Bağ evinde bir gün

Bu hafta kendinize bir değişiklik yapıp uçsuz bucaksız tarlaları seyredalıp, biraz kafa dinleyip, biraz huzur bulup biraz da şarap konusunda bilgilenmeye ne dersiniz? Ben geçen haftasonumu böyle değerlendirdim. İstanbul'a yaklaşık bir buçuk saat uzaklıkta Tekirdağ'ın civar köylerinden birine konuşlanmış bir bağ evinde... Hasat zamanını birkaç haftayla kaçırdım belki ama sonrasında üzümün, asmadan kadehe uzanan yolculuğuna tanıklık etmek, hikayelerini dinlemek, aslında aynı bağdan toplanan üzümlerin bile nasıl farklı tatlarda olabildiğini deneyimlemek, Türkiye'deki üzümler hakkında bilgi sahibi olmak ve sonrasında da geçen senelerin hasatıyla şişelenmiş şarapları tatmak oldukça keyifliydi. Barbaros Bağ Evi, Tekirdağ'ın Barbaros köyü sırtlarında olduğu için bu ismi almış kendine. 2001 yılında 230 dönüm arazide organik ve biyodinamik tarımı esas alarak 'topraktan alınanı tekrar toprağa geri vermek' felsefesiyle yola çıkmışlar. Can Topsakal'ın kurduğu bu bağlarda yetiştirilen Cabernet Sauvignon, Merlot, Syrah, Grenache, Mourverde gibi uluslararası üzümler ile en son teknolojinin kullanıldığı tesislerde 'şato tarzı' üretim yapmaya başlamışlar. Duyduğumuz terimler kimi zaman yabancı gelse de hepsini tek tek açıklıyorlar, sorularımıza hiç sıkılmadan yanıt veriyorlar. Öğrendiğimize göre güneşin ısısı ve denizin serinletici özelliği sayesinde burada yetişen üzümler dünya standartlarında oluyormuş. Ayrıca Fransa'nın önemli şatoların da danışmanı olan Fransız önolog Xavier Vignon bağın kontrolünü ve şarap yapımını kendisi yönetiyormuş.
BAĞ EVİNDE HAYAT
Bağ evinde hayat, sabah erkenden civar köylerden alınan ballar, kaymaklar, reçeller, peynirlerle doğal hayatın ortasında doğal bir ziyafet eşliğinde başlıyor. Sonrasında hava şartlarına göre bağ gezisiyle devam ediliyor. Bağları gezerken yetişen üzümler, toprak yapısı, iklim konusunda bilgi alırken bir taraftan da bu etkenlerin üzümlere ve şaraplara olan etkilerini de öğrenebiliyorsunuz. Sonrasında toplanan hasatın, nasıl salkımlarından ayrılıp, preslenip, fermantasyon tanklarına konulduğuna tanık oluyorsunuz. Devamında da mahzende fıçılarda bekletilen şaraplar hakkında da bol bol bilgi alabiliyorsunuz. Üzümün, kadehe girene kadar olan serüvenini öğrendikten sonra tadım başlıyor. Akşam mutfaktan yükselen nefis barbekü kokuları eşliğinde hangi yemekle hangi şarabın iyi gittiğini tadım kadehlerinde gün batımına karşı şaraplarımızı yudumlarken öğreniyoruz. Akşam ise şömine başında, ev ortamında keyifli bir sohbet bizi bekliyor. Bağ evinden ayrılırken de tadını beğendiğiniz şarapları satın alarak evinize dönebiliyorsunuz.

YANINIZA KALIN KIYAFETLER ALIN
Barbaros Bağ Evi'nin dokuz odası bulunuyor. Sonbaharın tüm renklerine uyanmak için teraslı olanları tercih edebilirsiniz. Odalar oldukça konforlu.
İstanbul'dan 1,5 saatlik bir araba yolculuğu sonunda Tekirdağ'ın Yazır köyü Karaağaçlık mevkiindeki bağ evine ulaşıyorsunuz.
Bağlarda rahatça gezebilmeniz için yağmur çizmesi, akşam saatlerinde havanın oldukça soğuk olduğunu düşünerek kalın kıyafetler ve doğayla iç içe geçireceğiniz uzun bir gün için kitap, dergi, mp3 player almanızda yarar var.