Nerelere gidilir ?

Sveti Stefan Adası
Budva'da bir gün ya da iki gün geçirdikten sonra Karadağ'ı gezmek isteyeceksiniz. O zaman soluğu ilk önce Sveti Stefan Adası'nda alabilirsiniz. Adanın, Osmanlı gemilerinden çalınan altınlarla yapıldığı söyleniyor. Hatta adada hâlâ bu altınların gömülü olduğu dilden dile dolanıyormuş. Tarihi bir ada yani burası. Sonradan otele dönüştürülmüş. Şimdilerde 50 odalı lüks bir otel. Yugoslavya'nın efsane lideri Tito ile güzel oyuncu Sophia Loren'in burada kaçamak yaptıkları anlatılıyor. Tito'nun yazlık evi de adanın hemen kıyısında.
Kotor
Karadağ ziyaretiniz sırasında gittiğiniz her yerde tarihte kaybolacaksınız. Ama Kotor'un güzelliği gerçekten çok farklı. UNESCO'nun koruması altında burası. Yeni bir inşaat yapmak yasak. Kentin içindeki Eski Şehir'i gezerken kendinizi kaybedeceksiniz. Taşlarla çevrili mini şehir altıncı asırda inşa edilmiş. Hemen üzerinde onuncu asırdan kalma bir kale var. Yaklaşık bin 500 merdivenin ardından kalenin zirvesine çıkıp kenti ve denizi izleyebilirsiniz. Eski Şehir içindeki minik kafelerde dinlenip, otantik dükkanlarda alışveriş yapabilir veya tarihi yapıları ziyaret edebilisiniz. Örneğin kale içindeki en büyük kilise 809'da yapılmış. Çok şanslıysanız yerel halkın kiliselerde yaptıkları geleneksel düğünlere katılabilirsiniz. Veya Eski Şehir'in ana kapısının hemen karşısında geçmiş yıllarda suçluların bağlanıp cezalandırıldığı taşı görebilirsiniz. Eğer canınız biraz dedikodu çekerse, tarihi çeşmeye doğru yürüyün. Orada çeşme başındaki dedikoducu kadınlara rastlayabilirsiniz.
Perast kasabası
Dağın eteğine kurulmuş Perast kasabası, iki küçük adaya ev sahipliği yapıyor. Biri Sveti Djordje Adası. Burası turist ziyaretlerine açık. Hemen karşısında ise Gospa Od Şkrpjela Adası var. Ancak bu adanın gezilmesine izin verilmiyor.
Ülkenin tek umudu: Turizm
Karadağ'ın en büyük geçim kaynağı turizm. Geçen yıl 1 buçuk milyondan fazla kişinin ziyaret ettiği ülkede turizmden 724 milyon Euro gelir elde edilmiş. Bu rakam devlet bütçesinin yüzde 18'ine tekabül ediyor. Restoran veya otel mutfaklarında kullanılan bütün ürünler yine Karadağ'da üretiliyor. Her şey doğal yani. Böylece köy halkının da turizme sadece işletmeci olarak değil aynı zamanda üretici olarak da katılması sağlanmış. Gittiğinizde birçok yeni otel inşaatı görüp ilk başta üzüleceksiniz. Ama endişelenmeyin. Doğayı korumak için bütün tedbirlerini almışlar. İnşaat izinleri Turizm Bakanlığı'nın kontrolü altında.
Njeguşi kasabası
Karadağ'ı zirveden izlemek isterseniz soluğu Njeguşi kasabasında alın. Dağları delen 25 keskin virajla tırmanıyorsunuz tepeye. Bin 100 metre yükseklikte mola verip manzarayı bol bol ölümsüzleştirebilirsiniz. Karadağ'ın krallarının doğduğu kasaba olan Njeguşi'ye vardığınızda ise ülkenin geleneksel peynirlerini ve etlerini bolca tatma şansınız olacak. Ancak burada nefes alırken dikkat edin. Temiz hava başınızı döndürebilir.
Cetince
Njeguşi kasabasının ardından adresiniz eski başkent Cetince olabilir. Kent hayatını görebileceğiniz ender yerlerden birisi de Cetince. Hediyelik alışveriş için de fiyatların çok uygun olduğu bir yer. El yapımı kolye, yüzük ve bileklik 10 Euro'ydu. Ama sezonda biraz daha fiyatlar artıyormuş. Cetince'de ayrıca Osmanlı'dan kalma eski eserleri de gezme şansınız olacak. Eğer daha fazla Osmanlı eserini veya Müslüman kasabalarını görmek isterseniz ülkenin kuzeyine gitmeniz gerekecek.