Şeytan Sofrası ziyaretçi akınına uğruyor

Ayvalık'ta önemli bir turizm merkezi haline gelen Şeytan Sofrası, yerli ve yabancı binlerce turistin uğradığı yerlerden biri oldu. Ünü duyuldukça, ziyaretçi sayısının da giderek arttığı alanda, kimi Şeytan'ın ayak izini görmeye, kimi ayak izi şeklindeki çukura para atıp, demir kafese kurdele bağlayarak dilekte bulunmaya, kimi de Şeytan Sofrası'ndaki restoranda bir akşam yemeği eşliğinde günbatımını izlemeye geliyor.
Kocaeli'den geçen yıl Şeytan Sofrası'na gelerek dilekte bulunan yeni evli çift Tuğba Türkkan Çıkrıkcı ve Ramazan Çıkrıkcı, bir kez daha ziyaret ettikleri mekanda özçekim yapmayı ihmal etmedi. Çıkrıkçı çifti, geçen yıl geldiklerinde bulundukları dileğin gerçekleştiğini ve bugünlerde bir erkek bebek beklediklerini söyledi.
ŞEYTANIN KUMBARASI HALİNE DÖNÜŞTÜ
Özellikle yaz aylarında akşam günbatımı saati yaklaştığında Şeytan Sofrası'nın otoparkında dahi yer bulabilmek mümkün olmayabiliyor. Turistlerin adeta sırada beklediği Şeytan Sofrası'nda kimi fotoğraf çektirirken, kimi de ayak izi şeklindeki çukura para atıyor.
İstanbul'dan ailesiyle birlikte Şeytan Sofrası'nı görmeye gelen Şaban Karagöz, "Şeytan Sofrası'nı duymuştum ve ne olduğunu merak ettim. Baktım ama pek ayak izine benzetemedim. Tabi dilek tutma olayı halkın inandığı bir şey. Ama benim için pek bir önem arz etmiyor" dedi.
HARİKA BİR MANZARASI VAR
Şeytan Sofrası'ndaki hediyelik eşya satıcısı Oktay Toplu ise, bölgede turizm sezonunun hiç bitmediğini belirterek, "Mart ayından itibaren yabancı turistlere hizmet veriyoruz. Daha sonra Haziran ayından itibaren yerli turistlerimiz başlıyor. Mitolojiden gelen tarihinden dolayı çok ziyaretçi çekiyor. Bu yörenin en yüksek tepesi. Hemen yan tarafımızda Midilli Adası, yanında Assos'tan itibaren Kazdağları'na uzanan manzarası, döndüğünüzde Edremit Körfezi ve Kaplan Dağları görünüyor" diye konuştu.
Bölge; sönmüş bir volkandan arda kalan lav birikintisiyle oluşmuş bir tepe olmasına rağmen yuvarlak sofra biçimini andıran görüntüsü ve demir kafes içine alınan ayak izine benzeyen şekil nedeniyle Şeytan Sofrası olarak biliniyor. En büyük özelliklerinden birisi de hakim bir tepe olması nedeniyle Ayvalık Adaları ile Midilli Adası'na kuşbakışı manzarası ve müthiş bir günbatımı manzarasına sahip olması. Rivayetlere göre ise Şeytan Sofrası; Ayvalık civarında Rumların yaşamış olduğu ve Osmanlı İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü dönemde bu tepede Panolepe adında (şeytan lakaplı) kendini halktan soyutlamış, mistik bir yaşam süren şahıs yaşamaktaymış. Ayvalık ve civarında kıtlık baş göstermeye başlayınca, din adamları ve papazlar, kıtlığın sebebi olarak Panolepe gösterilmiş ve halkı galeyana getirerek onu linç etmesini istemişler. Bunun haberini bir keçi çobanından alan Panolepe, çözümü burada kuş sütü dahi eksik olmayan bir sofra hazırlamakta bulmuş, kendisini linç etmek için buraya gelen halk sofranın cazibesine kapılıp Panolepe'yi unutmuş, o da buradan kaçarak kurtulmuş. O tarihten beri de bu tepenin adı Şeytan Sofrası olarak anılmaya başlamış.
BİR ADIMI BURADA BİR ADIMI MİDİLLİ'DE
Rivayete göre ayak izinin hikayesi ise; Edremit Körfezi'ne tam hakim dağların Adı Kazdağları'dır (İda Dağları). Yani Yunan mitolojisinin yaşandığı dağlardır. Gerek tek tanrılı, gerekse pagan dinlerin tek bir ortak özelliği vardır. O da Şeytan'ın cennetten kovulduğudur. Yunan mitolojisinde ise tanrılar kralı Zeus tarafından bu görev Ay Işığı Tanrıçası Selene'ye verilir. Selene tarafından cennetten kovulan Şeytan'ın bir adımını buraya, diğer bir adımını ise Midilli Adası'na atıp kaçtığı rivayet edilir.