Festivaller şehri Valencia

MadrId ve Barselona'dan sonra İspanya'nın üçüncü büyük şehri olan Valencia; ülkenin aynı zamanda en büyük liman kenti. Birçok kültüre evsahipliği yapmış olan şehir, tarihi dokusunun bozulmadan günümüze kadar korunmuş olması ve kendine has yaşamıyla insanı cezbediyor. Valencia'yı keşfetmeye ilk olarak El Carmen (Eski Şehir) bölümünden başlanmalı. Birçok kilise, tarihi bina ve müzenin bulunduğu El Carmen bölgesinde; kendinizi eski zamana yolculuk etmiş gibi hissediyorsunuz. Şehrin en ilgi çekici tarihi yapısı olan Valencia Katedrali, turistlerin de en çok merak ettiği yerler arasında bulunuyor. Hz. İsa'nın son akşam yemeğinde kullandığı Kutsal Kase'nin burada olması, katedrale ayrı bir önem katıyor. La Lonja (İpek Pazarı), UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak ilan edilerek koruma altına alınmış. Eskiden ipek ticaretinin yapıldığı bu yapı, gotik mimarisi ile şehrin en güzel yapıları arasında bulunuyor. Günümüzde ise çeşitli etkinliklere evsahipliği yapıyor. Şehri korumak için ikiz kule şeklinde yapılan ve adı Torres de Serranos olarak bilinen kapılar, turistlerin en çok resim çektirdiği yer. Ayrıca Las Fallas Festivali'nin başlama noktası olarak da burası kullanılıyor. Valencia'da mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri de; Ciudad de las Artes y las Ciencias (Bilim ve Sanat şehri). Bölge, şehrin en önemli mimari sembollerinden oluşan yapılar topluluğu olarak dikkat çekiyor. Yapıların mimarları Santiago Calatrava ve Felix Candela, muhteşem bir mimarlık dehası ortaya koymuşlar. Beş bölümden oluşan komplekste yer alan L'oceanografic'te Avrupa'nın en büyük okyanus akvaryumu, L'hemisferic'te ise göz şeklinde yapılmış mimari yapısı ile bir gözlemevi ve bir sinema bulunuyor.

Sokakları portakal kokan şehir
Valencia halkı rahatına çok düşkün bir toplum; halkın öğle tatilleri üç-dört saat sürüyor, bu sürede siesta'ya çekiliyorlar. Bir anda şehir sessizleşiyor, meydan boşalıyor. Portakal ağaçlarıyla, portakal kokulu kentin kafelerinde bu güzel şehrin tadını çıkarmak da biz turistlere kalıyor. Valencia'da gezerken Plaza de Redonda'ya yolunuz düşerse, Avrupa'nın en dar binasını da göreceksiniz. Öte yandan Valencia, tam bir öğrenci şehri; Avrupa ülkelerinden çok sayıda öğrenci buraya üniversite okumaya geliyor. Şehrin ayrı bir özelliği ise yılda 600'den fazla festivalin düzenlenmesi. En önemli festivalleri ise Mart ayında yapılan Las Fallas Festivali ve La Tomatina Festivali.
Paella yemeden dönmeyin
İspanya'nın en gözde yemeklerinden paella nerede yenir?" diye sorarsanız; cevap Valencia olacaktır. Bir tür pirinç ve safrandan yapılan yemeğin etli, sebzeli ve deniz ürünleri gibi farklı çeşitleri yapılıyor. Her restoranın menüsünde mutlaka paella bulunuyor. Valencia'ya özgü olan Horchata adlı yer bademi, pirinç ve susam karışımıyla yapılan bozaya benzeyen şekerli içecekleri ise her köşe başında satılıyor; mutlaka denemelisiniz.