Kaz Dağları'nın efsane köyü: ADATEPE
Bu hafta efsaneler, yemyeşil vadiler, uzun upuzun ağaçlar, şelaleler, güzel köyler, antik kalıntılar, derin hikayeler diyarına, yani Kaz Dağları'na gideceğiz. Ve burada Adatepe adındaki dünyanın en güzel köyüne uğrayacağız
AĞUSTOS AYINDA ŞENLİK VAR
Evet işte böyle. Şimdi masaldan çıkalım da bu kıssanın geçtiği cennet misali diyara doğru yola çıkalım. Çanakkale ve Balıkesir sınırları içinde yer alan Kaz Dağları, Biga Yarımadası boyunca uzanıyor. Sarıkız şenliklerinin yapıldığı mesire yerine ulaşmak için Bayramiç'e 17 kilometre mesafedeki Evciler beldesine gitmek gerekir. 6 kilometre daha yol alınca Sarıkız'ın yaşadığı yere varabilirsiniz. Geniş bir coğrafyaya yayılan Kaz Dağları'na Çanakkale'nin Ayvacık, Küçükkuyu ve Balıkesir'in Altınoluk beldesinden de çıkılıyor. Biz Küçükkuyu'dan gireceğiz. İlçenin içinden doğu yönüne doğru bakarak ilerlediğimizde üzerinde Adatepe Köyü - Zeus Altarı yazan yola doğru direksiyonumuzu kıralım. Zeytin ormanlarının içinden yaklaşık üç kilometre tepeye doğru tırmandığımızda sağda Zeus Altarı ile karşılaşıyoruz. Burada Antik Yunan inanışında tanrıların tanrısı olarak geçen Zeus adına inşa edilmiş bir sunak var. Rivayete göre burada çeşitli hayvanlarla birlikte bakire genç kızlar da kurban edilirmiş.
TÜRKİYE 'NİN EN GÜZEL KÖYLERİNDEN
Sunağın bulunduğu yere arabayla çıkmanız mümkün değil. Yaklaşık 700 metre tırmanmanız gerekiyor. Bu yolculuğa katlanıp tepeye vardığınızda zahmetinizin karşılığını alacaksınız. Çünkü sunağın bulunduğu sırt, bütün Edremit Körfezini ve ufuklarda denize uzanmış olan Midilli Adası'nı görebileceğiniz en güzel yer. Günün her saati size farklı ışıklarla, değişik manzaralar sunan bu tepeden indikten sonra dağın içlerine doğru bir 700 metre daha yürüyünce Türkiye'nin en güzel köylerinden biri olan Adatepe'yi göreceksiniz. Yüksek ve yaşlı servilerle dolu mezarlığın hemen bitiminde bulunan köyün merkezi sizi büyüleyecek. Burası Türkler ile Rumların yüzyıllarca birlikte yaşadığı ve Anadolu'daki kültürel zenginlik açısından en bereketli yerleşim alanlarından biridir. Ulu çınarların ve dut ağaçlarının altındaki kahvelerde dinlenirken mevsimine göre koruk suyu, zamanına göre karadut şerbeti içmenizi tavsiye ederiz. Tarihçiler ve arkeologlar bu köye, Rumların Türklerden sonra geldiğini saptamış. Rumların Midilli ve Girit'ten gelerek bu diyarı mesken tuttuğuna dair bilgiler var. Taş yapıların ve sokak dokusunun en iyi şekilde korunduğu Adatepe'nin, Osmanlı devrinde kanalizasyon sistemi olan ender yerlerden biri olduğu da ortaya çıkmış.
BEŞ ARKADAŞIN KURTARDIĞI BİR KÜLTÜR HAZİNESİ
Aslında Erhan Şengel adında bir adam 1996 yılında tesadüfen bu köye uğramasıydı, şu anda bu yerleşim alanı ya bir yıkıntıya dönüşmüştü veya yerinde yeller esiyordu. Zeus Altarı'nı görmek için tepeye çıkan Şengel, köye şöylesine bir uğruyor. "Kahvesi varsa, bir çay içer dönerim" diye düşünüyor. Ama girince bir türlü çıkamıyor. Kahvede köylülerle sohbet ederken, "Bu gece burada kalabileceğim bir yer var mı?" diye soruyor. Köylülerden birkaçı, kendi evlerini ona açabileceğini ama konaklayacak bir yer olmadığını söylüyor. Ahaliden birisi de şaka yollu, "Bu viraneliği çok sevdiysen ve bir daha gelmek istiyorsan sana benim evlerden birini satayım" diyor. "Hangisini?" diye soruyor Erhan Bey. Köylü, eliyle hemen meydanın bitimindeki küçük bahçeli, kutu gibi bir taş evi işaret ediyor. Hemen kalkıp harabe halindeki eve girip bakıyorlar. Ertesi gün tapuyu alıyor bizim şehirli ve ondan sonra da köylü oluveriyor. Erhan Şengel'in iki de çocukluk arkadaşı var. Mahmut Boynudelik ve Haluk Yurtkuran. Lise ve üniversite dönemlerini de beraber geçirmişler. Onlara da köyden söz ediyor. Gelip bakıyor ve hemen, "Yahu biz de birer ev alalım, yaşlandığımızda burada oturur, bağ, bahçe işiyle falan uğraşırız" diyorlar. Sanat tarihçisi ve akademisyen Zerrin Boynudelik ve Serdağ Yurtkuran da eşlerine "Biz de bu projede sizinle beraberiz" mesajını verince ortaya muazzam bir ekip çıkıyor. Evlerini restore ediyor ve bahar, yaz aylarında gelip gitmeye başlıyorlar.
