Çarşamba 02.04.2014

Futbol, lezzet ve güneş

Dünyanın en keyifli futbolunun oynandığı ve leziz sofraların olduğu, bahar güneşinin ısıttığı deniz kenarında bir şehir diye bulmacalarda dokuz harfli bir kelime çıkarsa karşınıza, hiç çekinmeden Barselona yazabilirsiniz

Barselona, Gaudi demek, Dali, Picasso demek, deniz, kum, güneş, geniş caddeler, tapas, paella demek ama aynı zamanda Messi ve arkadaşları yüzünden futbol da demek. Son yıllarda Barselona'ya ayak basanlar için şehri keşfetmenin ilk duraklarından biri Barselona şehrinin iki kulübünden biri olan FC Barcelona'nın stadı Camp Nou. Anlamı 'Bizim saha' olan Camp Nou, yapıldığında Barselona'nın banliyösünde kabul edilirken bugün başta üniversite olmak üzere yoğun yapılaşma yüzünden kalabalık Les Corts bölgesinde tarihi bir mabet gibi yükseliyor. Peki Camp Nou'da nasıl maç izlersiniz? Real Madrid ile oynadıkları El Clasico dışında Xavi-İniesta, Neymar, Messi'li Barcelona'nın maçlarına bilet bulabilmek sanıldığı kadar zor değil. 80 bin kapasiteli stadyumda Katalan halkı sezon başında çok makul fiyatlara aldığı kombinelerini her maçta kullanmıyor. Barcelona kulübü maç haftasında "Bu hafta gelmiyorum. Koltuğumu satın" diyen üyelerinin Camp Nou'daki koltukları için bilet basıyor ve maçtan bir gün önce ve maç günü stadyum kompleksi içinde yer alan gişelerde satışa çıkarıyor. Lig maçlarında 50 ile 70 Avro arasında değişen fiyatlarla satılan bu biletlerle belki tribünlerin ilk katında Messi'ye dokunma mesafesinden maç izleyemezsiniz ama Camp Nou'nun büyülü atmosferini yaşayabilmek için bundan daha iyi bir fırsat da yok. Barselona'ya gittiğiniz hafta takım deplasmandaysa Camp Nou'yu yine de pas geçmeyin. Stadyumun içinde yer alan müze, Barselona'da Picasso ve Dali müzelerinden bile fazla ziyaretçi çekiyor. Modern müze tekniklerinin uygulandığı ve dijital medyayla zengileştirilen bu turda iki katlı müzeyi geziyor, ardından soyunma odaları görüyor ve sahaya adımınızı atıyorsunuz. 'Barcelona Experience' adı verilen tur, kulübün her daim kasalarında uzun kuyruklar olan resmi ürünleri satan mağazası Botiga'da son buluyor. Barcelona'nın bu sezon giydiği üç forma arasında en çok satan, Katalan bayrağının renkleri olan sarı-kırmızının kullanıldığı forma. İsminizi de sırtına yazdırabildiğiniz formalar 120 avro'ya mal oluyor. Mağaza içinde ürün çeşidi başınızı döndürebilir, bir bebeğin tüm ihtiyaçlarını da üzerinde Barcelona damgalı ürünlerden dizebilir, mağazının bir köşesinde takımın yıldız oyuncularıyla kolkolaymışçasına fotoğraf çektirebilirsiniz. Maç biletini stadyum gişesi yerine internetten de alabilmek mümkün. Kulübün resmi sitesinden aldığınız bileti, stadyum gişesinde bastırıyorsunuz. Bir diğer yol, konser ve maç biletlerinin biraz daha yüksek fiyata satıldığı viagogo sitesi. Buradan aldığınız biletleri, Barselona'da kaldığınız otele özel kurye ile yollayan site, bilet elinize geçtiğinde kredi kartınızdan gerekli ödemeyi çekiyor. Camp Nou'da üst katlarda maç izleyeceksiniz kondisyonlu olmanız da yarar var çünkü kale arkalarındaki dördüncü kata bitmek bilmeyen merdivenlerle çıkıyor ve nefes nefese kalarak yerinizi aradığınızda oraya nasıl çıktıklarını anlamadığınız 80 yaşlarında sıkı Barcelona taraftarı Katalanlarla karşılaşıyorsunuz. Camp Nou'da sigara içmek yasak. Barcelona kulübü, devre aralarında stadyum kapılarından 15 dakikalığına sigara molası için dışarı çıkanlara kağıt bileklikler takıyor ve dönüşte bu bilekliği görevliye teslim ediyorsunuz. Barselona'da bir lig maçına, başlangıç saatinden yarım saat önce gitmek yeterli. 100'den fazla kapısı olan stadyuma giriş de, çıkış da çok rahat ancak 70-80 bin kişinin dört koldan terk ettiği stadyum dışında bir saate yakın taksi beklemek istemiyorsanız, şehir merkezine doğru uzun bir yürüyüş ya da 10 dakika mesafade metro hattı sizi bekliyor.
