İznik

Gölüyle Osmanlı, Selçuklu mimarisinden kalma yapılarıyla ve dünyaya nam salan ünlü çinisiyle İznik sadece yerli değil, yabancı turistin de ilgisini çekmeyi başarıyor. Orhangazi yolundan, zeytin ağaçları arasından geçip varıyorsunuz İznik'e... Tarih, sanat, doğa... Üçü iç içe bu ilçede... İznik Gölü'nün kenarındaki restoranlardan birinde oturup, balık yemek için bile İznik'e gitmeye değer. Gölün etrafındaki restoranlarda yayın balığı ve levrekten öyle lezzetli tarifler var ki insanın canı çekiyor, duyunca bile iştahı kabarıyor. Balığınızı kendiniz de yakalayabilirsiniz. Etrafta birçok olta satan dükkan var. Ama tatlı suda balık yakalamak hiç de kolay değil. Bütün gün olta sallasanız bile boş çıkabiliyor. Gölün etrafında restoran dışında mesire yerleri de var. Serin örtünüzü yere, mangalınızı yakın ve bahar ayının gelişini piknikle yakalayın. Bu arada söz konusu göl olunca balık yiyin dedik ama merkezdeki Köfteci Yusuf'a uğramamak da olmaz. Köftesi kadar kendi yaptığı sucuğu da meşhur. İznik denilince tabii akla ilk çini geliyor. Geleneksel çini sanatı günümüzde İznik'te yaşatılmaya devam ediyor. Üstelik aynı malzemeler kullanılıyor ve aslına sadık kalınarak bir sanat dalı ayakta kalıyor. İlçede onlarca sanat atölyesi var. Atölyelerde sadece yerli turistler de yok. Yabancılar çoktan keşfetmiş burayı. Özellikle de sanat tarihi öğrencileri dünyanın farklı yerlerinden İznik'e geliyor. Sadece onlar da değil... Koleksiyonerler de evleri için özel sipariş vermek için İznik'in yolunu tutuyor. İznik'te kilise ve camileri gezmeye bir gün ayırsanız yeridir. Yeşil Cami, Kırgızlar Türbesi, Sarı Saltuk Türbesi, Aziz Tryphonos Kilisesi görülmesi, gezilmesi gereken yapılardan bazıları. Camilerdeki çini örneklerini görünce insan kendinden geçiyor. Tarihi 8. yüzyıla kadar uzanan ve ismini Meryem Ana'nın ölümünü tasvir eden fresklerden alan Koimesis Kilisesi de uzun zaman geçirebileceğiniz bir başka mimari örneği.
KÖYDE DE KONAKLANABİLİR
Gölün etrafında yürüyüş yapmak çok zevkli. Ama İznik'te yürüyerek keşfedilmeyi bekleyen bir de şirin mi şirin köy var: Eski Yeşilçam filmlerine de evsahipliği yapan Sansarak Köyü. Kemal Sunal'ın Davacı filminin de çekildiği yer burası. Dört saatlik parkur boyunca da şelaleler, göletler karşınıza çıkıyor. Çevrede konaklayabileceğiniz pansiyonlar da var. Ama merkezde, İznik Kalesi'nin manzarasına karşı konaklamanın keyfi başka.