Almanya'nın yeşil vadisi: Potsdam

Berlin'i gezenler bilir, belki de Avrupa'nın en kozmopolit şehridir. Teknoloji kokan binaları, farklı sokaklarda karşınıza çıkan graffitileriyle, hem hip hem de eğlenceli ve hızlıdır. Berlin'den 20 dakika tren yolculuğuyla ulaşabileceğiniz Potsdam'ı ise onun tam tersi olarak düşünebilirsiniz. Berlin ne kadar bina, teknoloji ve hızsa Potsdam o kadar doğa, sakinlik ve romantizm. Eğer benim gibi gitmeden önce Potsdam'la ilgili bilgi sahibi değilseniz, bu şehir sizi çok şaşırtacak. Büyük şehirlerin ya da başkentlerin yakınında bulunan az nüfuslu yerleşimler genellikle yanı başındaki şehrin gölgesinde kalır. Potsdam ise başlı başına Türkiye'den kalkıp görülmeye gidilebilecek kadar etkileyici bir şehir. Şehir ufak olmasına rağmen gezilebilecek onlarca yer var. Branderburg eyaletinin başkenti olan Potsdam, UNESCO Kültür Mirası Listesi'ne girmiş pek çok bölgesiyle Almanya'nın bu konuda kültürel olarak en zengin şehri. Trenle şehre indiğiniz anda sakinlik ve huzur yüzünüze çarpıyor. Hollanda tipi kızıl evlerin bulunduğu uzun sokaklar, nereye saparsanız sapın karşınıza çıkacak olan yemyeşil parkıyla Potsdam adeta Seferoğulları ve Tellioğulları'nın uğruna mücadele verdiği 'Yeşil Vadi' gibi bir yer. Tren garından ya da bir turistik bilgi ofisinden şehir haritası alabilirsiniz ancak sakince yürümeye başladığınızda sokaklar zaten sizi gideceğiniz yere yönlendiriyor.
GÖRKEMLİ SARAYLAR
1918 yılına kadar Prusya'ya bağlı olan ve imparatorların saraylarının bulunduğu yer olarak bilinen Potsdam'ın en etkileyici manzarası Sanssouci Parkı'nda bulunuyor. Birbirinden güzel saray ve şatoların olduğu Sanssouci Parkı'nda gezerken kendinizi 1800'lerde gibi hissediyorsunuz. Parktaki birbirinden güzel yapılara bakarak gezerken en sonunda aralarındaki en görkemli yapı olan Schloss Sanssouci'ye rastlayacaksınız. Tepeye konumlanmış olan saray aşağıdan baktığınızda, dev merdiveni ve merdivenin yanındaki yemyeşil taraçası ile sizi büyülü bir atmosfere sokuyor. Çimlerin arasındaki kademeli olarak ekilmiş birbirinden güzel ağaçlar ve çiçekler sarayı bir cennete çeviriyor. Bu manzarada gezerken yeşilliğin içerisinde bir yerde oturup etrafı izlemek gerekiyor. Gezdikçe karşınıza çıkan yeni saraylar nedeniyle Sanssouci Parkı'ndan çıkmak çok zor. Güzel bir havada parkta üç-dört saat geçirmek mümkün. Sanssouci Sarayı, Alman egemenliği altına girdikten sonra ismi değişse de hâlâ eski ismiyle anılıyor. Sanssouci, Fransızca 'umursamazlık' anlamına geliyor. Sanssouci Sarayı'nın hemen arkasında kalan Potsdam Üniversitesi her ne kadar bu parkta bulunan etkileyici yapıların arasında ufak kalsa da tek başına bakıldığında müthiş bir yapı. 20 binden fazla öğrencisi ve onlarca fakültesiyle Almanya'nın en büyük üniversitelerinden biri. Bu şehir ve üniversite mimarisi güzel sanatlar bölümünde okuyan yaratıcı öğrenciler için epey ufuk açıcı olmalı.
LUNAPARKI VAR
Şehrin içerisinde bir de sevimli mi sevimli bir lunapark bulunuyor. Lunaparktaki dönmedolaba binerek şehre şöyle bir tepeden bakmak çok eğlenceli. Potsdam yıllar boyunca Prusya egemenliğinde olduğu için mimarisinde Hollanda, Belçika, Fransız ve Rus etkileri görülüyor. İkinci Dünya Savaşı'ndan neredeyse hiç yara almadan çıkmayı başaran nadir şehirlerden olan Potsdam'ı gezerken kusursuz şehir planına hayran kalıyorsunuz. Bu düzenli, şehrin sokaklarının çıktığı meydanların birinde ufak bir kafeye oturup kitap okumak büyük bir keyif.

WANNSEE GÖLÜNÜ GÖRMEDEN OLMAZ!
Havel nehri üzerine konumlanan Potsdam'ın etrafında tam 20 göl bulunuyor. Bu göllere Potsdam'a çok yakın bir bölgedeki Berlin'in banliyösü olan Wannsee'den ulaşılabilir. Havalar ısınınca Berlinlilerin akınına uğrayan Wannsee gölü ile ünlü. Potsdam'a uğramışken Wansee'ye uğrayıp tekne turlarına katılmak güzel bir seçenek. Bu turlar katılanları müthiş doğa manzaralarıyla baş başa bırakıyor. Üstelik göl kenarlarına konuşlanmış lüks villaları uzun uzun izleme fırsatı da cabası. Farklı noktalarda duran teknelerde inip istediğiniz kadar gezip ardından yarım saatte bir olan teknelerle geziye devam etmek mümkün.
BİR ORTA AVRUPA KLASİĞİ: BİSİKLET
Potsdam bisikletle gezmeyi sevenler için de güzel bir adres. Trenden iner inmez gideceğiniz bir bisiklet kiralama ofisinde kiralayacağınız bisikletle 12 Euro'ya tüm gün gezebilirsiniz. Tüm şehri kaplayan bisiklet yollarında keyifle dolaşıp, doğal parkları tavaf edebilirsiniz. Bahar ayları tüm Avrupa'da olduğu gibi Potsdam'ı da gezmek için en iyi zaman. Potsdam'ın Berlin'e göre biraz daha lüks bir şehir olduğunu söyleyebiliriz. Tasarım butiklerin ve el yapımı hediyelik eşya dükkanlarının olduğu Potsdam'da zengin bir nüfus yaşıyor. Potsdam aynı zamanda Almanya'nın çok az göçmen alan şehirlerinden olarak biliniyor.