Nice üzeri biraz Eze

Bu sıcak yaz günlerinde dünya jet sosyetesinin gözde tatil beldelerinden olan Fransız Rivierası, tüm ihtişamı ile gündüzden geceye, geceden sabaha zamansızlık içinde yaşıyor. Özel jetlerle havaalanına ulaşan milyonerler ya da tarifeli uçaklarla gelen turistler.. Tatil, sahilde demirlemiş çok lüks yatlar, sezonun en hit parçalarından oluşan plaj koleksiyonları ve kahvaltıda şampanya eşliğinde devam ediyor. Ama biraz huzur dersek! Bu noktada Fransız Rivierası'nın sevimli, romantik, dar sokaklı, tarihi ve güzeller güzeli Ortaçağ köyü Eze bir gezintiyi hak ediyor. Kesinlikle kaybolmak isteyeceğiniz güzellikte, temiz, mis gibi bir köy burası. Minik minik dükkanlar arasında yer alan kafeler çok keyifli. Eze sahilden tepeye doğru uzanan dik bir yamaç üzerine kurulu. Yeşilin her tonunun içinden fışkıran rengarenk çiçeklerin kokusu ve varlığı doyumsuz bir huzur veriyor.
PARFÜM FABRİKASI VAR
Eze'e doğru çıkarken yol üstünde yer alan parfüm fabrikasını gezmek ilginç bir deneyim. Geçmişi 18. yüzyıl sonları, yani modern parfüm endüstrisinin doğuşuna dayanan Fragonard Parfumeur özellikle Cote d'Azur bölgesi için önemli bir değer. İki katlı tarihi fabrikanın alt katında eski yöntemlerle parfüm üretiminde kullanılan ekipmanlar sergileniyor. Aynı katta biraz ileride yer alan büyük kazanlarda ise dünyanın her yanından getirilen çiçeklerden elde edilmiş çiçek esanslarıyla sabun üretiliyor. Sabunlar şık, zarif tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Üst katta ise tüm ürünlerin yer aldığı bir satış mağazası bulunmakta. Bahçesi ise rengarenk çiçekler ile donatılmış. Sadece Fransa için üretim yapan tesiste günde 1000 sabun üretimi yapılıyor. Koku uzmanları tarafından ise günde 500 koku test ediliyor. Patrick Süskind'in unutulmaz romanı Koku'nun kahramanı Jean-Baptiste Grenouille'nın mükemmel kokuyu bulmak için geldiği lavanta tarlaları, limon ve portakal çiçeği kokuları ile bezenmiş yer tam olarak Eze.

ŞATODA DÜĞÜN
Chateu de la Chevre d'Or-Altın Keçi Şatosu, birçok romantik filme ev sahipliği yapmış ünlü bir bina. Bugün otel olarak kullanılıyor. Rivayete göre şato ismini, köyü talan etmek isteyen haydutların keçinin peşinde giderek kaybolmalarından alıyor. Yamaçların belli bölgelerinin düzeltilerek merdiven gibi oyulmasıyla oluşturulan, kat kat bahçeleri var. Her bir terasta bronzdan yapılmış gerçek boyutta vahşi hayvan figürlerinden oluşan heykeller bulunuyor. Otelin restoranı iki Michelin yıldızına sahip Julien Dugourd tarafından yönetiliyor. Gördüğünüz her bir köşenin masal gibi olması nedeniyle oradan ayrılmak istemeyeceksiniz. Emsalsiz bir manzaraya sahip terasında sakin bir akşam üstü geçirmek kesinlikle bir ayrıcalık. Özellikle büyük şapkalı, kusursuz makyajlı ve hoş kokulu hanımların arasında kendinizi şık hissetmek isteyebilirsiniz. Düğünlerini bu mekanda yapmak isteyen çiftler için ise bir bekleme sırası mevcut. 2016 Eylül ayında evlenmek isteyenler şimdiden görüşmelere başlamalı...
GEZELİM GÖRELİM
Monet'nin evi ve bahçeleri
Giverny Empresyonism Müzesi (The Musee des Impressionnismes Giverny)
Doğal Mekanik Müzesi (The Natural Mechanical Museum)
Otel Baudy (The Hotel Baudy)
YÜRÜYÜŞ VE PİKNİK YAPIN
Giverny'de rehberli bir tura katılabilirsiniz ama bu küçük köyü kaybolarak keşfetmek bence daha eğlenceli. Gitmeden önce bilgi sahibi olun ya da Giverny ve Monet'nin eviyle ilgili broşürlerden edinin. Yürüyerek ya da bisiklet kiralayarak köyü ve evi gezebilirsiniz. Köyün tepelerinden Seine Vadisi ve komşu kasaba Vernon'un manzaralarını izlemeyi de ihmal etmeyin. Monet'nin evinin hemen yanında bir restoran var. Ancak fiyatlar turistik ve çok kalabalık. Bu yüzden ara sokakları tercih etmenizi ya da piknik yapmanızı öneririm. Foret de Bizy, Giverny'nin hemen yanında yürüyüş ve piknik yapabileceğiniz harika bir yer.