Pazar 08.03.2015

Akdeniz'in Anka Kuşu Beyrut

Lübnan'ın başkenti Beyrut, 1975 yılından bu yana yaşanan savaş ve çatışmalar nedeniyle sekiz kez yenilenmiş bir şehir. Türkiye'ye şaşılacak kadar çok benzeyen Beyrut; ulaşımının kolaylığı, tarihi yapısı, sahili, alışveriş ve eğlence mekanlarıyla yeni tatil rotanız olmaya aday

1975 yılında çıkan iç savaştan bu yana sekiz kez yıkılıp yeniden inşa edilmiş Beyrut. Her defasında dönüşü muhteşem olmuş. İkinci kez geldiğim Beyrut'ta bu defa Intercontinental Phonesia ( Fenike) Beirut Hotel'de kalıyorum. Beyrut'un en popüler ve şık otellerinin başında geliyor Phonesia. Odamın penceresinden 2005 yılında bir suikast sonucu öldürülen Refik Hariri'nin öldürüldüğü noktaya dikilen anıtı izlerken, artık çatışma ve savaşların son bulduğu keyifle kanatlanıp uçabilen bir Beyrut geçiyor gönlümden...
GURME, EĞLENCE VE TASARIM KENTİ
Beyrut'un merkezi 25 km. çapında yani yürüyerek rahatlıkla gezilebilir. Bizim Karaköy, Beyoğlu, Cihangir, Nişantaşı ve Şişli'yi içine alacak ve karakter olarak da bu bölgelere pek benzeyen beş popüler mahallesi var: Mar Mikhael ağırlıkı olarak Türkiye kökenli Ermenilerin yaşadığı bir mahalle. Son yıllarda bar, cafe ve club'larla farklı bir cazibe merkezine dönüşmüş. Daha eski bir eğlence caddesi olan Gemmayze Caddesi'nin devamında yer alan Mar Mikhael, ara sokaklarında açılan yeni mekanlarla cidden çok keyifli zaman geçirilecek bir bölge. Gemmayze yan yana sıralanmış lokanta, bar ve nargile kafeleriyle, özellikle gece şehrin en canlı caddesi. Artık bir klasik haline gelmiş Dragonfly bar hâlâ eskisi kadar sıcak bir mekan. Yeni açılan mekanlardan Urbanista, küçük tasarım objeler satılan bölümü, ambiyansı, cool sahibi ve menüsüyle dikkat çekici mekanlar arasında girmiş. Ama benim hâlâ en favori mekanım esnaf lokantası Le Chef. Bütün bu mahalleri yürüyerek gezerken, bir yandan oryantal etkili Akdeniz mimarisinin şahane örnekleri öte yandan modern tasarım rezidanslar arasında farklı duygu ve düşünceler arasında gidip gelmemek imkansız. Sırf bu duyguyu yaşamak için bile Beyrut'a gidilir. Ashrafieh bu kaosun hissedilebileceği en hoş mahallesi Beyrut'un; aradan fırlayıp giden plazalara rağmen antikacıları, tasarım mağazaları, yerel mahalle dükkanları, lokantaları ile hâlâ kentin ruhunun saklı olduğu bir mahalle. Ashrafieh'de dolaşırken kesinlikle uğranması gereken lokantaların başında Lisa Restaurant geliyor. Lübnan mutfağını en lezzetli biçimde deneyimleyebileceğiniz, yerel unsurlarla modern biçimde dekore edilmiş son derece hoş mekanın, servis hızı ve kalitesi de ayrıca dikkat çekici. Çıkışta satılan baldan da almayı unutmayın derim. Beyrut Souk, şehrin en lüks markalarının, ev ve ofislerinin yer aldığı bölge. Souk, Beyrut yerel mimarisinden yola çıkılarak yeniden yapılmış hayli şık bir mahalle, parlamento, belediye, kamu binaları, borsa, uluslararası kuruluşların temsilcilik binaları vb. yer aldığı bölgede neredeyse bütün lüks dünya markalarının ve Lübnanlı tasarımcıların şık mağazalarını bulmak mümkün. Tabii bir şeyi hatırlatmak lazım ki o da şehir hâlâ çok gergin. İsrail'le yaşanan son çatışmanın ruh hali devam etmekte. Ülkeye giriş yaptığınız andan itibaren ( İsrail vizesi olanlar için gümrükte sorun çıkarılabiliyor, önlem almanızda yarar var), sokaklarda da devam eden aşırı güvenlik hali bazen yadırgatıcı olabiliyor. Masumane biçimde fotoğraf çekerken birden bir askerin uyarısıyla karşılaşabiliyorsunuz. Ya da girmek istediğiniz bir sokağın bir süreliğine kapatılmış olduğunu görebilirsiniz. Bunlara takılmazsanız Souk'un tadını çıkarmak daha kolay olur. Beyrut Souk'un hâlâ en dikkat çeken noktalarından biri hip otel Le Gray. Gerek giriş kattaki kafesi gerekse 6'ncı kattaki Indigo le Ray restaurant lezzet ve şıklık açısından tavsiye ederim. Abdel Wahab yine bu bölgede yer alan Lübnan mutfağı konusunda lezzet, kalite ve makul fiyatlarıyla yıllardır çizgisini korutan bir lokanta. Şehir merkezinde bulunan ve Beyrut gece hayatının alamet-i farikası haline gelen Music Hall kesinlikle gidilmesi gereken bir eğlence mekanı. Eski tarz bir gazino gibi dekore edilmiş mekan, kapanana kadar canlı sahne showlar'ı ve dj müziği ile eğlenceyi garanti ediyor. Hamra: Beyrut'un retro alışveriş caddesi. Zaman 70'lerde dondurulmuşcasına, eski ama ruhlu bir cadde. Eski kumarhaneler, evler ve mağazalarla bir zamanki şaşaasını hâlâ hissettiren cadde, şimdilerde daha çok mahallelinin alışveriş caddesine dönüşmüş.
BEYRUT'UN KORDON'U KORNISH
5 yıldızlı oteller bölgesi Saint George Bay'de kalıyorsanız Zaitaunay Bay Marina'da zaman geçirmenizi ve Karam Al Bahr Balık Lokantası'nda tuzda balık ve mükemmel deniz ürünleri mezelerinin tadına bakmanızı öneririm. Yemekten sonra da bizim Kordon'a denk 5 km'lik sahil yürüme bandı Kornish'de Akdeniz'i seyrederek pek keyifli bir yürüyüş yapılabilir. Akdeniz'in deli dalgalarının biçimlendirdiği Güvercin Kayalıkları önünde selfie yapmaksa adetten.. Bütün bu mahalleler arasında yürümekten yorulduğunuzda taksi kullanabilirsiniz. Taksi bulmak çok kolay ama sakın 10 dolardan fazla ödemeyin, pazarlıktan kaçınmayın.
MUHAKKAK BU ÜÇ NOKTAYI GÖRÜN
Beyrut gezinizin bir gününü kesinlikle Biblos, Harissa, teleferik ve mağaralara ayırmalısınız. Mağaralar zaman zaman su altında kaldığı için ziyarete kapalı ama şansınızı denemenizde yarar var. UNESCO dünya mirası listesindeki antik Fenike liman kenti Biblos 7 bin yıllık tarihi ile muhakkak görülmeli. Yunanca'da Papirus anlamına gelen Byblos'a (İngilizce Bible sözcüğü, adını bu kentten almaktadır.) adını da yine Yunanlar vermiştir, çünkü büyük bir ticaret limanı olan Biblos zamanında papirus ticaretine hakim bir liman kentiymiş. Rehber eşliğinde gezmenizi önereceğim. Biblos zengin tarihi yanı sıra şahane deniz ürünleri lokantaları, küçük mağazaları ve Halil Cibran Kitabevi'yle keyifle zaman geçirilecek bir ören yeri.
BEYRUT'A ARTIK SABAH UÇUŞU VAR
Beyrut-Türkiye arasındaki turizm hacmi sürekli artmakta. Bu gelişmede de şaşılacak bir şey yok, birbirine bu kadar benzeyen ve çok da yakın olan iki Akdeniz ülkesinin bugüne kadar yakınlaşmamış olması tuhaf. İstanbul'dan Beyrut'a ulusal havayollarının tamamı uçuyor.
Giderken ve dön erken

