Karaburun, gizli cennet

Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke. Fakat denize küs yaşadığımızdan, bu güzellikten nasibimizi alamadan yaşıyoruz. Ve hatta o kadar nasiplenemiyoruz ki balık bile yiyemiyoruz. İnsanlar yaşadığı kötü deneyimler yüzünden balık restoranlarına gitmeye korkuyor. Haksız da sayılmazlar, Boğaz'da iki kişilik balık ziyafetinin maliyetinin 200 TL'yi aştığı oluyor. Üstelik bu fiyatları ödeseniz de istediğiniz lezzeti yakalamanız garanti değil. Ben bu sıkıntılardan Karaburun'u keşfedince kurtuldum. Aslında çoktan keşfetmiş olmam gerekirdi ama sanırım biraz geç fark ettim. İlk kez riskli bir kutlama için gittim. Ancak referans sağlam olunca risk oranı düşüyor. Ben de güvenilir bir Kayserili dostumdan aldığım bilgiyle yola çıktım. "Karaburun" adı aslında Türkiye'nin pek çok yerinde yaygın olarak kullanılıyor. En tanınmışı İzmir Karaburun olmasına rağmen, İstanbul'un da Karadeniz'e bakan adı Karaburun olan bir limanı varmış. İşte o Karaburun'un uzun bir kumsalı ve balıkçıların sığındığı harika bir limanı mevcut. İklimi İstanbul'dan 5 derece soğuk, her zaman rüzgar ve sıkça gelen yağmur bulutlarına açık olduğunu da hatırlatalım. Yani günlük güneşlik İstanbul'dan çıkıp sis ve yağmur dolu bulutlarla karşılaşmak sizi şaşırtmasın
KUMSAL VE LİMAN
Eğer erkenden yola çıkarsanız limanda sıra sıra dizilmiş balıkçı tezgahlarında, henüz denizden dönmüş, ertesi güne hazırlık yapan balıkçıları yakalayabilirsiniz. Karaburun'da restorana oturmadan limanda ve sahilde bolca fotoğraf çekebilirsiniz. Ayrıca güzel yürüyüş rotaları da var. Dalgakıranda hırçın dalgalar, sahilde ayak izleri, gün batımı, balıkçıların enfes görüntüleri Facebook ve Instagram hesabınızda çok hoş duracak. Baştan söyleyelim, yüzlerce beğeni almanız işten değil. Rengarenk balıkçı tekneleri ve kayıklar dalga kıranların arkasına saklanmış bekliyor... Kumsalda fotoğraflar çekmek için her hava koşulunda malzeme var. Üstelik otoparkın hemen önünde bir de çocuk parkı var. Yani çocuklu aileler için sadece sahil yürüyüşü ve yemek değil, çocuklar için de etkinlik planlamak da mümkün.
SIRA DIŞI LEZZETLER
Karaburun'da denizden henüz çıkmış balıkları, deniz ürünlerini yiyebileceğiniz restoranlar da mevcut. Benim elbette bir favorim var. Ama yazıp yazmamakta teredüt ediyorum. Çünkü henüz çoğunluk tarafından keşfedilmemiş bir mekan. İşi bilen çoktan müdavim olmuş tabii, hafta sonu müşteri kalabalığına bakarsanız, bizim ekstra methiye düzmemize gerek yok. Yolunuzu düşürürseniz işte size adres; Terkos Gölü'nün komşusu Karaburun Limanı'nda Hanımeli Restoran sıra dışı lezzet ve servis kalitesine sahip. Yediğiniz her lokmanın tadı damağınızda kalacak.

TABELA UZMANI OLUN
Bence Türkiye'de yol tabelalarını, araba sürmeyen birileri hazırlıyor. Bu nedenle son anda sürprizle karşılaşmamak için dikkatli olun. Önce TT Arena önünden geçerek Kemerburgaz yoluna sapın. Sonrasında sadece yolu takip edin hiç bir yere sapmayın. Göktürk'ü ve Kemerburgaz'ı geçin. Karaburun tabelasını görene kadar yol yapım çalışmalarının sürdüğü otobandan ayrılmayın. Otobandan Karaburun tabelasıyla ayrılın. Arnavutköy üstünden Karaburun ve oradan da limana ulaşın.
LAHANA GİYMİŞ PALAMUT
"Karadeniz'de balıkların adı hamsi ile akrabalığına göre belli olur" demişler. İstanbul'un hemen yanıbaşında Karaburun Limanı'nda Hanımeli Restoran'da denizden çıkan her şey güzel. Ancak Lahana yaprağına sarılmış yatan Palamut'un tadı bir başka oluyor. Ayrıca 'kuyu kalkan'ın tadı nefis. Ancak mevsiminden önce yemenin bedeli var! Genelde fiyatlar oldukça uygun. Kişi başı, içki dahil 60 - 70 TL civarında bir ücretle rahatlıkla doyarsınız. Balık fiyatları günlük, lezzetleri müthiş. Unutmadan bir de kalamarın tadı muhteşem. Umarım siz de bizim gibi ikinci kez gitmeyi arzularsınız. Şimdiye kadar önerdiğim arkadaşlarımdan memnun olmayan yok.