ŞEHRİN 95 YILLIK KAHVECİSİ: EL MAGNİFİCO
İspanya tapas demek. Kuzeyde Bask bölgesinde ve Madrid'de çok daha yaygın olsa da Barselona da tapas konusunda iddialı. Cal Pep de tapas deyince ilk akla gelen mekanlardan. Ancak dükkanın bir problemli var. Salı ve cuma günleri arasında öğle ve akşam servisi var, pazartesi öğlen kapalı, sıkı durun cumartesi akşamları da yoğun talebe rağmen dükkanı açmıyor patron. Pazar günleri zaten yoklar, ağustos ayının son üç haftası da kepenkleri indirip tatile gidiyorlar. İşte geriye kalan zaman diliminde Cal Pep, şöhretinin hakkını veren bir tapasçı. İstanbul'un Galata'sı denilebilecek El Born bölgesinde. Barselona'da son yılların en gözde semti olan El Born, butikler, kafeler ve restoranlar cenneti. Bölgenin hakkını vererek gezebilmek için dört saatinizi ayırmanız gerekli. Soluklanmak istediğinizde ise 1919 yılında açılmış bir kahvecide mola vermek en iyi fikir. El Magnifico, Barselona'nın efsane esnaflarından. Dünyanın dört bir köşesinden gelen kahve çekirdeklerini gözünüzün önünde kavuruyorlar. Şehrin en iyi espresso'su bu dükkanda çünkü tezgahın arkasında duran alımlı genç kadın, İspanya'nın en iyi barista'sı seçildi.
SALAMANCA'DA PAELLA
Madrid gibi Barselona da ülkede çok fazla göç alan şehirlerden biri. Galiçyalılar, deniz ürünlerinde usta olduklarından Madrid'in arka sokaklarında çok sayıda balık restoranı açmış. Barselona'da ise Salamancalı bir aile yıllardır denizden babam çıksa yerim dedirtiyor insan. Adres kolay. Uruguay lokantası La Malandrina'yı bulduysanız sadece 50 metre yürümeniz gerekli. Şehir merkezine yakın olan Salamanca, deniz ürünleri sevenler için bir cennet. Dükkanın geçmişi çok eski ve en az 30 yıldır burada çalışan usta garsonların tavsiyelerine uymakta yarar var. Kızarmış pardon biberi, İspanyol sofralarının değişmezi, size mutlaka kabuklu deniz ürünlerinin olduğu bir tepsiyi tavsiye edecekler ancak masanız beş-altı kişinden oluşmuyorsa bu tepsiden uzak durmakta yarar var. Paella'yı sahiplenen Valencia halkıdır ama Salamanca'da en az iki kişi için hazırlanan deniz ürünlü paella, Barselona dönüşünde rüyalarınıza girecek kadar lezzetli. Gelecek hesabın Boğaz'daki bir balıkçıdan çok daha düşük olacağına garanti veririm. Finali ise Creme Catalan ile yapmakta fayda var. Şehirde her restoranın hakkını verdiğini söylemek zor ama Salamanca'da Fransızların Creme Brulee dedikleri bu tatlıyı layığıyla yapıyorlar.