Beyrut'a gitmeye niyet ettiyseniz, gezinizi perşembe- pazar olarak planlamanızı öneririm. Eğlence hayatı hafta sonu daha coşkulu. Gitmeden önce Amin Maalouf'un Doğu'nun Limanları'nı okumanızı ve Mardin Süryanisi bir aileden gelen yani akrabamız sayabileceğimiz kült şarkıcı Fairuz'u dinlemenizi öneririm. Fairuz, savaş dönemlerinde Lübnan'ı terketmemesiyle ayrıca gönüllere yer etmiş bir sanatçı. Harika Beyrut seyahatinizin dönüşünde ise keçi sütünden yapılan labne peyniri ve kuru baklava almayı unutmayın.

EKRANDA TÜRK DİZİLERİNİN HAKİMİYETİ
Merkezde 2 milyon, toplamda 4 milyon nüfusu var.
18 farklı mezhep bir arada yaşıyor. n Geçmişinde 14 farklı uygarlık barındırmış.
Lübnan Osmanlı egemenliğinde 400 yıl yaşamış.
Bugünki karakterini Fransız mandası iken kazanmış. Küçük Paris diye anılması o yüzden.
Hristiyanlar nüfusun yüzde 35'ini oluşturuyor.
Tüm TV kanallarında Türk dizileri izleniyor: Bu gecede 20 dizi demek.
Yunus Emre Kültür Merkezi'ne yoğun ilgi var. Beyrutlular Türkçe öğrenmek istiyor. n 15 bin Türk yaşıyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.