Çirkince değil, Şirince
Ege'nin büyüleyici güzelliğinde saklı öyle bir köy var ki; adeta huzuru tarif ediyor. Eski adı Çirkince olan Şirince'de hayal ettiklerinizin fazlasını yaşıyorsunuz
HAVA MİS GİBİ
Kiliseden dönerken köy kadınlarının el emeği göz nuru patik, bere ve atkılarının olduğunu tezgahlardan sevdiklerime hediyeler alıyorum. Ardından köyün kumda kahvecisi Fındık Kafe'de soluğu alıyorum. Keyifli ve bol köpüklü kahvemi yudumlarken yine çok sevdiğim mürver şurubu ikram ediliyor. Kafenin içi tarihi el sanatları ve fotoğraflarla dolu. Tek tek hepsini incelerken çalışanlarla sohbete koyuluyorum. Köyde yaşam akşam 20.00'de duruyormuş. Anlaşılan şömine başında odun ateşini izleyerek dinleneceğim, ardından televizyonu olmayan sessiz ve huzurlu odamda uykuya dalacağım. Ertesi gün güneşin ışıklarıyla birlikte pencereden mis gibi hava giriyor odaya. Kahvaltı kokuları burnuma doluyor. Otelin kendi ürünü zeytinyağıyla, çeşit çeşit reçellerle dolu bir kahvaltı yapıyorum. Ardından Meryem Ana Kilisesi ziyareti
için yola koyuluyorum. İzmir'in Selçuk ilçesine 9 km mesafedeki Meryem Ana Kilisesi, Şirince gezimde en çok görmek istediğim yerler arasındaydı. Alana girişte Meryem Ana heykeli karşılıyor herkesi. Hemen ileride küçük kilisesi yer alıyor. Çevresini gezerek yeşil alanda sincapları fotoğraflıyorum. Her yerde farklı bir hikaye anlatılıyor ancak ben gezi rehberinin alanı gezdirirken anlattığı hikayeyi paylaşacağım; Ren'in Alman kıyılarında yaşayan Anna Katharina Emmerick adlı kör bir rahibe çeşitli halüsinasyonlar görür. Rahibe zaman zaman Meryem Ana'nın sesini işittiğini ve kendisine evini tarif ettiğini söyler. Bütün bunlar üzerine tarifteki adres bulunup incelenir ve tam da söylenen yerde Meryem Ana ile ilgili ipuçlarına rastlanır. Daha sonra burası tüm Hıristiyan alemi için hac yeri olarak düşünülür. Ziyarete gelenlerin dilekte bulunabilmesi için bir dilek duvarı oluşturulmuş. Dilekler bir parça kâğıt üzerine yazılıyor ve duvara asılıyor.
EFES ANTİK KENTİ
Efes, Türkiye`nin Batı kıyısında yer alan ve İzmir`in Selçuk ilçesine bağlı Roma döneminden kalan tarihi bir Yunan Kenti. Kuruluşu Cilalı Taş Devri M.Ö. 6 bin yılına dayanır. Efes, Roma İmparatorluğu döneminde Asya Eyaleti başkentliğini yapar. Konumu dolayısıyla yine o dönemlerde Batı ile Doğu arasında köprü vazifesi gören önemli liman kentlerinden biri olur. Bilim, sanat ve kültür alanlarında birçok ünlü burada yetişir. Tümüyle mermerden yapılmış ilk kent olan Efes'teki başlıca kısımlar ve yapılar şöyle sıralanıyor: Magnesia Kapısı ve Doğu Gymnasionu, Yukarı Agora ve Bazilika, Odeion, Prytaneion, Domitianus Meydanı, Herakles Kapısı, Traianus Çeşmesi, Yamaç Evler, Hamam ve Umumi Tuvalet, Oktogon, Heroon, Celsus Kütüphanesi, Agora Güney Kapısı, Mermer Cadde, Agora, Büyük Tiyatro, Liman Caddesi, Liman Hamamı, Meryem Kilisesi, Stadyum Caddesi, Hadrianus Tapınağı. Tüm bu tarihi yapıları görmek için harabelere giriş ücreti 30 TL. Efes Harabeleri daha girişte görkemiyle heyecanlandırıyor gezenleri. Keyifli ve uzun saatler geçiriyorum burada. En çok etkilendiğim bölüm Celsus Kütüphanesi oldu. Ayrıca mermer caddede yürümek de oldukça etkileyiciydi. Dillere destan hikayelerin günümüze ulaştığı bu büyük alanda yaşanan hayat mücadelelerini hayal etmeye çalışırken "Ne insanlar varmış, ne hayatlar yaşanmış" diyorum. Her ırktan, dinden, dilden binlerce insan bu büyüleyici antik kenti görmek için akın akın geliyor.
YEDİ UYUYANLAR EFSANESİ
İzmir sınırları içerisindeyken kulağıma gelen Yedi Uyuyanlar hikayesi bende merak uyandırdı ve mağarayı ziyarete geldim. Hikayeye göre; yedi genç, İmparator Tapınağı'nda yapılması gereken kurban sunma işlemini yerine getirmek istemedikleri için, kentten kaçıp buradaki bir mağaraya saklanırlar. Bir süre sonra uykuya dalarlar. Uyandıktan sonra yiyecek almak için kente gittiklerinde, yalnız bir gece değil 200 yıl uyudukları ve Roma İmparatorluğu'nun her yanında Hıristiyanlığın yaygınlaştığını öğrenirler. Durumu haber alan İmparator Theodosius bunu ölümden sonra insan ruhunun yeniden dünyaya geleceğinin bir göstergesi olarak kabul eder. Yedi genç öldükten sonra büyük bir cenaze töreni yapılır ve gömüldükleri mağaranın üzerine bir kilise inşa edilir. 1927-28 yıllarında burada yapılan kazılarda, bir kilise ile yüzlerce mezar bulunmuş.
ÇEREZ BİLGİLER
EN SON HABERLER
- 1 Hristiyan ve Müslüman İzleri: Bingöl'deki Gizemli Zağ Mağaraları
- 2 Yayman: Hedefimiz Türk turizmini kalkındırmak
- 3 Bayramda Kapadokya’ya akın ettiler
- 4 Göbeklitepe'yi 3 günde 33 bin kişi ziyaret etti
- 5 Şanlıurfa’da 11 bin yıllık duvar kabartmaları ilgi çekmeye devam ediyor
- 6 Tarihi konaklar turizme kazandırılıyor
- 7 Bodrum’da Eylül bereketi: 2 gemi ile 2600 turist geldi
- 8 Turizmde tüm zamanların turist rekoru kırıldı
- 9 Kapadokya'yı Ağustos ayında 697 bin kişi ziyaret etti
- 10 Türkiye’de 7 ayda turizimde rekor kırdı