Şık ve ihtişamlı başkent: Madrid

Futbolda bu sezon ne kadar hayal kırıklığı varsa, basketbolda bir o kadar heyecan var... Seyahat ekinde spor yazısı ne alaka demeyin... Euroleague temsilcimiz Fenerbahçe Ülker Final-Four çeyrek serisine yükseldiği için, bir taşla iki kuş vurmak mümkün. Malum Fenerbahçe Ülker'in mücadele edeceği Final Four organizasyonu 15- 17 Mayıs'ta Madrid'de düzenleniyor... Bu vesileyle hem Madrid'in hem de basketbolun keyfini çıkarmak mümkün... Durum böyle olunca basket maçını Madrid'de yerinde izleyecekler için şehirde iki günde yapılacaklara bir göz atmakta fayda var... İspanya'nın en gözde turistik şehri ve başkenti olan Madrid, bulunduğunuz monoton ortamdan uzaklaşıp, birkaç gün kaçamak yapabileceğiniz en güzel yerler arasında... İstanbul'dan uçakla dört saat süren bir yolculukla başkent Madrid'e ulaşıyorsunuz. Şehirde Akdenizlilere has sıcak bir ortamla karşılaşıyorsunuz; her yer kalabalık ve cıvıl cıvıl, insanları yardımsever ve güler yüzlü... İspanyollar bu yönleriyle ırk olarak biz Türkler'e çok benziyorlar, bu yüzden Madrid sokaklarında dolaşırken yabancı bir yerde geziyor hissine kapılmıyorsunuz. İspanyol halkı iş çıkışı kafe ve restoranları dolduruyor, dolayısıyla o saatlerde oturacak yer bulmak hayli zor... Kafe ve restoranlardaki doluluğun bir sebebi de İspanyol halkının evlerinde misafir ağırlamıyor olması. İspanyollar'ın bizim gibi misafir ağırlama kültürleri yok; eş, dost ve akrabalarıyla kafe ve restoranlarda buluşup vakit geçiriyorlar. Zaten ev yapıları da buna müsait değil; İspanya'da evlerin büyüklüğü 45-50 metrekareyi geçmiyor. Madrid'i ilk başta yürüyerek gezmenizi öneririm. Bu güzel şehrin havasını soluyarak, kentin geniş caddelerini, parklarını, havuzlarını yakından görmeli, her kafanızı kaldırdığınızda binaların üstünde bulunan ihtişamlı heykelleri keşfetmelisiniz. Kentte dolaşırken halkın çoğunun spor yaptığına tanık olursunuz; her yaş grubundan insanı ya yürüyüş yaparken ya da koşarken görebilirsiniz. Zaten, İspanyol halkının çoğu zayıf, şehirde obezite sorunu yok denecek kadar az. Bu kadar fit olmalarının sebebi spora fazla önem vermelerinden kaynaklanıyor. Madrid, güvenli bir şehir olmasına rağmen hırsızlarıyla da ünlü bir şehir, bu yüzden gezerken hırsızlara karşı dikkatli olmanızı öneririm. Madrid'de görülmesi gereken yerlerin en başında Plaza de Mayor meydanı geliyor. Burası büyük bir avlu şeklinde olan ve etrafında kafelerin, hediyelik eşya satan dükkanların ve sokak sanatçılarının yer aldığı eğlenceli bir meydan. Plaza de Mayor; Kral III. Philip zamanında Juan Gomez de Mora tarafından, 1619 yılında yapılmış. Meydanda eskiden festivaller ve boğa güreşleri yapılırmış.