GİZLİ ADRES: URUGUAYLI LA MALANDRİNA
Şehrin bir sır gibi saklanan ve halkın turistlerle ismini pek paylaşmadığı bir restoran var sırada. La Barceloneta, Barselona'nın en eğlenceli bölgesi, sahilde şık restoranlar, casino, lüks oteller ve yürüyüş parkurları var ama hemen yakınında Almirall Cervera sokağında ancak dikkatli gözlerin bulabileceği bir et cenneti var. La Malandrina, Barselona'da görüp görebileceğiniz en salaş dükkanlardan biri. Rezervasyon kabul etmiyorlar ve eğer boş masa yoksa, kapıda adınızı yazdırıp sıra bekliyorsunuz. Menüleri basit. Et ve şarap. Uruguaylı ailenin işlettiği La Malandrina'nın en büyük artısı muhteşem etleri çok uygun fiyata satması. İstanbul'un meşhur steakhouse'larında gelen hesapların dörtte birine harika bir sofra kurabilirsiniz. La Malandrina, Pazartesi günleri kapalı ve adisyonu uzattığında garson kredi kartı kabul etmiyor.
FERRAN ADRİA VE LA BOQUERİA
Barselona bir gastronomi cenneti. Katalan mutfağının yanı sıra dünyanın farklı yerlerinden gelen şeflerin açtığı restoranlarda farklı lezzetleri keşfetmek mümkün. 2013'te dünyanın en iyi restoranı seçilen El Celler de Can Roca, şehir merkezinde değil ancak Girona kasabası, Barcelona'ya en fazla bir saat uzaklıkta. Yemek yapmayı annelerinden öğrenen üç kardeş Joan, Jordi ve Josep'in mükemelli aradığı ve doğrusu bulduğu da El Celler de Can Roca'da yer bulabilmek için aylar öncesinden rezervasyon yaptırmak lazım. Ferran Adria, şehrin ve ülkenin efsane şefi. Uzun yıllar boyunca dünyanın bir numaralı restoranı olan El Bulli'nin mutfağında devrim üstüne devrim yapan Ferran Adria, sürpriz bir kararla restoranını kapatmıştı. Üç Michelin yıldızlı restoranlarda yer bulmak zorsa peki nerede farklı ve özel lezzetler bulacaksınız? Şehrin efsane pazarı La Boqueria'dan başlayalım. Barselona'nın Bağdat Caddesi, Paseig de Gracia ise İstiklal Caddesi, La Ramblas'tır. Pazarda 100'den fazla tezgah var ama artık kült olmuş dükkan El Quim. Pazar günleri pazar, Pazartesi günleri de El Quim kapalı olduğundan kalan beş günde sabah erken saatlerde pazarın kapandığı 17:00'ye kadar bu rezervasyon almayan, alması da mümkün olmayan mekanı ziyaret edin. Çevrenizde pazar tezgahları var ve siz, yüksek 15 tabureden oluşan El Quim'in büfesinde üç Michelin yıldızlı restoranlarda gelen tabaklar kadar lezzetli ve özenle hazırlanmış menüyü tadacaksınız. El Quim, dükkanın sahibinin adını taşıyor aynı zamanda. Barselona şehrinde bir efsane haline gelen El Quim, 1987 yılında açtığında 3 metrelik bir tezgahı olan ve aynı anda ancak beş kişinin yemek yiyebildiği büfesinde, La Boqueria'ya gelen deniz ürünleri ve sebzelerden harikalar yaratıyor. El Quim'de oturacak bir tabure bulduğunuzda siparişiniz gelmesi en fazla beş dakika sürüyor. Bu süre içinde 10 metrekarelik alanda dört şefin farklı ocaklarda nasıl uyum içinde çalıştıklarını izleyin. El Quim'de ödeyeceğiz ortalama hesap 25-30 avro.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.