Yakınlara kaçıp bir nefes alsak!
![Yakınlara kaçıp bir nefes alsak!](https://iasbh.tmgrup.com.tr/c2cd82/650/344/0/0/0/0?u=https://isbh.tmgrup.com.tr/sbh/2015/11/29/650x344/1448736450883.jpg)
Bir iki günlük teneffüs istiyorsunuz ama yok ki şöyle yakın, sade, mütevazı, lezzetli bir yer... Yok mu sahi? Var! İstikamet, Riva/Ömerli... Mutfak malzemeleri tam da yerinden geliyor, mükellef kahvaltı sonrası Alman kurt köpekleri 'dijestif' etki yapıyor!
O NASIL SOFRA!
Hava kararmış, herkes trafikten telef olmuştu. Fakat o sofra da neydi? Aman Allahım, Divle obruk peyniri de mi vardı! Ofofof, bu topiği kim yapmıştı... Taramanın kıvamı nasıl da tutmuştu... Ev sahibi ne hoş ve zarif bir kadındı. Neredeyse elleriyle yedirdiği o ekstra helmeli barbunya nasıl şeydi... Atıştırma faslından büyük yemek masasına geçince, her şey yerli yerine oturmaya başladı. Buranın sahibi Alman Liseli, son derece zeki ve donanımlı bir adamdı. Eşi diş hekimiydi. Bu işi iş gibi görmüyor, zevk alıyorlardı. Zaten öbür türlüsü çekilmezdi. Zira bakımlı bahçenin öbür ucunda köpek çiftliği ve oteli vardı. Aile, birbiriyle yarışır güzellikte ve asalette (Hepsinin soy ağacı belli, her şey uluslar arası standartlarda) Alman kurt köpekleri yetiştiriyordu. İçlerinde ödüllü ve dereceli olanlar vardı. Meşakkatli ve masraflı işti, sevmeden mümkün değil yürümezdi. Mutfaktan genç ve tatlı bir kadın şef sorumluydu. Ermeni olmasının avantajıyla, hele mezelerde döktürmüştü... Beklemediğimiz kadar iyiydi yemekler: Ördek yumuşacık, yanındaki Siyez bulguru nefisti. Fakat asıl o peynir, soğuk et ve lakerdadan çiroza deniz mahsulü çeşitleri, nasıl olup da Riva'da bir motele birkaç beden büyük gelecek kadar yüksek standarttaydı? O da anlaşıldı: Danışmanları, Anadolu Halk Mutfağı Derneği Başkanı Adnan Şahin'di. Her şey tam da yerinden getiriliyordu. Yemek masasından sonra kanepekoltuk sistemine geçildi. Çıtır çıtır yanan şöminenin karşısına... Alevin gücü, gıybetin de ateşini artırdı! Sonra yattık uyuduk. Yeşillikler içindeki, basit ama hiçbir eksiği olmayan odalarda. Sabah, sürprizleriyle geldi. Bir kere hava aydınlık, hatta güneşliydi. Esas: Kahvaltı müthişti. Açık büfe ama özelliksiz tek kalem yok: Yozgat küp peynirinden Tokat bez sucuğuna, Rize deride yoğurt çökeleğinden su böreği, katmer ve pekmezli kaymağa, tam ziyafet sofrası... O kadar yemekten sonra ne kadar fayda eder meçhul ama köpeklerle koşturup oynamak bir miktar 'dijestif' olmalı. Değilse de, zevkli en azından! Ve öğretici... Kahvelerden sonra dönüş için ikişer üçer yola koyulduk. Belki de ilk defa internet sitesinin vaat ettiğinin üstünde bir otelle karşılaşmış olmanın hayret ve neşesiyle... İlk karda ve ilk baharda, onlardan önce de ilk fırsatta tekrar gelme niyetiyle... Şehrin ağırlığından ezildiğimizde, küçük ve mütevazı bir teneffüs istediğimizde... Oh be, nihayet bulduk!
EN SON HABERLER
- 1 Aydın Gezilecek Yerler - Aydın’da Gezilecek Tarihi Turistik Mekanlar ve Müzeler Listesi
- 2 Bingöl Gezilecek Yerler - Bingöl’de Gezilecek Tarihi Turistik Yerler, Az Bilinen Fotoğraf Çekilecek En Güzel Mekanlar
- 3 8 bin yıllık miras Hevsel Bahçeleri
- 4 Şehrin kaosundan lezzetli bir kaçamak Sakarya
- 5 Aşkın şehri Konya
- 6 Köln: Sanat, tarih ve lezzeti buluşturan şehir
- 7 Kayak severlerin komşudaki saklı cenneti
- 8 Zamanı durdurun Bursa’da inecek var!
- 9 Arının peşinde bal gibi yolculukbal
- 10 Geçmişle geleceği buluşturan şehir: Ankara