ŞEHRİN SİMGESİ AYI HEYKELİ
Puerto Del Sol Meydanı da şehirde yer alan önemli yapılar arasında. Puerto Del Sol, 'Güneş Kapısı' anlamına geliyor. Ve burası şehrin giriş kapısı olarak da kabul ediliyor. Dünyadaki bütün şehirlere uzaklıklar, Sol Meydanı'nda bulunan '0' noktasından hesaplanıyor. Günün her saatinde dolu olan meydanın ortasında bir ayı heykeli bulunuyor. Bir rivayete göre; bu ayı heykeline dokunan tekrar Madrid'e geliyor. Plaza de Espana, Madrid'in en büyük ve en işlek meydanlarından biri. Burada Cervantes ve kahramanı Don Kişot'un heykelleri bulunuyor. Palacio Real de Madrid (Kraliyet Sarayı), Madrid'in en görkemli ve en güzel yapısı. Turistlerin de en çok ziyaret ettiği yerler arasında yer alıyor. Dünyanın en görkemli ve en büyük müzeleri arasında yer alan Prado Müzesi'nde Goya, Bosch, Rubens gibi ünlü sanatçıların eserleri var. Ve Madrid müzeleriyle iddialı bir şehir... Prado Müzesi'nde her eseri tek tek incelemeye kalkarsanız birkaç gününüzü orada geçirebilirsiniz. Plaza de Toros de Las Ventas, İspanya'nın en büyük ve en meşhur boğa güreşi arenası. Burada binlerce kişi boğa güreşi izliyor. Eğer içiniz kaldırıyorsa İspanyollar'ın geleneksel boğa güreşlerini bu meydanda izleyebilirsiniz. Santiago Bernabeu Stadium (Real Madrid Stadyumu) da görmeniz gereken yerler arasında. Madrid'e gelmişken Real Madrid'e uğramadan olmaz; belli mi olur belki yıldız futbolculardan birini görme şansınız olur.
FLAMENKO İZLEMEDEN DÖNMEYİN
Flamenko; İspanya'nın kendi folklorik müziği ile çingenelerin aynı kültürden yaratmış oldukları müziğin karışmasıyla ortaya çıkmış bir dans şöleni. Flamenko, şarkı, el çırpma ve topuk vurmayla, doğaçlama ve gitar işleğinde yapılan bir dans gösterisi. Dans esnasında yapılan sert, üzgün yüz ifadeleri, gitarın sesindeki hüzünlü yükselişler insanı adeta büyülüyor. Gösteri bittiğinde ise flamenkonun üzerinizde bıraktığı etkiden uzun süre kurtulamıyorsunuz Madrid'de her yerde flamenko gösterisi yapan gece kulüpleri bulunuyor fakat bu dansı Puerto del Sol'deki gece kulüplerinde seyretmenizi tavsiye ederim. Madrid'de her köşe başında flamenko kostümleri ve aksesuvarlar satılıyor. Bu dansa ilgi duyan sevdikleriniz varsa güzel bir hediye olabilir.
NE ALINIR?
Dünyaca ünlü markaların bulunduğu Madrid'in geniş caddelerinde alışveriş yapmak büyük bir keyif fakat şunu hatırlatayım; İspanya'nın meşhur markaları Zara, Mango, Desigual'deki fiyatlar ülkemiz ile aynı, Türkiye'den ucuz değil. Sevdiklerinize Madrid'den yelpaze, magnet, Real Madrid anahtarlıkları ve boğa bibloları alabilirsiniz
NE YENİR?

Madrid'de İspanyol mutfağına ait sayısız yemek türü bulabilirsiniz. Madrid deniz kenarı bir şehir olmamasına rağmen deniz ürünleri çok tüketiliyor. Özellikle kalamarlı sandviç en çok tükettikleri yemekler arasında. Yemeklerden önce yenen bizim meze dediğimiz Tapas ise İspanyollar için geleneksel bir tat.
BUEN RETIRO PARK: Madrid'in en büyük parlkarından bir tanesi olan Retiro Park, kendinizi masal dünyasında hissedeceğiniz bir yer. Madrid halkının haftasonları kafa dinledikleri; keyifli vakit geçirdikleri parkta büyük bir yapay göl de bulunuyor.
ATOCHA: İspanya'nın tek botanik bahçeli tren istasyonu olan Atocha, Içerisine girdiğinizde yeşillikler içinde kaybolduğunuz büyük bir botanik bahçesi. Madrid'de mutlaka görmeniz gereken yerler listesine almanız gereken bir yer.