MÜZE VE TAŞMEKTEP
Günlerden bir gün Mahmut Bey gelip "Küçükkuyu'da bir eski zeytinyağı fabrikası satılıyor. Orayı alıp müze yapabilir hem de butik bir üretim yeri kurabiliriz" diyor. Ve Türkiye'nin bu alandaki ilk tarihi koleksiyonu olan Adatepe Zeytinyağı Müzesi ortaya çıkıyor. Açıldığı günden itibaren yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrayan bu müzeye her yıl on binlerce ziyaretçi geliyor. Bu müze-fabrikada üretilen zeytinyağları ve sabunlar başta Japonya olmak üzere birçok ülkeye satılıyor. Köyde eski bir okul var. Bu okulu kiralıyor ve Taşmektep adında ilginç bir okul çıkarıyorlar ortaya. Yetişkin meraklılara yönelik haftalık, 15 günlük, aylık eğitimler vermeye başlıyorlar. Burada felsefe, sosyoloji, matematik, fotoğrafçılık, tarih alanında dersler veriliyor, atölyeler açılıyor. Okulda İlber Ortaylı, Mithat Sancar, Mete Tunçay, Serhan Ada, Kamil Fırat, Ömer Laçiner gibi önemli isimler dersler veriyor. Sonbahar gelince de köyün kadınlarının kurduğu bir atölyede şehirlilere, ekmek, tarhana, erişte, peynir ve salça yapımı öğretiliyor.
ALEVİ TÜRKMENLERİN GÜZEL KÖYLERİ
Kaz Dağları'nda Türkmenler yaşar. Dünyanın en güler yüzlü insanlarıdır. Çoğu Alevi'dir. Düğünlerine rast gelirseniz izin alıp katılın. Misafirperverdirler, kapılarını, kalplerini ve sofralarını bütün insanlığa açık tutarlar. "Tahtakuşlar Köyü nerededir?" diye sorun. Orada bir öğretmenin kendi çabalarıyla kurduğu etnografya müzesi var. Tahtacı adı verilen Ege Alevilerinin çok çok eski zamanlardan beri kullandığı eşyaları, takıları ve başka çeşit süsleri göreceksiniz. Türk sinemasının filozofu Tuncel Kurtiz'i kaybettik ama elleriyle yaptığı oteli ve lokantası şu anda bulunduğunuz yere pek uzak sayılmaz. Atlayın arabaya ve Edremit'in Çamlıbel köyüne gidin. Bu köye de Edremit Körfezi'nin balkonu derler. Manzarası olağanüstü. Tuncel Kurtiz ve eşi Menend Hanım, bu köyün hemen çıkışında Zeytinbağı adlı bir otel kurmuşlardı. Bu otelin bünyesinde de bir güzel lokanta var. Lokantada yapılan sebzeler otelin büyük bahçesinde organik olarak yetiştiriliyor. Bu otelde konaklayıp, yemeklerini de yerseniz, bana teşekkür edeceksiniz.
Nereleri görmeli, ne yiyip, ne içmeli, nerede kalmalı?
EN SON HABERLER
- 1 Dünya turizminin kalbi İzmir’de atacak... Turizm kongresi İzmir’i bereketlendirecek
- 2 Türkiye’ye 4 milyon turist gelecek
- 3 Hristiyan ve Müslüman İzleri: Bingöl'deki Gizemli Zağ Mağaraları
- 4 Yayman: Hedefimiz Türk turizmini kalkındırmak
- 5 Bayramda Kapadokya’ya akın ettiler
- 6 Göbeklitepe'yi 3 günde 33 bin kişi ziyaret etti
- 7 Şanlıurfa’da 11 bin yıllık duvar kabartmaları ilgi çekmeye devam ediyor
- 8 Tarihi konaklar turizme kazandırılıyor
- 9 Bodrum’da Eylül bereketi: 2 gemi ile 2600 turist geldi
- 10 Turizmde tüm zamanların turist rekoru kırıldı