Çiçeklerin gücü adına

Bu bahar, dünyanın dört bir yanındaki rengarenk çiçekleri keşfetmeye ne dersiniz? İşte çiçek kaplı diyarlarda kısa bir tur...
ÇİÇEKLERİN İSTİLASI (DATÇA)
Şubat ayı boyunca yarımadayı kar gibi örten pembe- beyaz badem çiçekleri, ilkbaharın gelişiyle yerini boyu neredeyse belinize kadar uzanan papatyalar ve onların arasında rengiyle rol çalan gelinciklere bırakıyor. Kent merkezine varmadan yol üstünde ya da tarihi yel değirmenlerinin bulunduğu bölgede, bu çiçek denizinin içine dalabilirsiniz. Knidos antik kenti de, kalıntıların arasında biten kır çiçekleri, papatyalar ve gelinciklerle bir başka güzel. İyot kokusuna mis gibi kekik kokusunun karıştığı antik kenti gezdikten sonra, kent merkezinde Datça'nın meşhur bademinin satıldığı dükkanlara uğrayın.
LALE ÇILGINLIĞI (HOLLANDA)

Baharda Amsterdam'a gidip de kente 40 dakika uzaklıktaki Keukenhof'u görmeden eve dönerseniz, botanik meraklılarının kara listesine girersiniz, bilmiş olun! Hollanda'nın Lisse kentindeki Keukenhof, Dubai'deki Miracle Garden'dan sonra dünyanın ikinci en büyük çiçek bahçesi. 32 hektarlık parkta yılın bu zamanı, başta lale olmak üzere yedi milyonu aşkın çiçek açıyor. Sonbaharda elinize geçmek üzere lale soğanı sipariş edip bir sonraki ilkbaharda evinizde Hollanda havası estirebilirsiniz.
KOKLAMA, YE (İSPANYA)

Bazı şefler için çiçeğin yeri vazo değil, tabaktır. Girona'daki La Calendula'da, şef Iolanda Bustos'un için yabani bitkiler ve çiçekler, yemeklerin olmazsa olmaz parçası. Amber çiçeğinden güle, menüde çeşit çeşit çiçeğe rastlayabilir, kendinize bir tabak dolusu, somonlu ve balzamik sirkeli karışık bitki ve çiçek salatası sipariş edebilirsiniz. Girona ayrıca, 10-18 Mayıs tarihlerinde geleneksel Temps de Flors Festivali'ne (Çiçek Mevsimi) ev sahipliği yapıyor. Festival kapsamında kentin meydanları, zarif binaları ve anıtları renk renk çiçeklere bürünerek göz alıcı bir görsel şölen sunuyor.
ÇOCUKLARI SALIN! (İTALYA)

Zanaatkarların el emeği göz nuru işlerini, sırf çocuklar mahvetsin diye yaptıklarına pek tanık olmuyoruz. Ancak İtalya'nın Sicilya adasında bulunan barok kent Noto'da, her yıl Mayıs ayının üçüncü haftasında bu sıra dışı hadise vuku buluyor. Infiorata di Noto çerçevesinde kent sakinleri Via Nicolaci'yi boydan boya rengarenk çiçek mozaikleriyle döşüyor. Sonra, azgın veletleri bu mozaiklerin üstüne salıyorlar. Bu eski gelenek, büyümeyi simgeliyor.
KARANFİL DESTE GİDER (İSPANYA)
İspanya'nın Endülüs mirasını taşıyan Cordoba kentinde ilkbaharda söz, çiçeklerin... Mayıs ayında gerçekleşen La Batalla de las Flores (Çiçeklerin Muharebesi) festivalinin geçit töreninde; yüzlerce çiçekle örülü kortejin yolcuları, kendilerini izlemeye gelenlerin üzerine karanfil yağdırıyor. 17 Mayıs'ta sona erecek Festival y Concurso de Patios'ta ise; kentin mozaikler, çeşmeler ve hem renkleri, hem de kokularıyla büyüleyen çiçeklerle süslü geleneksel avluları halka açılıyor.
KIR ÇİÇEKLERİ YABAN SEVER (MALTA)

Malta'nın ikinci büyük adası Gozo; dantelleri kadar, dramatik kayalıkları, batık vadileri ve sıra dışı kaya oluşumlarının ortasında açıveren mağrur kır çiçekleriyle de ünlü. Kalypso'nun Odysseus'u eğlendirdiği adada, kır çiçeklerini fotoğraflamak için gezintiye çıkabilirsiniz. Bir zamanlar Malta Şövalyeleri'ne ait olan tapınakları, surları ve mağaraları da görmeyi ihmal etmeyin.
İSPANYOL PORTAKALLARI (MAYORKA)
Tarihi Palma kentinden kalkan Orange Blossom trenine binin ve açan portakal çiçeklerinin mis kokusunu içinize çekin. Bu tarihi elektrikli tren, 1912'den beri Tramuntana dağları boyunca gidip geliyor. Yolcuları göz alıcı portakal bahçelerini ve kar tanesi gibi süzülen portakal çiçeklerinin yapraklarını fotoğraflama imkanı yakalıyor. Palma'ya dönmeden önce şirin Soller kasabasındaki botanik bahçesini de ziyaret edin.
MONET'NİN ÜNLÜ NİLÜFERLERİ (FRANSA)
İlk durak, Paris'teki Orangerie Müzesi... Tuileries Sarayı'nın limonluğundan dönüştürülmüş müze, Fransız ressam Monet'nin ünlü 'Nilüferler' eserine ev sahipliği yapıyor. Sonraki durak, ressamın Paris'e yaklaşık 80 kilometre kuzeybatısındaki Giverny'de bulunan evi. Monet'nin ölene kadar kaldığı ev, iki muhteşem bahçeyle çevrili. Bahçelerdeki çiçek cümbüşünde kaybolmalısınız.
TANRILARIN MEKANI (YUNANİSTAN)
Mora yarımadası, Yunan mitolojisindeki birçok tanrının mekanı. Burada arkeolojik alanlar, harikulade tepeler ve fotojenik kıyılar bulunuyor. Yarımada baharda kır çiçekleriyle bezeniyor; anemonlar ve orkideler, asırlık zeytinlikler ve palmiyelerle çevrili patikalarda mutlaka yürümelisiniz.
GÜLÜN ADI (FAS)
Baş döndürücü koku sayesinde El-Kelaa M'Gouna'ya varmadan çok önce, Fas'ın Güller Festivali'ne yaklaştığınızı anlayacaksınız. Festival mayıs ayının ilk iki haftasında düzenleniyor. Nitekim tam tarih hasada bağlı. Güllerin yetiştiği yer ise ülkenin Dades Vadisi. Yakındaki Skoura vahasında bir kasbah'tan dönüştürülmüş lüks otel Dar Ahlam'ın palmiye ve badem ağaçlarıyla süslü bahçeleri, öğle güneşinde sığınabileceğiniz harika gölgelikler sunuyor. Ve hamamında geçireceğiniz bir saatin sonunda badem çiçekleri gibi kokacağınızdan emin olabilirsiniz.