'in birçoğundan daha fazla potansiyele sahip olduğunu anlatan Demir, şunları kaydetti:
''Ne yazık ki, şimdiye kadar bu potansiyeller yeterince değerlendirilmemiş. Ama biz, kentteki yöneticilerimizle birlikte bunları gün ışığına çıkarmak istiyoruz. Mersin, turizmdeki potansiyelini harekete geçirdiği taktirde, her alanda bir değişim ve dönüşümün yaşanacağına eminiz.''
Tarihi mekanlarda yapılan restorasyon çalışmalarının turizme katkı sağladığına işaret eden Demir, önümüzdeki süreçte Mersin'in Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden birisi olacağını kaydetti.