Pazar 18.10.2015

Renklerin dansı: Mexico City

Tasarımcı Erkan Demiroğlu, hem iş hem de seyahat amaçlı gittiği Mexico City ile ilgili izlenimlerini Tatil SABAH için yazdı. Demiroğlu, "Şehir kısa sürede sizi dünyanın gerçekliğinde kopararak renkli ve büyüleyici bir rüyaya götürüyor" diyor

Latin Amerika ülkesi Meksika ölmeden önce görmeniz gereken, tamamen farklı bir dokusu olan ülkelerden. Ben bu güzel ülkenin başkenti Mexico City'ye hem iş hem de tatil amacıyla bir seyahat yaptım. Otelimiz; gökdelenlerin yükseldiği ancak yeşil palmiyelerin yolları sağlı, sollu kapladığı Rio Amazonas Caddesi üzerindeydi. İlk gün sabah 05.00'te doğal oluşumları ve kayaları görmek üzere aktif volkan bölgesi olan Ameca Meca Dağı'na çıktık. Güneşli parlak bir günde; muhteşem doğal güzellikleri olan yeşil vadilerden zirvelere doğru yol aldık. Dağların üstü bembeyaz bir bulutla kaplıydı. Zirve de yeşildi ancak kar öbekleri hâlâ duruyordu. Zirve çok soğuk olduğu için oradaki ziyaretimiz çok uzun sürmedi ve öğleden sonra şehir merkezine döndük. İlk günün akşamında şık bir semtte akşam yemeği yedik ve gerçek Meksika mutfağıyla ilk tanışma gerçekleşti. 1900'lerden kalma tarihi bir binada bulunan Cafe de Tacuba isimli restoran Meksika mutfağını ilk kez tadacaklar için çok doğru bir seçim. Çok hareketli bir merkez olan Cuauhtemoc'da bulunan restoranda size ilk olarak taco'lar sunuluyor. Ardından birçok İstanbul restoranın menüsünde de bulunan fajita geliyor. Tabii ki burada Türkiye'de yediklerimizden çok daha büyük porsiyonlar sunuyorlar.
VİLLALAR BÖLGESİ

Ertesi sabah şehrin lüks sokaklarında dolaştık. Camino a Santa Teresa bölgesinde misafiri olduğumuz bir eve girmemiz güvenlik gerekçelerinden ötürü 15 dakika sürdü ancak girdikten sonra birbirinden iddialı villalar karşısında hayranlığımızı gizleyemedik. Bahçede onların kendi lezzetleri tortilla, enchilada, quesadilla yanına guacamole ve salsa sosu ikram edilirken, akşamüstü bir Mexico City klasiği olarak yağmur yağmaya başladı. Yaz mevsiminde gidecek olanlar mevsime aldanmasın, haftanın ortalama beş günü akşamüstü saatinde bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor. Akşam şehir merkezinde klasik sanatlar müzesini ziyaret ettik. Müzenin inşaası sırasında ekonomik kriz yaşanmış ve yapımına bir süre ara verilmiş. Bu nedenle binanın içi ile dışı farklı mimari özellikler taşıyor. Bir sonra ki gün ise Ünlü Meksikalı sanatçı Javier Senosiain'in Meksika mitolojisindeki fantastik tüylü yılan Quetzalcoatl'dan ilham alarak, organik formlarda tasarladığı muazzam park Nido De Quetzalcoatl'ı ziyaret ettik. Henüz inşası devam eden mekanda yer yer yerin altına giren bir yılanın kimi zaman eşliğinde, kimi zaman da gövdesinin içinde dolaşıyorsunuz. Sürrealist, sıradışı bir yapı, içi ise adeta uzay yolu. Kendimi Alice Harikalar Diyarı'nda gibi hissettim. Tüneller, labirentler ve bahçelerde dolaşırken sürekli karşılaşılan sürprizler... Orada geçirdiğimiz gün hava çok güzeldi. Konaklanabilecek yarı değerli taşlarla dekore edilmiş mağara odaların altın banyolarına hayran olduk. Yanıp, sönen minerallerden oluşan aydınlatmaları karşısında şaşkına döndük. Dördüncü günde; Frida'nın evine gittik. Gerçek bir sanatçıya ait etkileyici, acılarla örülmüş sürrealist karanlık bir dünyaydı. Seyahatin son üç günü için Meksico City'den ayrılarak dostlarımızın tavsiyesi ile vakti zamanında Andy Warhol'un popüler kaçış noktası, bohem bir sahil kasabası olan Zihuatanejo'ya gittik.
SÖRFE UYGUN

Palmiyelerle çevrilmiş bir yolda kısa bir yolculuktan sonra otelimize, Hotel Las Palmas Zihuatanejo'ya vardık. Geniş, sarı, ipek gibi kumlarla kaplı bir plajın ucunda; sessiz, sakin, lüks bir yerleşim birimindeydi otelimiz. Pasifik Okyanusu biraz dalgalı, sörf yapmaya uygun. Temiz ve berrak bir suya giriyorsunuz. Kumsal ise son derece sakin, neredeyse kimse yok. Her yerde palmiye bulmak mümkün. O sıcakta; sebzeden yapılmış tortilla ve üzerinde deniz ürünleri, karidesler... Yanında avokadodan yapılmış guacamole sos. Leziz, yeşil kaktüs suyu! Kısaca her adımınızda yeni bir sürprizle karşılaşacağınız Mexico City tatili, sizin yeniden yaşam enerjisiyle ve mutlulukla dolu bir şekilde günlük hayatınıza dönmenizi sağlayacak bir tecrübe...

LÜKS SOKAKLARINDAN GECEKONDULARA KADAR RENKLER HER YERDE

Düzenli ve görkemli caddelerin, lüks villa mahallelerinin, iddialı alışveriş caddelerinin ve gecekonduların bulunduğu Mexico City'nin her noktasında gözünüze çarpan en önemli detay renkler... Yemyeşil bir şehir olan Mexico City'nin binaları rengarenk boyanmış olmasıyla dikkat çekiyor. Özellikle gecekondu mahallelerindeki renkler sınır tanımıyor. Bölgedeki grafitti çalışmaları da medyaya konu oluyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.