Narköy'e gidiyoruz!

'İstanbul'un yanı başında' sloganı inşaat ve emlak şirketlerinin içini boşalttığı bir slogan oldu. Ormanın içinden yarı düş, yarı uyku halinde geldiğim Narköy ise yeni yaşa merhaba demek için doğru adresti. Doğum günümde sevdiğim dostlar güzel bir sürpriz hazırlamış. Her seyahati ince ince planlayan biri olarak gözleri kapalı gittiğiniz bir seyahatten keyif olmak kolay değil. Ancak köprüden Anadolu yakasına geçip İzmit yönüne giderken sürekli tahmin yapmaktan yorulup kaderime teslim oldum. Kerpe, Kefken ayrımına gelince uyandım. Gözümü tam olarak açtığımda orman içinde bir köye geldiğimizi gördüm. Çevredeki ahşap binalar, ayaklarını toprağa dokunarak tutunuyordu.
KAHVALTININ KOKULARI
'Nar Anne' olarak bilinen Nardane öğretmenin (Nardane Kuşçu) Narköy'ünde kahvaltı sıcaklığında dostlar toplamış, kuş sütü eksik sofraya. En sevdiğim öğündür kahvaltı. Damağın güne ilk temasıdır. Mutlu dokunuş, geçiştirilmiş gün hissinden uzaklaştırır beni. Hayat boyu 'pazartesi sendromu' yaşamamış olmamın sırrı, belki de her pazar yaptığım güzel kahvaltılar oldu. Kızarmış ekmekler, peynirler, reçeller, sıcacık sobanın ışıltısı, erken kalkmaktan hoşlanmayanların bile gözlerinin içi gülüyor. Kahvaltı sonrası güneşe teslim olup çiftlikten çok yaşam merkezine benzeyen Narköy'ü gezmeye çıkıyoruz. Narköy, kurucusunun zengin gönlü ve ufkunun yanı sıra gönüllülerin desteği ile ayakta duruyor. Narköy'e dünyanın pek çok yerinden doğa ve toprak dostu insanlar geliyormuş. Tohumdan toprağa, gübreden toplamaya her aşamada müthiş bir emeğin olduğu köyde çok özenle devam ettirilen bir gelenek var. Kıl çadırlarda hep beraber yemek yiyorlar. Bazen altın çilek, bazen yumurta, bazen de türlü türlü domateslerle kendinizi ödüllendiriyorsunuz. Hayvanlar niyet okumayı bilir. Boyumdan uzun çoban köpeği öylesine atılıyor ki boynumuza, sevmeden yolumuza devam edemiyoruz. Yeni doğmuş buzağılara kadınların ve çocukların ilgisi büyük. Kuzular ve keçiler selamlıyor bizi ve belki de görmediğimiz pek çok hayvan... Çoban köpekleri arkadaşlarını bekliyor, misafirlere sıcakkanlı, kötü niyetlilere düşman... Güvenlik onlara emanet. Yani çiftliğin güvenliği de gübreleri, tohumları gibi organik.
MANTAR YOLCULARI HAZIR
Ardından mantarları keşfedeceğimiz doğa yürüyüşü başlıyor. Benim içim kıpır kıpır, kimi görsem yüksek sesle laf atıyorum. Arkadaşlar karşımıza çıkma ihtimali olan ceylanları kaçırdığımı söylüyor. Toprak alabildiğine zengin. Yürüyüş sırasında böğürtlenler, üzümler dalını yolumuza uzatınca geri çeviremiyoruz. Mantarları seçmenin yüzyıllara dayanan bir gelenek olduğunu keşfediyoruz.

"AİLE BOYU ORTAK RÜYA"
Her şey konsept ve organik tarım yöneticisi 'Nar Anne' olarak bilinen Nardane Kuşçu'nun uzun yıllardır hayali olan eğitim çiftliği fikri ile oğlu Ozan Kuşçu'nun hayali eğitim oteli fikrinin buluşmasından doğuşuyor. 1.5 yıldan bu yana hizmet veren Narköy; insanın doğaya bağlı kalmasını prensip edinerek hizmet veriyor. Ormana, ağaçlara, toprağa, gökyüzüne farkındalık yaratacak perspektiflerden oluşan, sürdürülebilir yaşam modellerinin geliştirildiği, ekolojik yaşamı yakından tanımayı ve deneyimlemeyi isteyen herkesin faydalanabileceği bir 'eko-otel' olan Narköy, aynı zamanda bir organik tarım çiftliği ve eğitim yerleşkesi... Sürdürülebilir enerji kullanımının esas olduğu Narköy'e ait yapılar, düşük karbon ayak izine sahip hafif çelik sistemi ile inşa edilerek, her ölçekte geri dönüşümlü ve doğal içerikli malzemelerle oluşturulmuş.
İPEK YOLU ÜZERİNDEKİ LİMAN
Narköy; tarihte İpek Yolu üzerinde bulunan limanlardan olan Kerpe'ye 3 km. mesafede, üç tarafı ormanlarla çevrili 100 dönüm arazi üzerinde konumlanıyor. Çağdaş bir çiftlik ve otel mantığıyla hizmet veren Narköy, 14 odasının yanı sıra; aile ve grup konaklama üniteleri, yörük çadırı, organik çiftlik yemeklerinin pişirildiği ana restoran, açık ve kapalı derslikler, organik tarım çiftliği ve muhteşem bir orman ile konuklarını ağırlıyor. Doğanın kalbinde tatil yapmak, çiftlik hayatını deneyimlemek, çeşitli eğitim, aktivite ve atölye çalışmalarına katılmak için ideal bir yerleşke olan Narköy; doğanın getirdiği kıstas ve sunduğu olanaklarla şekillenmiş, coğrafyasına saygılı, yöresel ve çağdaş bir yaşam alanı olarak öne çıkıyor.