Avrupa'nın yıldızları

Seyahat için en sevdiğim yerlerden biri Barselona. Orası kendimi çok rahat hissettiğim bir yer, ruhu olan bir şehir, sanata düşkün, estetik. Modernizm ve tarih arasında çok güzel bir dengeye sahip. Deniz ürünleri konusunda çok iyi ve keyif alınacak mekânlar var, bu mekânlar hep içten ve samimi hatta bunlardan bir tanesi bizim mağazamızın bulunduğu El Born bölgesinde yer alıyor, Picasso Müzesi'ne doğru giderken rastlayacağınız, tapaslarıyla dünyaca ünlü olan Cal Pep. Özellikle öğle saatlerinde kapısında kuyruklar olan bu mekânın sahibi olan Pep'in bizi bekletmeden elleriyle servis yapmasından daha samimi ve keyifli bir şey olamaz. W Hotel kalmak için tercihimiz, sangria tabii ki oraya gittiğimizde özellikle de sıcak günlerde tercih ettiğimiz içki. Gaudi'nin eserlerini görmek her zaman keyif veriyor. Lüks alışveriş için Passeig de Gracia şehrin en iyi caddesi, yaratıcı tasarımlar için ise El Born es geçilemez. Bir diğer sevdiğim şehir ise Avrupa'nın yükselen trendi Bükreş. Oraya gittiğimde Radisson Blue veya Grand Marriott'ta kalmayı tercih ediyorum, Romen yemeklerini seviyorum, en iyisini Caru cu Bere'de yemek mümkün, eğer iş için gitmişsem oradaki mağazalarımızda çalışan ekibimiz Türk mutfağını tatsın diye Divan Restoran'a gitmeyi severim, keyif için oradaysam göl kenarında Casa Di David'e giderim. Yemek sonrası için önerim yüzlerce kafe ve barın yer aldığı tarihi şehir merkezi. İş ve tatil için bir başka tercihim Londra. Alışverişin başkentlerinden biri olan Londra'da tüm markalar ve tasarımcılar için doğal bir podyum ve görsel bir şov var. İnsan ister istemez o enerjiden, o cıvıltıdan etkileniyor. Dünyanın bütün kültürlerinin buluştuğu bir kent Londra. Ve bu durumun şehir üzerindeki yansımasını görmek mümkün. Dorchester veya Berkeley Hotel tercih ettiğim oteller arasında. Her seferinde olmasa da mutlaka bir Broadway şovu izlemeye çalışırım. Fortnum Mason çay saati için Zuma ise akşam yemeği için favorilerim arasında. Son olarak yine kısa ve keyifli bir destinasyon olarak Berlin var. Avrupa'nın en güçlü ülkesinin başkenti, o gücü çok iyi yansıtıyor. Berlin'de birçok yerde Türklerin imzasına rastlamak mümkün. İsterseniz Türkiye'yi isterseniz Almanya'yı yaşıyorsunuz. Bread and Butter zamanı giderseniz sokakların bir podyuma dönüştüğünü görebilirsiniz. Michelin yıldızlı Grill Royal'da yemek yerseniz ünlü isimlerle karşılaşabilirsiniz. Görülmesi gerekenler arasında Reichstag Kubbesi benim için ilk sırada. Berlin Filarmoni Orkestrası ise muhakkak bir kere dinlenmeli. Alışveriş için Friedrichstadt Meydanı'nda gezilebilir. Alexanderplatz da mutlaka görülmeli. Otel olarak tercihim ise genelde Regent Berlin'den yana oluyor.
SÜLEYMAN ORAKÇIOĞLU